Marcus
Yaz bitmişti ve bugün okulun ilk günü. Okulda iyi anılarım olduğunu söyleyemem. Arkadaşımla aynı tuvalet kabinine girdiğim için okuldan 1 hafta uzaklaştırıldım mesela. Bu olay okulun son haftalarında olmuştu. Bu yüzden insanlar bana lezbiyen sapık gözüyle bakıyor. Pek arkadaşım yok yani. Aman çokta sikimdelerdi zaten.Yüzümü yıkadım kıyafetimi giydim ve okula kaykayımla gittim. Yollar yokuş olması çok güzeldi kayarken çok güzel hissettiriyordu. İnsanları duymamak için şarkı dinliyordum bir yandan da müziği sevdiğim için dinliyordum. Dinlediğim şarkı ''Arctic Monkeys - Do I Wanna Know''
Okula varmıştım ve erken gidip müdürün konuşmasını yarım saattir dinlememek için geç gitmiştim. Sınıfa girdim neyseki hoca yoktu.
Ama nefret ettiğim insanlar vardı.
Sınıfa girer girmez bana baktılar.
Her zamanki gibi hakkımda bir şey söyleyip dalga geçtiler.Evet bakalım 9 ay bu insanlara nasıl dayanacağım?
Neyseki eski ben şimdiki ben aynı değilim saf değilim , her şeye üzülmüyorum.
Oturdum ve sınıfa, sınıf hocamız geldi ve arkasında kumral saçlı , uzun kirpikli , sanki bebekmiş gibi bebek cildi olan, inanılmaz gergin eli ayağı titreyen bir kız geldi.
Öğretmen yeni öğrenci geldi ismi Aveline falan filan dedi.
İsmi Fransızca fındık anlamına geliyor. Acaba Fransız mı?
Sınıfta sessizlik oluştu ve Tatlı gülümsemesiyle Hiiii!! Dedi tüm sınıfa.
Aman tanrım bu tatlılık beni ölürücekti.Benim önümde oturucaktı.
Kendimi tutamadım onu baştan aşağı süzdüm ve gülümsedim.
Bana 3 sn bakıp yerine oturdu.
Ders Matematikti . Matematikte iyiyim ama içinden hiç soru çözmek gelmiyordu.
Hoca bana baktı.
-Marcus geçen dönem hiç soruya kalkmadın ve matematikte hangi seviyesin onu bile bilmiyorum. Hadi bu dönem ilk tahtaya çıkan sen ol.
*hassiktir*
- Evet Marcus gelicek misin artık tahtaya.
- hocam tahta kalemim yok.
Güzel bahaneydi bence.
-Bende yüzlerce var itiraz etme tahtaya gel.
Yani ne yapabilirdim ki tek şansım tahtaya çıkmaktı.
Tahtaya çıktım ve sorunun zor olduğunu gördüm. Buna rağmen hızlıca çözüp yerime oturdum.
Yeni kız dahil herkes bana şaşkın gözlerle bakıyordu.
- Ne hiç mi matematikte iyi olduğumu düşünmediniz mi ?dedim.
- Marcus bizi şaşırtın. Böyle devam et başarılarını bekleriz.
Dedi öğretmen.Ardından sınıfın sürtüğü Catty
Bu mu başarılı olucak diyerek sırıttı.- Catty sen bu soruyu çözemezdin ama Marcus kolayca çözdü kötü yorum yapmadan önce düşün ve arkadaşlarına saygılı ol.
Dedi öğretmen.
Bunun üzerine Catty bana göz devirerek önüne döndü ve üffff dedi.
İlk ders bitmişti zil çalmıştı.
Acaba yeni kızla arkadaş olsam mı diye düşündüm.
Düşünmeden yanına gidip hemen
- Selam ben Marcus, Marc diyebilirsin.
Diyerek gülümsedim- Selam ben Aveline.
Dedi şaşırarak- İstersen okulu gezdireyim sana olur mu?
Dedim, ardından Catty
Avlen bu lezbiyenle mi takılıyorsun dedi kahkaha atarak.Aveline'nin benden uzak duracağını düşündüm ama...
-Avlen değil Aveline ayrıca insanların cinsel yönelimleriyle dalga mı geçiyorsun? 1800 larda filan mı yaşıyorsun
dedi gülerek.
İçimden
YESSSSS YESSS AAAAA BU KIZ ÇOK İYİ ŞAKAA MI?
dedim içimden ama mutluluğum yüzümede yansımıştı.
Catty Avelineye göz devirip sınıftan çıktı.
- Teşekkür ederim böyle söyleyen ,beni savunan , hiç kimse olmamıştı.
- Şaka mı ya bu bildiğin cahillik ve aptallık.
-Keşke insanlarda böyle düşünse ama işte...Şimdi her şeyi boşverip okulu gezelim mi?
Dedim gülümseyerek.
Merdivenlerden indik uzun koridorlardan yürüyüp bahçeye indik.
-Okulun pek bir özelliği yok sadece güzel bir Bahçesi var bide benim gizli yerim var orada geçiriyorum tüm zamanımı.
- Bana o gizli yeri gösterir misin??
- Şey... hm
- Bana güvenebilirsin.
Dedi hafif gülümsemesiyle. Gülümsediği zaman kısılan gözleri beni öldürücekti.
- Hadi ya göstericek misin?
- Aa Evet evet.
Okulun bahçesinin arkasına gittik orada benim en sevdiğim gizli yerim vardı ilk defa birisine gösterecektim.
Avelineyi görür görmez farklı olduğunu anladım. Ona güvenebilirdim bence.Aveline.
Sanırım zor şeyler yaşamış ve gizli yerinde saklanıyormuş. Onu anlaya biliyorum.
Okulun arkasına gittik etrafta çiçekler vardı. Çok güzel bir yerdi ama daha içerisine girmemiştik.
Marcus kapıyı açtı ve inanılmaz güzel bir havası vardı. Her yeri çiçeklerle kaplamıştı , tavana yıldızlar çizmişti ve ortada eski bir koltuk vardı gri renkte.
Kocaman bir pencere vardı. Minnak masa ve üzerinde bir sürü kitaplar vardı. Sanırım orası eski bir tuvaletti. Üzerine bir sürü şeyler yazılmış .
Tuvalet kabinleri vardı. Bir tuvalet nasıl bu kadar güzel olabilirdi?- Nasıl beğendin mi
Dedi marcus.Çok şaşırmıştım orası büyüleyiciydi ne diyeceğimi bilemedim şaşkınlıktan
- ŞAKA Kİ BURASI ÇOK ÇOK GÜZEL.
- Beğendiğine sevindim hiç kimse gelmiyor buraya , biraz güzelleştiriyim dedim.
- birazz???- Yani.
————————————————————————
Merhaba tekrardan şimdilik hiç okunmuyor hikaye ama umarım ilerde okunur. Yazım hataları varsa özür dilerim 💛💛
YOU ARE READING
Petrikor
RomanceZor hayatları olan kendileriyle barışık olmayan iki mükemmel insanların tanışması. Kısaca iki ruh eşlerinin tanışması diyebiliriz... :)