Küçük Bir Kaza

25.7K 721 24
                                    

"Hay aksi!"

Apartmanın önüne park yeri olarak bırakılan dar alanda sinirli bir şekilde gözlerimi gezdirdim. Keşke ev sahibi evin bütün odalarının resmini internete yüklerken, otopark olarak kullanılan yerin resmini de ilana eklemiş olsaydı, burayı kiralamadan önce biraz daha düşünürdüm, dersem yalan söylemiş olurdum. Çünkü düşünmezdim... Dayalı döşeli evin kirası boş ev kiralarından daha ucuzdu ve böyle ucuz bir ev ilanını internette görünce hemen ev sahibiyle konuşmuş ve pazarlık yapmadan evi tutmuştum. Şu anda başımı taştan taşa vurmanın bir anlamı yoktu, zira atı alan çoktan Üsküdar'ı geçmişti. Neden mi böyle söyledim? Çünkü evin bir aylık kirasını ve depozitosunu çoktan ev sahibinin verdiği hesaba yatırmıştım bile. Artık bugünlük idare etmek zorundaydım. Çünkü böyle mütevazi bir mahallede, basit bir apartmanın önüne park edilmiş iki lüks ve pahalı arabanın sahiplerinin burada oturmadığına adımın Çakır olduğu kadar emindim. Benim böyle arabam olsa bırak kullanmayı, çizilecek diye garajdan dışarı çıkarmaya korkardım.

Dikkatli bir şekilde eski model kamyonetimi yani modern adıyla pikabımı, iki lüks aracın arasına milim hesabı yaparak park ettim. Kamyonetten kapıyı tam açmadan dikkatli bir şekilde inmem gerekecekti ki, umarım bu konuda bir aksilik yaşamazdım.

Ben kamyoneti park edip el frenini kaldırdığım anda Maylo heyecanla ayağa fırlayıp havlamaya başladı. Ona da hak vermem gerekiyordu, canım kızım saatlerdir yoldaydı ve artık kapalı yerde kalmaktan iyice sıkılmıştı.

"Tamam kızım, merak etme aklımdasın. Ev sahibiyle görüşmeden önce senin tuvalet işini halledeceğiz, taşınma işini sonraya da bırakabilirim."

Maylo dediklerimi anlamış gibi heyecanla iki defa havlayıp, suratımı yalamaya çalıştı.

"Hayır kızım, şu anda vaktimiz az. Bu yıkama, yağlama işini sonraya bırakalım olur mu?"

Hemen makaralı otomatik köpek gezdirme tasmasını taktım ve kamyonetin kapısını yavaşça araladım. Vücudumu dikkatli bir şekilde aralık kapıdan dışarıya çıkarmaya çalışırken Maylo bir kere havladı ve aniden kucağıma atladı. Onu düşmeden tutayım derken kamyonetin kapısı benim geriye doğru sendelememle birlikte yandaki lüks aracın kaportasına çarptı. Allahım bütün terslikler beni buluyordu ve resmen aklıma gelen başıma gelmişti. Maylo'nun bir sonraki beklenmedik hamlesine karşı onu kucağımda sıkıca tutarak aralık kapıdan yavaşça çıktım. Kamyonetin kapısını kapatır kapatmaz lüks araca verdiğim hasarı görmek için arabanın kaportasında gözlerimi gezdirdim. İçimden ettiğim dualar boşa çıkmıştı çünkü siyah arabanın kaportasında beyaz kalın bir çizgi ben buradayım dercesine bana sırıtıyordu. Gözlerimi bu rüya olsun dercesine bir kez kapatıp açtım. Maalesef hiç bir şey değişmedi, bu durum da maalesef ayvayı yediğimin resmiydi.

Artık yapacak bir şey yoktu, önce Maylo'nun tuvalet işini halledecek sonra da bu konuyla ilgilenecektim. Yaramaz ve sabırsız kızımı tasması takılı olarak yere bıraktım ve yakınlarda bir yeşil alan bulurum umuduyla sokağın dışına doğru yürümeye başladım. Önümden Maylo nelere yol açtığının farkında olmadan, yeni bir çevre görmenin heyecanıyla sağı solu koklayarak beni çekiştiriyordu.

"Ah be kızım! Sayende İstanbul'da alacağım ilk maaşım elime geçmeden gidecek yeri buldu. Umarım adamın arabasının sigortası vardır da, bu iş bize o kadar pahalıya patlamaz."

Maylo dediklerimi anlamış gibi kuyruğunu sallayarak iki kere havladı.

Bu İstanbul'da yeşil alan bulmak da oldukça zordu. Yaklaşık on dakika boyunca yürümemize rağmen önümüze hiç park çıkmamıştı. Artık daha fazla vakit kaybetmeden ev sahibiyle görüşmem ve ondan anahtarı aldıktan sonra taşınma işini halletmem gerekiyordu. Kısacası gezintimizi bitirip hemen geri dönmek zorundaydık.

ÇAKIR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin