Ali yolda giderken telefonundan Vuslat'ı arar, telefon bir süre sonra açılır
Ali: Vuslat teyze
Vuslat: Efendim Ali
Ali: Senden bir ricam olacak
Vuslat: Söyle Ali, ne gerekiyorsa elimden geleni yaparım
Ali: Nazlı'nın babası
Vuslat: Ne olmuş ona
Ali: Bana o adamı bulabilir misin Vuslat teyze nerde kalıyor, nerde yatıyor, bir işte çalışıyor mu, her şeyini bilmek istiyorum
Vuslat: Sen merak etme Alicim, ben hallederim o işi
Ali: Teşekkür ederim Vuslat teyze
Vuslat: Teşekkür ederim kelimesini sana yasaklıyorum Ali, bir kere de teşekkür etme Ali ya (gülerek)
Ali: (gülerek) Ne yapim Vuslat teyze alışkanlık olmuş. Neyse Vuslat teyze ben araba kullanıyorum, senden haber bekliyorum
Vuslat: Merak etme canım
Görüşme biter Ali ise yoluna devam eder... Uzun bir yolculuğun ardından Ali şirkete gelmiştir arabayı park edip arabadan iner ve şirkete girer kendi odasına doğru gitmeye başlar, odanın önüne gelince kendi masasında çalışan Merve'yi görür
Ali: Kolay gelsin Merve
Merve: Teşekkür ederim Ali bey hoşgeldiniz
Ali: Hoşbuldum Merve. Bugün ki programınızda neler var
Merve: Bugün öğleden sonra yatırımcılar ile bir toplantınız var ardından imzalanması gereken bir kaç evrak var, sonrasında boşsunuz Ali bey
Ali: Teşekkür ederim Merve, kolay gelsin
Merve: Rica ederim Ali bey (tebessüm eder)
Ali odasına gider ve masaya oturur bilgisayarını açar ve gelen maillere bakar. Maillere baktıktan sonra sandalyeden kalkar camın önüne gelir, ellerini arkada birleştirir ve derin bir nefes alır. O sırada Ali'nin telefonu çalar Ali arayanın ismine bakar ve hiç bekletmeden telefonu açar
Ali: Vuslat teyze
Vuslat: Adamı bulduk Ali
Ali: Vuslat teyze çok teşekkür ederim (görüşme biter Ali ise karşıya bakar) geliyorum İsmet efendi, senin için geliyorum (o sırada içeriye DorDem girer, Ali kapının sesiyle arkasını döner)
Doruk: Ali
Ali: Efendim Doruk
Doruk: Toplantı hazır seni bekliyoruz
Ali: (telefonunu yanına alır) Hadi gidelim
Demir: (gülerek) Telefonu yanına aldın bu sefer
Ali: Bir daha telefonu yanımdan ayirmayacam yoksa Selvi sultan beni keser
AlDorDem odadan çıkar ve toplantı salonuna doğru yürümeye başlarlar
Demir: (gülerek) Selvi sultan seni baya korkutmuş anlaşılan
Ali: Sana da eğlence çıktı haa, geç dalganı
Doruk: Ama Demir de bir yandan hakkı yani
Ali: (toplantı salonunun önüne gelirler
Ali: İçerde de böyle cıvıtmayın sakın
Doruk: O kadar da değil Ali merak etme
Ali: Ben yine de uyarımı yapim de
AlDorDem toplantı salonuna girer ve an itibariyle toplantı başlamıştır... Nazlı Masal'la birlikte odadan çıkıp aşağıya iner, kadınlar salonda oturmuş sohbet ediyorlardı
Nazlı: Biz geldiiiiikk
Açelya: Hiii teyzesinin kuzusu gelmiş (Masal'ı kucağına alır) fındığım, kuşum (Nazlı'ya bakar) Nazlış
Nazlı: Efendim Açi
Açelya: Ali'yle birlikte acilen bir çocuk daha yapıyorsunuz
Nazlı: Yuh Açi, hem anne burda o nasıl laflar öyle
Selvi: Kızım senin dilinin ayarı yok mu
Açelya: Özür dilerim, bir anlık heyecanla söylemiş bulundum
Selvi: Önemli değil zaten biz bizeyiz burda. Ama dikkat et
Açelya: Merak etme Selvi sultan
Nazlı: Eee Ferda abla sizinki nasıl, geceleri uyutuyor mu
Ferda: Valla pek uyuttuğu söylenemez ama Doruk sağolsun geceleri kalkıp o uyutuyor. Sabahları Çiçeğin yanına gittiğim zaman Doruk'un orda uyuya kaldığını görüyorum. Belli etmiyor ama oda yoruluyor
Nazlı: Senin yorulmanı istemiyor
Açelya: Ay sanki Ali Doruk'tan farksız Nazlı. Ali daha çok yoruluyor, hem işle uğraşıyor, hemde akşam eve gelince Masal'la ilgileniyor
Ferda: Açi doğru söylüyor Nazlı, evet Doruk'ta yoruluyor ama Ali kadar değil. O kadar iş, proje, ihale derken çocuk kendisini yıpratıyor,ama akşam eve geldiği zaman Masal'la ilgileniyor ya, tüm yorgunluğu gidiyor bunu görebiliyorum Ali'de
Selvi: Herkes Ali olabilir ama kimse benim oğlum gibi olamaz. Sözüm meclisten dışarı kızlar yanlış anlaşılmak istemem
Nazlı: Bu arada Beliz abla nerde, onu göremedim de
Ferda: O yatıyor Yusuf biraz rahatsızlanmış. Ferman'a da söylememiş. Gece boyu kendisi ilgilenmiş
Nazlı: Beliz abla iyi sabrediyor. Yusuf biraz huysuz ya
Açelya: Gerçekten ya. Allah yardımcısı olsun
Selvi: Şimdi anladınız mı, anne olmak kolay değil. Evladın hastalandığı zaman aklını kaybediyorsun, sağlıklı düşünemiyorsun. Ona bir şey olacak korkusu seni yiyip bitiriyor. Hiç unutmam Ali 4 5 yaşlarında falandı. Bir gün çok kötü hastalanmıştı. Ne yaptıysam ateşi düşmemişti, ben artık sağlıklı düşünemiyordum. Ali'ye bir şey olacak diye çok korkmuştum. Karşımda tir tir titriyordu, ben o manzarayı gördükten sonra zaten bende akıl diye bir şey kalmadı. Sonra aldık hastaneye gittik. Doktorlar ilgilendi, kimse bize bir şey söylemiyor iyi mi kötü mü bilmiyoruz. Sonra doktor geldi açıklama yaptı, sadece soğuk algınlığı olduğunu söyledi. Ben nasıl rahatladım bilemezsiniz. Ama Ali'nin o görüntüsü hâlâ aklımdan çıkmıyor
Ferda sessizce Selvi'nin anlattıklarını dinliyordu. Ferda da o zamanları hatırlayınca gözlerinin dolmasına engel olamaz. Selvi gibi Ferda da mahvolmuştu. O zamanlar sadece kardeşi Ali vardı. Nazlı Ferda'ya baktığında ağladığını görür
Nazlı: Ferda abla sen niye ağlıyorsun
Selvi: Çünkü o zamanlar sadece ben ve Adil değil, Ferda'da kendini mahvetti. Ali'ye bir şey olacak diye çok korkmuştu. Ali'den bir kaç yaş büyük olmasına rağmen Ali'yle öyle güzel ilgileniyordu ki, aralarında farklı bir bağ oluşmuştu. Bir derdi olduğu zaman hep Ferda'ya anlatırdı Ali, birlikte çözüm bulurlardı... Ki hala da öyle, Ali bir derdi olduğu zaman hep Ferda'yla konuşurdu. Bizden bir şey saklamazdı evet, bize de derdini anlatırdı ama Ferda'ya daha çok bağlıydı. Ferda sadece Ali'nin ablası değil, sırdaşı, yoldaşı, her şeyiydi Ali'nin
Ferda: (ağlıyarak) Anne
Selvi: Kızım
Selvi ve Ferda birbirine sımsıkı sarılır, ama bu normal bir sarılma değildir, bir çok anlam barındıran bir sarılmadır bu. Acının, hüznün, birikmişliğin, mutluluğun sarılmasıdır bu. Selvi ve Ferda birbirine sarıldıktan sonra ayrılırlar
Nazlı: Ali senin gibi bir ablası olduğu için çok şanslı Ferda abla
Ferda: Ali asıl senin gibi bir eşi olduğu için çok şanslı Nazlı. Ali'yi kabuğundan çıkardın Nazlı, Ali bambaşka biri oldu şu an. Sen gelmeyene kadar Ali hep evden işe işten eve yapardı. Buse'nin gerçek yüzünü gördükten sonra yıkıldı Ali, kendisini toparlayamadı. Ben elimden geleni yaptım ama oda işe yaramadı. Sonra sen geldin Nazlı. Ali'yi kabuğundan çıkardın, bunun için sana çok teşekkür ederim. (Nazfer birbirine sarılır ve bir süre sonra ayrılırlar) ben Ali'yi arıyorum
