Mutlu Birkaç Hafta

99 6 1
                                    

Olayın üstünden haftalar geçmişti, her şey iyi gidiyor gibi görünüyordu.
Jasper zor da olsa Maya'nın ölümünden sonra kendini kaybetmemeye çalışıyordu.
Clarke kampı terk etmişti ondan haber alamıyorduk.

Bir sabah dağdan erzak toplamak için erkenden yola çıktık.
Raven arabayı kullanıyor, Octavia peşimizden atla geliyordu.
Jasper dağdan arakladığı müzik çalar ile bir kaç şarkı değiştirdikten sonra 'Add It Up' şarkısında durdu.

Şarkı çalmaya biz eşlik etmeye başladık...
Jasper bağırarak şarkıyı söylüyordu
'Why can't i get just one kiss?!'
üstü açık olan arabamızdan kafasını çıkartıp bağırmaya başladı.

'Yanıma gel yn!' dedi bana doğru bağırarak
'Jasper orda iki kişilik yer yok!' dedim gülümseyerek
'Kes sesini' dedi ve kolumdan kavrayarak beni yukarı çekti.

'bağır!' dedi sırıtarak
Bağırabildiğim kadar yüksek sesle bağırdım.
Gülmeye başladı ve bağırarak şarkı söylemeye geri döndü.

Bir süre sonra dağa vardık.
İçeri girdiğimiz gibi Jasper elimden tutup beni bir yere götürdü.

Sanat deposu gibi bir yerdi, her yerde tablolar vardı.

'Burayı çok severdi...'
'Maya, buraya bayılırdı'
dedi arka arkaya göz yaşı dökerek.

'Koruyamadım onu' dedi ve hıçkırıklara boğuldu.

Ona yaklaşıp sıkıca sarıldım.
'Elinden bir şey gelmezdi, kendini suçlama'
Geriye çekilip göz yaşlarını sildim.
'Seni böyle görse içi parçalanırdı, yapma böyle Jas' dedim

'Elimde değil, aklımdan çıkmıyo' dedi boğuk bir sesle
'Jasper nefessiz kalıcaksın!'
'Benimle birlikte nefes al' dedim ve ard arda bir kaç derin nefes aldım.

'Gel diğerlerinin yanına gidelim, kafan dağılsın' dedim

'Burada kalsak?' dedi çocuksu bir edayla.

'Olur-'
dedim ve kafasını dağıtmak için etrafa kısaca bakındıktan sonra sordum.
'Sence burada hiç Modigliani tablosu bulabilir miyiz?' dedim heyecanla
'Göz bebeklerini çizmeyen adam mı?' dedi göz yaşlarını silerek
'Ruhunu görebildiği insanların göz bebeklerini çiziyor!' dedim ciddi olmayan bir sinirle.
'Tabi- sen şuna güzel çizemiyor desene.' dedi gülerek.

Ona doğru dönüp gülümsedim
'ilk bulan kazanır' dedikten hemen sonra koşarak üstü örtülü tabloların örtülerini kaldırdım.

Gülerek bana eşlik etti.
Tahminimce yaklaşık bir saat sonra 'Kızıl saçlı kadın' tablosunu buldum
'Hah- işte burda...' dedim sevinçle
'Kazandım!'

İçeri birden Bellamy girdi
'Burdasınız! Ne zamandır sizi arıyoruz' dedi
'Hadi gidiyoruz!'

Kampa geri döndüğümüzde akşam olmuştu.
'Bana bi içki borçlusun Jas' dedim Jasper'a dönerek.
'Öyle olsun ufaklık' dedi ve saçlarımı karıştırdı.
'Hadi ama bu şakaya son verdik sanıyordum, sadece iki ay büyüksün aptal!' diye bağırdım.
'Terbiyeli ol küçük hanım büyüklerinle böyle konuşamazsın' dedi Monty gülerek.
Sinirle koluna acıtmayacak şekilde vurdum.
'Ucube!' dedim kaşlarım çatık bir şekilde.

Bir şeyler içmek için Jasper'ın yanına gidip bardağımı aldıktan sonra Bellamy bardağımı elimden aldı.
Şaka aralarında yayılmış olacak ki Bellamy sinir bozucu bir şekilde sırıtarak 'Bunu içmek için fazla küçük değil misin?' dedi
'Bu gece yalnız yatmak istemiyorsan ufaklık şakalarını kes Blake!' dedim
'Ooo' dedi Bellamy dudağının kenarı ile gülümseyerek
'Konuştu ufaklık' dedi Raven
'Hatırlıyor musunuz o gün Monty attan düşmüşt-.'
Bellamy ben daha lafımı bitiremeden araya girdi ve
'Zorlama yn, senden başkasıyla dalga geçmeyeceğiz'
diye ekledi.

'Kahretsin!' dedim kısık sesle.
Hepsi birlikte güldüler.

Bir süre başka şeylerden konuştuk, tam unuttuklarını düşünmeye başlamıştım ki Monty atıldı;
'Senin uyku saatin geçmedi mi?'
Bir süre gülüştüler, Bellamy ciddiyetle bana dönerek beni kucakladı.
'Ben yatırırım şimdi bu bebeği' dedi ve odaya doğru yürümeye başladı.

'Bu baş başa kalmak için bir bahane değilse bozuşuruz Büyük Blake!' dedim sinirle

'Sinirlenince daha çekici olduğunu söylemiş miydim?' dedi

'Bu tavlama cümlesinin yüz yıllar önce işe yaradığını söylemiş miydim?' dedim gülümseyerek

'Tüh başka türlü tavlayacağız artık...' dedi.

Günlerimiz böyle geçiyordu her şey kusursuzdu ama çok büyük bir eksik vardı;
Abim...
Neredeyse iki ay olmuştu, daha dönmemişti ve her ne kadar belli etmesemde bu durum içten içe beni bitiriyordu.

Tüm yalnız insanlar||The100Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin