- Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. -İyi okumalar dilerim.
▪︎▪︎▪︎
"Melikşah, aç şu kapıyı!" Hâlâ içeriden bir şeylerin kırılma sesi gelirken beni yine duymazlıktan gelmişti.
Kapıya sertçe vurmaktan artık ellerim sızlamaya başlarken bu sefer tekme attım.
"Melikşah aç dedim! Kendine zarar vereceksin be adam en sonunda! Aç işte!" Beni duyması için gücümün yettiğince bağırırken yine beni dinlemedi.
Telefonda konuştuğu kişi ne demişse deliye dönmüş, bana zarar vermemek için de kapıyı kilitlemişti.
"Melikşah!" Çıldırmış gibi adını bağırarak söylediğimde en sonunda açmıştı kapıyı.
"Git şuradan kadın, git!" Onunla yüz yüze geldiğimizde sinirine odaklanmaktansa vücut tepkilerine odaklandım. Kızarmış gözlerinden ve sinirden titreyen vücudundan krizin bitmediği anlaşılıyordu.
Sakince ona yaklaşıp ellerimi yanaklarına koydum. Daha öncelerinde hiç bir hastamla bu kadar yakın temasa geçip krizi önlemesini sağlamamıştım ancak onu sadece bu sakinleştirebilecekti. Buna inanmak istiyordum.
Ellerimi yüzünden uzaklaştırmasına izin vermedim. İnatla yüzünü tuttum.
"Gözlerime bak Melikşah." Kısık sesle emir verdiğimde dediğimi güç bela uyguladı. Gözlerinden sakinleştirmemin güç olacağını anlarken tek avantajım benden etkilenmesiydi aslında.
Muhtemelen benden etkilenmeseydi geçirdiği krizi daha da tetiklemiş olacaktım ona dokunarak.
"Gözlerini gözlerimden ayırmadan derin nefesler al." Miskin bir sesle söylediklerimi uygulamaya çalıştı ama bu teknikte onun için doğru bir teknik değildi.
Sakinleşemiyordu ve ben böyle yaptıkça sinirleniyor, bana zarar vermek istiyordu. Ancak kendini de bir şekilde engellemeye çalışıyordu.
Benden uzaklaşmak için bir hamle yapacaktı ki ona izin vermeden dibine kadar girdim. Nefesim boynunu okşarken boynunu öpüp kafamı boyun girintisine yasladım.
Birkaç saniye boyunca kaskatı duran adam en sonunda kollarını bana sararken o da benim kulağımın altını öptü. Belimi sıkıca saran adamın hâlâ sakinleşmediğini biliyordum ama elimden gelen bir şey olamazdı daha fazla.
Sakinleştirici içmeyi kesinlikle kabul etmiyordu. Benim ise onu sakinleştirmem bir sefere mahsus olmuş olmalıydı ki şu an ona ben bile fayda edemiyordum.
"Sakinleşemiyorum Mihri, git." Gitmem gerektiğini bile bile gitmeyi reddettim. Yine bana zarar verebilecek olabilirdi belki ama ondan uzaklaşmayı istemiyordum.
Sadece zamana ihtiyaç vardı. Onu sakinleştirebilirdim.
"Mihri, git!" Beni kendinden uzaklaştırmak için hamleler yapsa da ona izin vermedim. İstese beni kendinden çok kolay bir hamle de ayırabilirdi ancak bunu yapmıyordu. Yapmıyordu çünkü bana zarar vereceğini biliyordu.
"Bana bak." Diye kısık bir sesle konuştum. Göz göze geldiğimizde eskisinden daha da fazla sinirli olduğunu gördüm. Durumunun kötüleştiğini anlamak bu noktada daha belirgindi.
Göz göze gelince ne söyleyeceğimi unutup gözlerini izledim sadece. O benden birkaç cümle beklerken ben hiçbir şey söylemedim. Öylece öfkeden yanan koyu lacivert gözlerini izledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK +18
RomanceTenimin üzerinde teni vardı. Hastalıklı bir adama ev sahipliği yapan göğsüm cayır cayır yanıyordu. Verdiği soluklar diken gibi batıyordu tenime. Bana bir sarmaşık misali sarılmış, her zerresini hissetmemi ister gibi bırakmıştı tenini üstüme. Kokusu...