Ferda koltuğun yanında duran sephanın üzerinde ki telefonunu alır ve Ali'yi arar.... AlDorDem toplantı salonundan çıkar
Ali: Çok şükür bunu da atlattık
Doruk: Çok şükür abi
Demir: O zaman bir keyif kahvesi yaparız
Ali: Olur
AlDorDem birlikte Ali'nin odasına doğru gitmeye başlar, o sırada Ali'nin telefonu çalar arayan Ferda'dır
Ali: Siz geçin ben de geliyorum birazdan
Doruk: Tamam Ali
DorDem Ali'nin odasına gider, Ali ise bekletmeden telefonu açar
Ferda: Kuzum
Ali: Ablam
Ferda: Ne yapıyorsun
Ali: Bir şey yapmıyorum daha yeni toplantıdan çıktık, şimdi odaya geçiyordum. Siz ne yapıyorsunuz, annem Nazlım diğerleri. Çocuklar nasıl
Ferda: Ablayı sormak yerine diğerlerini soruyorsun öyle mi Ali bey
Ali: Abla onu nerden çıkardın şimdi
Ferda: Ben anladım anlayacağımı
Ali: Canım ablam, güzel ablam, melek yüzlü ablam, herşeyim. Ben seninle olan tatlı atışmalarımızı bile hiç bir şeye değişmem. Sen benim bu dünyada ki en değerlimsin. Senin gibi bir ablam olduğu için Allah'a şükrediyorum. Benim ablam olduğun için duyduğum mutluluk ve gururu sözler ile nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Beni yürekten sevdiğini, her zaman bana hissettirdiğin ve dünyada yalnız bırakmadığın için çok teşekkür ediyorum. Seni seviyorum ablacım.
Ferda az önce attığı tribi unutmuş ve yelkenleri suya indirmişti
Ferda: Yiaaaa, bende seni çok seviyorum canım kardeşim
Ali: Affettin mi
Ferda: Küsmedim ki
Ali: Sen benim sadece ablam değilsin, sen benim için bir çok anlam ifade ediyorsun. Önüme dünyanın bütün servetini katsalar, ben yine de senden asla vazgeçmem ablam
Ferda: Şimdi yanında olsam sana kocaman sarılırdım
Ali: (gülerek) Akşama sözüm olsun
Ferda: Akşam için sabırsızlanıyorum (gülerek)
Ali: Seni çok seviyorum melek yüzlü ablam
Ferda: Bende seni çok seviyorum canım benim
Görüşme biter Ali ise kendi odasına doğru gitmeye başlar odanın önüne gelince kendi masasında çalışan Merve'yi görür
Ali: Merve bize üç kahve getirir misin, benim nasıl içtiğimi biliyorsun zaten
Merve: Tabi Ali bey
Ali odaya girer ve kendi masasına oturur
Demir: Kötü bir şey yok değil mi
Ali: O nerden çıktı şimdi
Doruk: Telefon geldi ya
Ali: Ya abicim siz niye her şeyin altından bir anlam çıkarmaya çalışıyorsunuz ki, hayır anlamıyorum yani (gülerek)
Doruk: Abicim sakin ol ya (gülerek)
Ali: Lan sakinim zaten
O sırada Merve kahvelerle birlikte içeri girer, kahveleri bıraktıktan sonra
Merve: Ali bey başka bir isteğiniz var mı
Ali: Teşekkür ederim Merve, bir şeye ihtiyacım olursa seslenirim
Merve odadan çıkar, AlDorDem ise güzel bir sohbete başlarlar....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Aşk Eşittir Biz" (AlNaz)
حركة (أكشن)Geçmişi yüzünden kendisini aşka kapatan bir adam. Ve o adamın hayatını değiştirecek bir kadın. Ali Vefa kendisini ve kalbini aşka kapatmış biridir, ama hayatına girecek olan kadın her şeyi değiştirecektir. Alnaz'ın aşk dolu hikayesini okumaya hazır...