aynadaki görüntüme baktıkça ürperiyordum. kızarmış gözlerimde yaş kalmadığını anladığımda, gözlerimin akan makyajını temizlemeye koyuldum. Telefonun sesi duyuluyordu, aldırış etmeyerek silmeye devam ettim. Kendi cabamla silmeye uğraştığım yüzümdeki siyahlıklar geçmeyince aldırmadan yatağa uzanıp tavanı izlemeye başladım. kocaman bir boşluk. şuanda kalbiminde hissettiği gibi.
Ne yaşadıklarım aklımdan çıkıyordu Nede Düşüncelerim. evet sevdiğim insan artık beni istemiyordu. herşeyiyle kabul ettiğim insan beni beğenmeyip çirkin buluyordu. bana karşı düşüncelerini onun ağzından duymak tabiki canımı yakardı ama bir başkasının beni arayarak 'ayrılabilir' demesi daha çok canımı yakmıştı. Yüzüme söyleyebilirdi telefondan aanlatabilirdi ama yapmadı.daha çok eğlendi de denebilir tabi yüzüne herşeyi haykırmak istiyordum ki mesafeler fazlaydı Antalyada halamın yanında olduğum için evine gidemezdim ve izmire dönmeme 1 hafta varken daha fazla burada duramam diyordum. olduğum yerden eşyalarımı toplamaya başladım. yarın dönmekten başka çarem yok gibi geliyordu.daha sabaha çok vardı ve duygularım bunların bi rüya olmasından yanaydı.
Fatih'e ulaşmak istiyordum. mesaj atmaya karar verip telefona uzandım. ardından "Fatih?". yazıp gönderdim. birkaç dakika sonra cevap gelmişti " söyle" evet soğukluğun verdiği tavrı beni deli ediyordu. hiç uğraşmadan direk konuya girmiştim" artık istenmiyormuyum?" yazıp beklemeye koyuldum.10 dakika kadar sonra cevap gelmişti. kendisine sorduğum herseyi cevapliyacagini bu gece herseye açıklık getireceğini söylüyordu. evet herşey doğruydu asıl yalan kendisiydi.
bir açıklama bekledigimi söyleyerek konuya girmiştim. "seni artık beğenmiyorum" diyerek yüzsüzlüğünü birkez daha belli etmişti. bunu neden direk söylediğini düşünürken bi yandan da hak verip vermeme konusunda kararsızdım. Fazla makyaj yapmadığım doğruydu, saçıma özen göstermediğimde.ama yinede bunlar onu haklı yapamazdı. yine ağlayışlarıma geri dönerken onunla son kez konuşmayı istiyordum. yüzüme söylemeliydi. yoksa inanmazdım. yada bu düşüncem inanmak istemediğimden de olabilirdi. yinede duymak istiyordum canım yanacak olsa da.
konuşacak hiçbir şeyin kalmadığını anladığımda "simdi napıcaz" deyip gönderdim.1 dakika dolmadan cevap gelmişti. "bak boşuna kendini yıpratma geldiğim de konusuruz ama şuan benin uyumam gerek. yarın erken kalkıcam" deyip sonuna da tuhaf bir gülücük sığdırmıştı. bunların muzipçe bir oyun olmasını istiyordum. ben gözlerimi ağlamaktan patlatmak üzereyken o uyumak istiyordu.sakin davranmaya çalışıp ağlamaktan harap olmuş gözlerimi sildim. "iyi geceler" yazıp göndererek durumumu belli etmedim.aslında ağladım diyebilirdim hatta daha fazla abartıp kendimi acındırabilirdim de. ama ağladığımı kendimi harap ettiğimi bilmemeliydi. yoksa ben güçsüz olurdum. Bununla övünenilirdi bile.
göz kapaklarım gitgide kapanırken saat 3 e geliyordu. vücudum halsiz düşmüştü. daha fazla dayanamayarak kendimi uykunun kollarına bıraktım.
▪▪▪
sabah kalktığımda kendimi direk aynanın karşına attım. ellerim ilk önce gözümdeki sişliklerimde gezinirken bir yandanda dağılmış saçlarıma bakıyordum.bakımsız ve korkunç görünüyorlardı. korkunç halimi yok etmek için duşa doğru ilerledim. Soğuk suyu açıp küvetin dolmasını bekledim.Hazır olduğunda girmek biraz zor olsa da buz gibi suya girip rahatlamaya çalıştım. En azından umuyordum. Çıktığımda saçlarımı kurutup taradıktan sonra altıma rahat edebileceğim siyah tayt üzerine salaş birşeyler giyip saçımı da topuz yaparak giyinme faslını bitirdim. aşağıya inip halamın hazırladığı kahvaltı ya oturdum. ardından halamda gelip oturunca yemeye koyuldum. halam"tatlım gitmek istediğine eminmisin" diyerek peynire uzandı."evet eminim" diyerek kısaca tavrımı koydum. Halam da durumu anlamaya çalışıyordu. bu açıklanabilir bi durum değildi ama bilmek hakkıydı da. Ufak tefek birşeyler bilsede bu konuyla ilgili halamla açık açık hiç konusmamıştık.Düşüncelerimi bir kenara bırakıp kahvaltıya yoneldim.
Kahvaltımızı bitirdigimizde çantamı odadan alarak aşağıya indim. ayakkabılarımı giyerken halam"gelmemi istemediğine eminmisin?" diyerek dudağını büzdü.hafifçe gülümseyerek "gerçekten gerek yok" diyerek ayakkabılarımı bağlamaya başladım. "peki tatlım" diyen halam işimin bittiğini anladığında sarılmak için uzandı. halamla vedalaşmayı bitirip otogara doğru yola koyuldum. aslında şuanda kafamda ne var bilmiyordum, gittiğimde ne yapacağımıda. O yüzden aklıma gelen herşeyi unutarak otobüse doğru ilerledim. koltuğumu bulup oturdugumda yanımın şimdilik te olsa boş olması hoşuma gitmişti. Kim yanının dolu olmasını ister ki, hele birde bunalımdaysa. dakikalar sonra otobüs hareket ettiğinde kulaklıklarımı takarak kafamı koltuğa gömdüm.
▪▪▪
gözlerimi açtığımda omzumu delik deşik eden o kişiyi görmeye çalışıyordum.
uyuya kalmıştım.
gözlerimi ovalayıp uyandığımı belli edercesine ellerimi kaldırdım. gozlerimi açtığımda otobüs şoförüyle karşılaştım.benim beklediğim aslında yakışıklı bi sarışındı ama bana kel göbekli şoför amca düştü. şans bana gülermi zaten. "kızım uyan " diyerek dürtüklemeye devam ediyordu. aniden kalkıp "tamam uyandım amca" diyerek çıkışmıştım. etrafa bakındığımda kimsenin kalmadığı kesindi. çantamı alarak otobüsten indim. eve doğru yola koyuldum. mesaj geldiğini anladığımda cebimden telefonumu alıp açtım. Fatih'ten di "birkaç güne ordayım konusuruz" yazmıştı. cevap vermeyip telefonu çantamın içine attım. eve ulaştığımda anahtarımı çıkarıp girdim. annem ve babam işte oldukları için evde değildiler. Odama geçip valizimi bıraktıktan sonra yatağa güzelce yayıldım. annemi arayarak haber verdim. ardından elife ve enese mesaj atarak geldiğimi söyledim. elif ve enes dost diyebileceğim insanlardı. şu güne kadar bana hep iyilikleri dokundu. Onlardan başkasına güvenmezdim çünkü her zaman yanımda onlar olurdu. Biraz dinlendikten sonra Onlarla buluşmak için uzerimi değişip evden çıktım.
▪▪▪
Bugün fatihle konuşacaktım. Hemen hazırlanıp kapıya yöneldim. Annemin"nereye canım" sesiyle mutfağa dönüp"arkadaşımla anneciğim" diyip 32 diş sırıttım. "Geç kalma bakalım" deyip göz kırptı. Başımı sallayıp evden çıktım. Motora binip attığı adrese doğru yola koyuldum. Gelmesine çok sevinmiştim ama niye sevinmistim bilmiyorum. Ne değişecekti ki ? Yada canımın yanması geçecek miydi? Hiçbirşey değişmeyecekti. Geldiğimde onu görebiliyordum. İlerlemeye başladığımda içimden kendime aglamamam için yeminler ediyordum. Onu tamamen görebildiğim de bir an duraksayıp yinede ilerlemeye devam ettim. Biraz uzağına geçip oturdum."konuşalım " deyip yüzüne baktım. Yüzüme bile bakmadan dümdüz karşına bakıyordu."Durumu biliyorsun iyi bitsin istiyorum yani düşmanca bitmesin" bu cümleyi duyan bizi dost zanneder neydiki bu iyi bitsin. Ayrılık nasıl iyi biter? Acımadan geçermi?
Gözlerim dolmuştu. kendimi tutuyordum ki tutmalıydım. Daha fazla dayanamayıp Ayağa kalktım. Yüzüne dönüp "iyi dediğin gibi olsun hoşçakal" diyerek motora doğru ilerledim. Motora bindigimde hala gözlerim ondaydı ayağa kalkmış bana şaşırmış gözlerle bakıyordu. Çalıştırıp her zamanki yerime gitmeyi planlıyordum. Özel yerime, sadece bana özel.kısaca ağlama köşesi de denilebilir di. Parka geldigimde, park boştu. Böğürtlenlerin arkasındaki Banklara geçip ağlamaya başladım. Burayı o kadar çok kişi bilmezdi. Bizden başka uğrayan da olmazdı. Bana hitap eden biyer olması hoşuma gidiyordu. Hıçkırıklarım artıkça ağzımı kapatma isteği geliyordu ama ne gözyaşlarımı nede hıçkırıklarımı durdurabiliyordum. O sırada birisinin elini omzumda hissettim. Döndüğümde gözyaşlarımla beraber gülüşüm birbirine karıştı. Ne tuhaf bir histi gözyaşlarımın gülüşüme kaçması.
▪▪▪
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEŞİL (Düzenleniyor)
Teen FictionKalbimizde gizlediklerimiz, bir o kadar da saklamayıp hayal kırıkliklarimizi kalbimize sapladiklarimiz var. Akittigimiz kana değdimi bileklerimiz ? Bilen oldumu canımızın yandığını ? "Güçlü ol" oldumu diyenimiz ? Kolaymı çıktık aşk cambazindan ? Kal...