Yıl 2014
Kasım ayı.
Amerika'dan kalkan bir roket.
Ailesine baş kaldırmış bir kız var elimizde . Her şeye rağmen ayakları üzerinde durmuş, astronot olmuş ve yıllarca eğitim almış biri. Nihayet merkez onu uzaya göndermeyi kabul etmiş , eğitiminin tamamlanmış olmasına sevinmiştir. Melody çok zeki ve güzel bir bayanmış. O kadar güzelmiş ki gören tekrar tekrar bakmaya doyamazmış. Daha 25 yaşında olmasına rağmen onda doğaüstü bir zeka varmış. Girdiği mekanlarda zekasıyla , güzelliğiyle ve gizemliliğle ilgi çekermiş. En az beş yıllık bir eğitim olmasına rağmen bir mucize yardımıyla şimdi buradaymış. Şu anda ise kendisiyle gurur duyuyor ve hayallerinin arkasından gidiyormuş. Bu güzel kızımız 6 dil biliyormuş. Yunanca , ispanyolca , Rusça , Fransızca , Romance ve kendi öz dili olan İngilizce. İnsanlar onun bu zekasına hayret ediyor , erkeklerde onu elde etmek için peşinden koşuşturuyormuş. Bu kızımızın bazı psikolojik problemleri varmış. Kimse mükemmel değilmiş ama yinede bunları kimseye söylemiyormuş.
Bunlar : Borderline , Obsesif - Kompulsif , Yemek Bağımlılığıymış.
Melody , kimsenin yapamadığı bazı şeyleri yapabiliyormuş. Özellikle insanları manipüle etmek konusunda... Genç yaşında bu özelliğini keşfetmiş ve geliştirmiş. İçinden bir yön kötü olmak konusunda takıntılıymış ama hep dengede tutuyormuş kendisini. Bu yüzden bazen şeytana dönebiliyormuş.
Bazen de meleğe...
Gözleri değişikmiş hatta o kadar değişikmiş ki insanları kendine çekiyormuş. Melody'in bir gözü yeşil , bir gözü de maviymiş. Ama ne yeşil , ne mavi ! Mavinin içinde yeşiller , beyazlar ve turuncular varmış. Yeşil içinde ise toz yeşiller , beyazlar ve toz maviler varmış. İki gözü birbiriyle o kadar bağımsızmış ki... Gözleri ne kadar bağımsızsa , o kadar da birbirini tamamlıyormuş . Biri onun gözlerinin içine bakınca kendini çekemiyormuş , ölene kadar o gözlere bakmak istiyormuş. Öyle bir çekim kuvveti varmış ki gözlerinde bu güzel kızın. Sarının en güzel tonu olan saçları beline kadarmış. İnce bir bedeni varmış ama boyu uzunmuş prensesin. Eh , biraz da kibirliymiş. Empati kurar , karşısındakini düşünürmüş ama işine geldiğinde yaparmış bunu.
Bu kızımızın beynindeki düşünceler hiç susmazmış. Bazen o kadar kuvvetli olurmuş ki bu düşünceler beynini fazla yormaktan bayılırmış. Tuhafmış ama tuhaf yanı güzelliğini örtemiyormuş. Herkes tarafından sevilirmiş ama onu kıskananlar da varmış. Hatta düşmanları bile varmış bu güzel kızımızın. Tüm kızlar onun yerinde olmak istiyormuş. Gözdeymiş anlayacağınız .
Uçuşa çıkacakları günden bir hafta öncesine kadar ailesine haber vermiş. Ailesiyle arası hala pürüzlüymüş. Genç kız bu duruma ne kadar üzülsede , hayallerinin peşinden gitmekten memnunmuş. Annesini aramış ilk önce . Annesi her zamanki gibi açmamış telefonunu. Sonra babasını aramış . Tabi ki babası da açmamış telefonu . Çok üzülmüş ama pes etmemiş. Erkek kardeşini aramış ve onların evlerinin oradaki kafede bir saat sonra buluşmak için sözleşmişler. Erkek kardeşi ablasına hayran oluyormuş. Adı Jack'miş bu delikanlının.Ablasına çekmiş . Ablasının bir tanesi 18 yaşındaymış. Ablası ayrı evde yaşadığı için onu göremiyormuş ve çok özlüyormuş. Annesiyle babası da onu çok özlüyorlarmış ama gururlarını ezip kızlarıyla konuşmuyorlarmış. Jack ablasının güzelliğine aşıkmış. Hatta ilk aşkı ablasıymış. Hep ablasıyla resim çekilir ve çeşitli sitelerde paylaşırmış . İnstagram , snapchat , facebook...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Tanrıçası
FantasyHer şeyiyle bambaşka olan bir gencin hikayesi. Sıradan bir gençken , uzayda tanımlayamadığı beyaz ışık tarafından kaçırılmıştır. Bu bembeyaz ışıkta ona biraz olsun tanıdık gelen tek şey simsiyah gözlerdir. Her şeye karşı çıkarak astronot olmuş...