Medya:Deniz Karahan
... Yalnız olmanın verdiği rahatlık hissiyle baş başa bahçenin köşesindeki ağacın altında oturuyordum. Yeni öğrencilerin yaz tatiline 2 hafta kala gelmeleri saf oldukları izlenimini ister istemez bırakıyordu.Kızlar çıldırmış bir şekilde bahçe kapısında bekliyordu.Diyecekseniz ki sen kız değil misin?Evet öyleyim.Ama öyle 'kokoş' bir kız değilim.Dışardan sakin ruhsuz görünen ama sana ısındığı zaman delilikler fırtınası koparan bir insanım.
Ufak bir çığlık sonucu kafamı o yöne çevirdim.Bu 'kokoş' kızların dilinde "geldiler" mesajı oluyor. Başımı çevirince kızlar kalabalığından kurtulmuş olduklarını gördüm.Ortadaki kızları görmezden gelerek okula doğru gidiyordu.Sağ tarafındaki çocuk kulaklık takmış adımlarını hızlandırmaya çalışarak ilerliyordu.Sanki kızlardan kaçmak ister gibi.Ki bu çok doğal bende olsam aynısını yapardım.Gözlerini bahçede gezdirdi.Sonra gözleri benim üzerimde takıdı.Uzak da olsa masmavi gözleri fark edilmeyecek gibi değildi. Saçlarının hafif kıvırcık olması aşıırrıı karizmatik görünme- sini sağlıyordu...Bana bakarken adımları yavaşladı,duruşu hafif dikleşti.Sonra birden önüne dönüp yine adımlarını hızlandırdı.Bu yutkunmama neden oldu. Solundaki ise egoist olduğu 20 kilometre öteden belli olan bir tipti. Arkasına dönüp kızlara öpücük yollaması bunu kanıtlı- yordu.Sonra o iğrenç sesli Alperen şak diye yanıma oturdu.
Alperen—Nasılsın güzelim?
Sare —Alperen git başımdan.Seninle uğraşmak istemiyorum.
Alperen— Ama benim ilgiye ihtiyacım vaarrr.
Sare—Ananın sana vermediği ilgiyi benden bekleme.
Yanından kalkıp okula doğru yönelince peşimden gelmedi.Çünkü annesi pavyon karısı olduğu için babası onunla görüşmesini istemiyordu.Haklıydı.Zaten annesinin de onu görmek isteyip istemediğini kimse bilmiyordu.Arkadaşlarına bile söylemiyordu.Gerçi o yalakanın kaç tane arkadaşı olabilir ki?Damarına basmayı bende istemiyorum ama sınırını bilmesi lazım.Bir hışımla sınıfa girdim. Tam sırama oturacakken sıramın işgal edildiğini görmem...WHHYYYY?!?!?!Kim oldukları çoookk bariz olan 'saflar' kapmış güzelim sıramı.Bu kadar sinirlenmem normal bence çünkü arkalarda boş olan sıra yok.Yanlarına gittim saldırmamak için zor tutuyordum kendimi. Altın kuralı anlayanlar bilir.Dokunulmazlık.
Sare-Kalkar mısınız ? Burası benim.
A- Üstünde adın yazdığını sanmıyorum canım.
Kanına susamış herhalde.
Sare- Birincisi bana canım diyemezsin. İkincisi isim yazmasına gerek yok.Çantam vardı.
O egoist pislik arkasına dönüp bir şeyi havaya kaldırdı.BENİM ÇANTAM!
E-Ha şu küçük şeyi diyosun sen. Senin çantan olduğunu bilemedik.
Sare-Sıranın benim olduğu ortaya çıktığına göre başka sıraya gidebilirsiniz.
A-Bak CANIM gördüğün gibi başka üçlü oturulabilecek bir sıra yok. Kısacası hayır.
E-Eğer çok istiyosan ön sıra boş:)
Sare-Ön sırada insan var.
A-Eee?
Sare-İnsanları SEVMİYORUM.
E-İstemiyorsan benim yanıma gelebilirsin ye-aahhh! Niye vuruyorsun olm yaa. Bacağım kırıldı resmen.
Konuşurken ilk defa konunun içine dahil edilen o mavi gözlü çocuğa bakıyodu. Çocuğa baktığımda ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Yüzünde ufak bir öfke kırıntısı var gibiydi. Ama anlayamamıştım.
E-Pardon knk özür dilerim. Boşluğuma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başımın Tatlı Belaları
Random3 tane tatlı bela bir kızın sakin hayatının tam ortasına damlar...