37. FORMÜL

379 24 2
                                    

  




"Evet, Joseph. Kameraların kayıttan çıkmasını ve düzenlemesini sen yapacaksın."
   "Nasıl istersen."
   "Benim adımı verdin mi kimseye?"
   "Hayır, kendimin emrettiğimi söyledim. İşi yapacaklar, burunlarını sokmayacaklar ve haklarını alacaklar. Onlar için her şey basit."
   "Harika. Saat kaç?"
   "01:30"
   "Çıkabilirsin." Diyerek gidebilmesi için küçük bir işlem yaptığımda arka kapı açılmıştı.

   Çalışma odasının kapısı çok uğraştıracaktı ve ben bunun için zaman harcamayacak kadar sabırsız biriydim.
  
  Yeni işkence yöntemleri bulmalıydım.
   Şerefsizlerin çığlık çığlığa kalacağı;
   Diğerlerinin bundan ders alacağı;
   Kadınlara bir şey yapmaya kalkamayacağı, 'ya sıra bendeyse?' korkusuyla yaşayacakları, izlerken kanlarının donacağı işkence yöntemleri...

   Joseph çıktığı an kendimi not defterinin başında; elimde bir kalemle düşünürken buldum.
  

Bakalım, misafirlerim beni en çok nasıl eğlendirebilirdi?...

*

   "Evet... Eğer bıçağı zaten yarada tutarsam, yavaş yavaş deriye ittirirsem... Yavaş yavaş... Yavaş yavaş... Çığlıkları depoyu inletir, be!" Ağzımdan çıkan zevk dolu cümleler eşliğinde not defterine yazdığım yeni işkence yöntemlerine gururlu bakışlar atıyordum.
  

Fakat, elektronik saatime gelen bildirim önemli bir konu olduğunu belli ederken, kapattığım telefonuma ulaşmak için masanın diğer ucuna doğru ilerledim.
  

Elime aldığım alet saniyeler içinde açılırken en son aramalarda amcamın ismini görmemle sitem dolu bakışlarımı telefona atıyordum.
  
Hay bu Kırmızı Masasını da, toplantısını da...
  

Şu Savaş Sokolov yöneticilik işini fazla ciddiye almışa benziyordu.
  

Aksi taktirde Masada bir birimizin yüzünü ayda bir defa bile zor görebiliyorduk.
  

Fakat, iyi tarafından bakarsak, horozlar ötmeden değildi toplantı.

   07:30'daydı ve gayet uygundu.

   Şu anda saat 02:15'di.

  
Uyuyabilirsem, uyumak, uyuyamazsam, planı tekrardan gözden geçirmek yapacaklarım listesinin dahilindeydi.
  

  
Odadan çıktığım an içime doğan boşluk milim milim beyin hücrelerimi ele geçirirken birden gözümün önünde 'acaba işkolik olabilir miyim?' sorusu canlandı.
  

Tabiki de olamam. Keyif yapmaya bayılırım bir kere. Hele, elinde kahve varken yeni işkence yöntemleri keşfetmek tam bir terapi!
   

Hiç bir şeye karşı dağılmamakta kararlı olan dikkatimin şu anki hedefi tamamen uyumakken, odama girdiğim an artık beni bunaltmaya yüz tutan kıyafetlerimi hiç beklemeden üzerimden tek tek çıkarıp, rahat olabilmek için askılı ve şort pijamalarına yayındı bakışlarım.
  

Tamamen düz ve siyah olan, görünümünde kot tarzı havası veren takımı elime alıp, üzerime geçirdikten sonra yeni keşfettiğim uyuma taktiğini yine ve yine denemekten kaçınmadım.
  

BELKİ DEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin