9

143 23 11
                                    

"Ellerine sağlık Jimin. Çok lezzetliydi yemek" ani ruh değişimi Jimin'i epeyce şaşırtmıştı. Bozmaktan korktuğu için sadece yamuk dişlerini gösteren göz gülümsemesi'ni sunmakla yetindi müzisyen'e.

"Afiyet olsun Bay Jeon. Beğendiyseniz hep yaparım"

"Olur. Yap, hep yap"

"Ah, şey, bu haliniz oldukça garip"

"Ne varmış halimde? Her zamanki adam'ım işte"

"Pekala, öyle diyorsanız" Jeongguk sohbet başlatmak için konuşacakken Jimin'in masanın üstündeki telefonuna gelen aramayla sustu.

"Taehyung arıyor. Alo, Taehyung, iyiyim sen nasılsın?" adını Jimin'in ağzından duyduğu an kaşları istemsizce çatıldı büyük olanın. Ne diye arıyordu ki?

Jimin yüzünde büyük gerginlikle telefonda söylenileni dinliyordu.

"Her kes gelecek mi? Birazdan mı? Ama Bay Jeon gelir mi bilemem. Ona sormam lazım" telefonu kulağından çekip kendisine merakla bakan adam'a döndü.

"Bay Jeon, Taehyunglar bu gün buz pateni yapmaya gidiceklermiş. Bizimde gelmemizi istiyorlar. Gelir misiniz?" sitemle gözlerini devirdi. Taehyung duymasın diye sadece ağzını oynatarak,

'Ne gerek var?' dedi. Fakat, Jimin o kadar gitmek istediğini gözleriyle belli ediyordu ki, o an gardını indirmişti müzisyen. Sadece onaylarcasına kafasını salladı. Ve Jiminden güzel bir gülümseme kazandı. Güzeldiler ya. Evet, evet fazla güzeldiler.

"Evet, Taehyung. Geliyoruz biz de. Hıhım, orda görüşürüz" Sonra ne duydu bilinmez, yüzü üzüntüyle asılmış ce sesinin zoraki çıkmamasına dikkat ederek,

"Evet, bende seni seviyorum Taehyung-ah. Hoşçakal"

'Tamam, sinirlenmemeliyim' bu cümleyi ne kadar tekrar etti bilinmez, ama düşünceleri Jimin'in sesini duymasıyla uçup gitmişti.

"Bay Jeon, hazırlanıp çıkalım mı?"

"Olur. Çabuk hazırlan, bekletilmeyi sevmem" evet, yine kapılarını kitlemişti Jimin'e. Üstelik açmaya bir kaç saattir başlamıştı. Ama tekrar kapatması ise saniyelere yetmişti. Nedense, tekrar üşüdüğünü hissetti Jimin. Ama biliyordu ki, elinden birşey gelmezdi. Çünkü, Jeongguk'un kapısını sadece kendisi istediği zaman açardı.

İkili odalarına çıkıp kalın bir şeyler giydikten sonra, Bam'in mamasını ve suyunu döküp evden çıktılar. Şimdi de, Jeongguk sürücü koltuğunda, Jimin yan koltukta oturmuş sessiz bir yolculuk yapıyorlardı. Tanınmamak için Jeongguk siyah maskesini takmıştı. Jimin ise buna ihtiyaç duymamıştı. Arabanın içinde ise aşırı derecede gergin hava vardı.

"Taehyung ile bu gün konuşucak mısın?" maskesi yüzünden sesi olduğundan daha boğuk ve sert çıkmıştı müzisyen'in.

"Bilmem. Ne konuşucağımı henüz bilmiyorum"

"Jimin, o sana aşık. Bunda bilmeyecek ne var? Ona ya evet diyeceksin, ya da hayır"

"Bilmiyorum işte. Hem neden bu kadar soruyorsunuz ki?"

"Bir kere de sorgulamadan cevap versen olmaz mı? Normal iki insan gibi sohbet etmeye çalışıyorum"

"Cidden mi? Arkadaş gibi mi yani?"

"Her ne ise işte. Öyle de denebilir" alayla gülüp kafasını gözleri yolu tarayan Jeongguk'a çevirdi. Yan profili, yan profili cidden efsane bu adamın.

The ForeignerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin