[14] hatırlamıyorsun değil mi?

2K 236 123
                                    

"Abi hiç iyi görünmüyorsun." dedi Minho elindeki kahvelerden birini Chan'ın önüne bırakıp yanındaki yerine otururken.

Nasıl iyi olabilirdi ki? Seungmin'i düşünüyordu. Konuşamamışlardı da bugün henüz, aklı onda duruyordu bu yüzden. İyi miydi, değil miydi ya da hala ara sıra ağlıyor muydu bilmiyordu.

"Değilim çünkü." dedi Chan oturduğu yerde iyice aşağı kayarken. Ön sıralarında oturan Changbin ve Hyunjin de arkaya dönmüş onları dinliyordu.

"Bir şeyler olmuş belli." dedi Hyunjin bir yandan bunaldığı için saçlarını toplamaya çalışırken.

"Anlatacağım size. Kafamı toparlayabilsem bir..." dedi Chan, derince bir nefes aldı sonra. Akşam Seungmin'i evine bıraktıktan sonra ona 'uyuyamazsan ara, tekrar gelirim yanında' demişti. Ki Seungmin'in kötü olsa onu arayacağını biliyordu zaten. Aramamıştı, muhtemelen çok ağlamaktan yorulduğu için uyumuştu hemen.

Ama Chan uyuyamamıştı işte. Sabaha kadar yatağın içinde dönüp durmuştu. Ara sıra telefonunu açıp gelen arama ya da mesaj var mı diye kontrol etmişti.

Uyuyamadığı için şimdi zaten dolu olan aklını toplamakta, düzgün düşünmekte zorlanıyordu.

"Akşam size saat kaçta mesaj attım?" dedi sonunda oturduğu yerde doğrulup Minho'nun kendisine aldığı kahveyi eline alırken.

"On bire geliyordu saat. Niye ki?" dedi Changbin sırtını sıranın yanındaki duvara yaslayarak.

"Sonra işte Seungmin'e yazdım programa çağırmak için falan... Biraz konuştuk sonra annem çağırıyor birazdan geleceğim dedi bana. Geri geldiğinde farklıydı, anladım zaten iyi olmadığını." diyerek yeniden sıkıntıyla derin bir nefes aldı Chan.

"İyi hissetmiyorum sanırım dedi, sonra hava almaya çıkacağını söyledi. Yanına gittim ben de." dedi ve gözlerini elindeki kahve bardağına indirdi. Olanları tekrar düşününce aklı iyice bulanıyordu.

"Çok ağladı abi..." dedi istemsiz bir şekilde sesi kısılırken "İçim gitti böyle, anlatamıyorum bile. Çok fazla ağladı..." dedi sonra sıkıntıyla yüzünü ovuşturdu.

Minho, Hyunjin ve Changbin onu dikkatle dinliyordu ancak ne tepki vereceklerini bilememişlerdi. Çünkü Chris'in bundan önceki ilişkilerini de biliyorlardı ancak onu hiçbir zaman böyle görmemişlerdi. Ki henüz bir ilişkileri yoktu Seungmin'le.

"Neden bu kadar kötü oldu çocuk bilmiyorum ama çıkışta Felix'le buluşmaya gidecektim. Beraber gidelim Seungmin'i görmüş olursun olmaz mı?" dedi Hyunjin aralarındaki kısa süren sessizliği bozarak.

Başını aşağı yukarı salladı Chan Hyunjin'e bakarak. Sonra da Minho konuştuğu için ona doğru döndü.

"Kendini toparlaman lazım ama biraz. Zaten kötüydü diyorsun, seni böyle dağınık görürse de üzülür."

Tekrar başını salladı Chan. Sonra yeniden aralarında kısa bir sessizlik oldu. Bu kez konuşma başından beri sesini çıkarmayan Changbin bozdu sessizliği.

"Yani Felix'le first date diyorsun Hyunjin öyle mi?" dedi gülerek. Üç arkadaşını da güldürmüştü.

"Abi elim götümde duruyor heyecandan. İlk defa biriyle buluşacağım için bu kadar heyecanlıyım." dedi Hyunjin oturduğu yerde heyecanla kıpırdanırken. Minho güldü yeniden.

"İyi gidiyor yani?" dedi kaşlarını kaldırarak.

"Yani şöyle anlatayım size..." dedi Hyunjin, sonra Changbin'e doğru döndü "Changbin ve Marvel gibi," Minho'ya doğru döndü "Minho ve Jisung'a olan enayiliği gibi," sonra Chan'a doğru döndü "Chris ve bilgisayarda şarkı yapmak için kullandığı program gibi ve..." tek elini sol göğsüne koyup öbür eliyle gözlerini siliyormuş gibi yaptı "Jungwoo Deluxe Box fotokartla binderım gibiyiz."

zortingen şıtrayze - chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin