"Gereği düşünüldü! Yaz kızım.. Barlas Kaya'nın daimi velayetinin annesi; Ahu Özdemir'e verilmesine.. Karar verilmiştir."
• İki hafta önce •
"Tamam abla sen o dosyayı ofise bırak, ben gittiğimde inceleyeceğim tamam mı? Hatta ne yap biliyor musun? Hale'ye ver inceler o halleder." Bir yandan toz alıyordum bir yandan ablama laf anlatmaya çalışıyordum. Kadın inatla o dosyayı özellikle bana vermenin peşinde, bende inatla almamanın peşindeydim.
"Allah aşkına sen nerdesin? İki hafta içinde bize sadece bir kere uğradın, annem söylenmeye başladı ha haberin olsun."
"Temizlik yapıyorum abla evdeyim," dediğimde iç çektiğini duydum. Ayrı eve taşınacağım dediğim günden beri hep böyleydi, inatla beni orada yanlarında tutacaktı. Yok neymiş evlenince zaten başka eve geçecekmişim. Belki evlenmeyecem?! "İki hafta boyunca her gün eve sadece beş dakika uğrama fırsatım oldu, tozdan geçilmiyor, hapşırmaktan da bir hal oldum zaten."
"Sana kim dedi ayrı eve çık diye?! Mis gibi evimiz var burada, akşam eve gel oh yemeğin hazır, çamaşırların tıkır tıkır yıkanıyor. İlla ayrı eve çıkacağım ayrı eve çıkacağım diye tutturdun, al sana ayrı ev."
"Biz her gün bu konuşmayı yapacak mıyız abla? Sakinliğe ihtiyacım var, sessiz ortamda kafam daha iyi çalışıyor."
"Ofis neyine yetmedi? Hem ne varmış evimizde? Gayet sessiz bir ortam burası da," dediğinde bile arkadan yeğenlerimin bağırış sesleri duyuluyordu. Ablam yeğenim Parla'dan sonra bir de ikiz doğurmuştu, evin içine sığamıyoruz artık hala neden taşındığımı sorgulayıp duruyor her gün. Çocuklar utanmazsa evi başımıza yıkacaktı.
"Çok sessiz gerçekten, nefis bir ortam. O ortamda gerçekten mis gibi davaları inceler üstüne bir de kazanırım biliyor musun? Hatta Keremle Kayra'da yardım ederdi incelemede. Dosyaları yırtarak."
Elimdeki bezi su dolu kovanın içine bırakarak odama gittim. Bir yandan da hala telefonu omuzumla kulağıma yakın tutmaya çalışıyordum.
"Aşk olsun Ceylin!"
"Yırtmadılar mı ama? Eve dosya getiremez oldum ya? Ben hep ofiste olmak istemiyorum abla anla bunu artık."
"Senin şu inadını ne yapacağım ben?"
Koluma alnımdaki teri silerek gülümsedim. "Kabul et artık abla, eve dönmüyorum, dönmeyeceğim. Ha ama eğer bir gün olur da eve döndüğümü görürsen, anla ki üst daireye çocuklu bir aile taşındı, işte o gün direkt eve döndüğüm gün olur."
"Seninde çocuğun olunca göreceğim seni."
İmkansız bir duaya amin demeye başladı yine. "Her ne kadar da sevsem yeğenlerimi, çocukları, bu teklifine allah korusun deyip konuyu kapatıyorum abla."
"Her neyse ablacığım, bu dava çok önemli, o yüzden dosyayı Hale'ye bırakmıyorsun ve söz veriyorsun bana, sen ilgileneceksin."
Odam havalansın diye pencereyi açıp yine oturma odasına geçtim. Balkonun kapısını açarak balkona çıktım ve kendimi sandalyeye bıraktım. Ablamı hoparlöre alarak arkama yaslandım. "Sen bana anlatsana şu olayı bi? Kimin davası? Seninle ne ilgisi var?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Târumar | Ilcey
Hayran KurguKendime gelmem uzun sürmemişti, kendisi bana doğru el uzatınca bunu tutmam gerektiğini farketmem beni yine kendime getirdi. "Ilgaz ben, üst kata taşınıyorum." "Ceylin," diyerek yavaşça elini tutup hafif oynattım. Elinin elimden ne kadar büyük olduğ...