Ölüm Kurtuluş Olur

68 7 0
                                    


Değerli oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum..
Seviliyorsunuz..
Keyifli okumalar dilerim..

----------------------------------
11.08.2016 / Perşembe
Şikago / USA

Kailey şoktan hızla çıkmış, hemen kapıyı kapatmaya çalışmıştı, ama sadece çalışmıştı, Vernon ondan önce davranmış, hemen içeriye girmişti. Kızın korku dolu yüzünden dolayı, zevk almıştı ve onu ittirip mutfak tezgahına belini çarpmasını sağlamıştı.

Kailey sırtının acısı ile inlemiş, korku ile çarpan kalbini ağzında ve kulaklarında hissetmişti. Vernon ona sırıtarak bakıyordu, gözlerinde çok garip ve ürkütücü bir ifade vardı. Korkuyordu evet ama korkudan daha çok baskın olan bir duyguyuda yaşıyordu, öfkeli ve hırslıydı, onu karşısında görünce bunları hissetmişti.

" Sonunda beni buldun işte, aylardır arayıp duruyordun yaa, ama sana çok kırıldım beni polise şikayet edeceğini hiç düşünmemiştim, insan babasına ihanet eder mi hiç."

" Kes, kes sesini, sen benim babam değilsin, sen benim hiç bir şeyim değilsin, sen ufacık bir bebeği ailesinden ayıran, kendi karısını öldürten, hayatta hiç bir amacı olmayan cani, pislik, bir zavallısın."

Kailey bağırarak kurduğu cümlesini bitirir bitirmez, sol yanağında hissettiği darbe ile kafası sağ tarafa doğru düşmüş, kulağında ve yanağında keskin bir acı baş göstermişti. Ağzını açtı ve eliyle acıyan yanağını tuttu, galiba burnu da kanamaya başlamıştı. bu zamana kadar ondan hiç sevgi görmemişti, azarını çok yemiş, onu memnun edememişti ama hiç bir zaman fiziksel şiddet uygulamamıştı bu ilk oluyordu.

Bir süre gözlerini kapattı, dişlerini sıktı ve sakinleştikten sonra, sinirle ona bakmaya devam etti, içinde korkuya dair tek bir şey kalmamıştı, ona gülerek bakan bu insan müsvettesine burnundan soluyarak bakıyordu. Elinin tersi ile burnunu silmiş, kanını yanağına doğru bulaştırmıştı.

Ona karısından bahsetmek sinirlendirmiş gibiydi ama genç kız farklı bir şey keşfetmişti. Gözleri bir garip bakıyordu, sakalları uzamış yüzünü kaplamıştı, üstü başı dağınıktı ve sanki aylardır sokaklarda sürünüyormuş gibi bir hali vardı. Bu tuhaftı çünkü, onun yüklü bir miktar para ile kaçtığını biliyordu, hiç çalışmasa ona yıllarca yetecek kadar çoktu.

" Bakıyorum da hemen benimsemişsin aileni, bunca yıl ben baktım sana, ben çektim senin bitmek bilmeyen isteklerini, hiç istemediğim halde yıllarca sana bakmak zorunda kaldım, sırf karım istedi diye seni aldım ama sen bana nankörlük ettin."

" Neden bahsediyorsun sen haaa, aklın mı yerinde değil senin, sen beni daha doğduğum gün ailemden çaldın, hepimizin hayatını mahvettin, üstelik bana cehennemi yaşattın, hiç bir gün dahi senin babam olduğuna sevinemedim, her zaman beni ittin, gerek sözlerinle, gerek bakışlarınla, şimdi gelmişsin sanki çok iyi bir baba olmuşsun da ben sana ihanet etmişim gibi konuşuyorsun, hemen çık git evimden."

" Ben olabildiğim kadar iyi bir baba oldum, seni sokağa atmadım, yıllarca benim evimde kaldın, benim param ile doydun, giyindin, istesem seni aldığım gibi geri bırakırdım ama yapmadım."

" Evet yapmadın, bena yediğim her lokmayı zehir ettin, hiç bir zaman bana sevgi göstermedin, yetmedi, beni öldürtmeye kalktın, onu beceremeyince de beni para karşılığında en az kendin kadar şerefsiz birisine malmışım gibi sattın, bunuda evlilik bahanesi ile bana aşılamaya kalkıştın. Keşke, keşke sokağa atsaydın yaaa, keşke yapsaydın, şimdi canım bu kadar çok yanmazdı."

Vernon bu sözlerden sonra zaten bildiği şeyleri bir kez daha duymuş olmanın verdiği öfke ile kıza biraz daha yaklaştı ve konuşmaya devam etti, buraya bir amaç uğruna gelmişti ve onu yapmadan da gitmeyecekti. Onu iki hafta önce televizyonda gördüğünden beri bu anı düşünüyordu.

YARALI MİNİK KUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin