Süsenin Ömer'i terk etmesinin ardından 2 hafta geçmişti. Bu süre ikisi içinde zor geçmişti. Süsen bu kararı bir anlık sinirle yada kıskançlıkla vermemişti uzun zamandır kendisini yalnız hissetmiyordu Ömer sayesinde tamamlanmış gibiydi. Ama artık Ömer hayatındayken bile eski yalnız Süsen olmuş gibiydi. Onu bu karara iten en önemli şey buydu. Süsen yalnızlığa alışıktı ama varken yokluk onun canını daha çok yakıyordu. Ömer için durum çokta farklı değildi, birçok şey böyle olsun istemezdi ama ilişki yaşamayı bilmiyordu kendini bile çok tanımıyordu özellikle ilişkide. Kırılan bir kalp nasıl onarılır onuda çok bilmiyordu zaten bugüne kadar buna ihtiyacı olmamıştı Süsen Ömer kalbini kırdığında bile kendi kalbini onarıyordu.Emel'in kazası, Emel ile ilgilenmek derken Ömer acısını pekte anlayamamıştı aslında ta ki okulun kapısından girip Süsen'i görünce yanına gidemediği ana kadar. Süsen Emel'in kazasını öğrenir öğrenmez hastahaneye gitmişti. Ömer'i yere çökmüş iki eliyle başını tutarken ki çaresiz şekilde görünce yanına gidip sarılmak istemişti aslında ama Ömer için artık ne ifade ettiğini bilmiyordu. Süsen için en büyük acılar bile Ömer'e sarılınca geçer gibiydi,Ömer için bu durumdan emin değildi artık. Kendini tutmayı başardı. Gözleri Asiye'yi bulduğunda onunda perişan halini gördü adımlarını Asiye'ye doğru yönlendirince Ömer kafasını kaldırıp Süseni görüp ayağa kalktı Süsen'in ona geldiğini düşündü. Süsen Ömer'e hiç bakmadan Asiye'nin yanına gitti. Ömer bu sefer sandalyeye oturup tekrar başını önüne eğdi. Asiye Süsen'i görür görmez sarılıp ağlamaya başladı. Süsenle araları hiç kötü olmamıştı ama böyle bir yakınlık beklemiyordu Süsen. Ne yapıcağını bilemedi önce onunda bilmediği çok şey vardı zaten aile olmak gibi. Asiye ise Ömer daha kötü olmasın diye kendini dik tutmaya güçlü durmaya çalışıyordu, ama karşısında birini görünce dayanamamıştı. Süsen hemen Asiyenin sıkı sarılmasına karşılık verip saçını okşadı, iyi olucak merak etme diyebildi sadece. Kapıdan Oğulcan, Aybike, Doruk girdi. Asiye gözyaşlarını silip hepsine tek tek sarıldı. Sonra hepsi bir sandalyeye oturup beklemeye başladılar. Ömer ara ara başını kaldırıp Süsen'e bakıyordu. Kendince sana ihtiyacım var diyordu ama artık bunu bakışlarıyla değil sözleriyle göstermeyi öğrenmesi gerekiyordu.Süsen ise göz göze gelmemek için çaba sarfediyordu başarılıda oldu. Sessizliği Süsen'in çalan telefonu bozdu,
-"Evet yanımda,
iyi,iyi merak etme,
doktoru bekliyoruz zaten,tamam haber veririm" diyip kapattı.
Yanında oturan Aybike'ye kimin aradığını gösterdi
-"Bu konuyu da uzun uzun konuşucaz Aybike"diyip gülümsedi.
O sırada doktor kapıdan çıktı.
-"Küçük hanımın durumu iyi. Bütün testleri yapıldı,röntgen çekildi herhangi bir sorun yok, biraz sonra odaya alırız,yarında eve gidersiniz bir kaç gün dinlensin sadece. Tekrardan geçmiş olsun" diyip gitti.
Asiye ve Doruk, Oğulcan ve Aybike birbirine sarılıp sevindiler. O sırada Ömer bilinçsizce Süsen'e sarılmak için yaklaşırken birden aklına ayrı oldukları geldi,olduğu yerde durdu. Durumu fark eden Aybike hemen Süsen'e sarıldı Oğulcanda anlayıp Ömer'e.
Süsen:
-"Ben artık gidiyim geç oldu. Yapabileceğim her hangi bir şey olursa lütfen beni ara Asiye. Tekrardan geçmiş olsun" dedi. Ömer hariç herkese sarıldı. Çantasını alıp giderken, Ömer:
-"Geldiğin için teşekkür ederim" dedi.
Süsen hiçbir şey duymamış gibi hastahaneden çıktı.
Ömer'in bozulduğunu gören Doruk:
-"Ömer yeri değil ama bu sefer böyle kolay barışmayı bekleme. Biz Süsenle ana okulundan beri birlikteyiz uzun zamandır eskisi kadar yakın değiliz ama onu tanıyorum. Süsen'in hayatı hiçbir zaman kolay olmadı ama ben ilk kez Süsen'i bu kadar kırılmış gördüm bakışları bile farklı eskisi gibi bakmıyor. Bu sefer işin zor kardeşim" diyip sırtını sıvazladı.
Ömer ve Asiye bir hafta okula gitmedi hep Emel'in yanında kaldı. Süsen iki günde bir Asiyeyi arayıp Emel'i sordu. Böylece bir haftayı tamamladılar. Pazartesi sabahı Doruk arabayla Asiyelerin evine geldi önce Emel'i okula bıraktılar, sonra da hepsi birlikte okula geldiler. Süsen bugün erken okula gelmişti. Berkle girişteki koltukta oturup Marvel filmleri hakkında konuşuyorlardı. (Marvel ne alaka diye sormayın bende bilmiyorum xjxkxkkd) Ömer kapıdan girer girmez Süsen'i gördü, deli gibi yanına gidip sarılmak istedi ama yapamadı işte o an tam olarak kafasına bir şeyler dank etti. Berk:
-"Ömer buraya bakıyor süsiiii, ama çok içli içli bakıyor kızım ya" dedi. Süsen:
-"Valla nasıl baktığıyla ilgilenmiyorum Berko bu saatten sonra anca bakar zaten" dedi.
Berk ilk kez karşısında böyle kararlı bir Süsen görmenin şaşkınlığındaydı.
Oğulcan Ömer'in nereye baktığını görünce kulağına yaklaşıp,
-"Bitti mi Süsenle konuşman?"
Ömer:
-"Ne diyosun olum"
Oğulcan:
-"Yok gözlerinle bir şey anlatmaya çalışıyorsun ama böyle anlaşmak biraz zor olabilir belki konuşmayı denersen anlaşabilirsiniz,yani biz insanlar genelde öyle yapıyoruz"
Ömer:
-" He Oğulcan he benim hayatımda çok yolunda gidiyor ya her şey, takmadığım için konuşmuyorum sanki"
Onları dinleyen Aybike dayanamayıp konuşmaya dahil oldu,
-" Ömer bak sen benim kuzenimsin canımsın ama sürekli bir şeylere bahanen var ben bile artık sıkıldım zor şeyler yaşadığını biliyorum Süsende biliyor ama hayat durmuyor Ömer. Sen her ertelediğinde,her bahanelerinin arkasına sığındığında Süsen senden bir adım daha uzaklaşıyor. Yapma. İkinizede yazık. "
Ömer:
-" Sağol ilişki koçu, ben bunları düşünmüyorum zaten,neyse ben sınıfa geçiyorum" diyip sınıfa doğru gitti. Oğulcan:
-"Sisterım çok güzel konuştun ya ben bile etkilendim" diyip kolunu omzuna attı gülerek yürümeye başladılar.
Süsenle Berkte sınıfa gittiler, Süsen sınıfa girince Ömer ve Ömer'in yanında oturan Leylayı görünce afalladı. Bozuntuya vermeden,
-"Hadi kantine inelim Berk" diyip sınıftan çıktı. Ömer hemen peşlerinden çıktı arkasından seslenip,
-"Süsen bir dakika durur musun?" dedi. Süsen hiçbir şey olmamış gibi arkasına dönüp,
-"Efendim" dedi. Berk yalnız konuşsunlar diye yürümeye devam etti.
Ömer:
-" Şey az önce Leyla Emel'i sormak,geçmiş olsun.."
Süsen:
-" Ömer bir şey sormadım,bir açıklama istemedim biz ayrıldık istediğinle istediğin yerde, istediğin şeyi konuşabilirsin."
Ömer:
-" Süsen ben sadece kendimi açıklamak istiyorum yanlış bir şey düşünme diye."
Süsen:
-"Ömer ben seninle ilgili doğru yada yanlış hiçbir şey düşünmüyorum. Bu açıklamayı yapıcak kadar düşünceli tavırlarını sevgiliyken gösterseydin şu an bu durumda olmazdık. Ne yazık ki yaptığın açıklamanında benim için pek kıymeti yok ne zaman doğru ne zaman yalan söylediğini kestiremiyorum artık çünkü. Kendini suçlu hissedeceğin bir durum yok bu hisse sevgiliyken sahip olmalıydın. Neyse ne dediğim gibi bana bir açıklama yapma zorunluluğun yok, biz birbirimizin hayatında hiçbir şeyiz artık" dedi.
Ömer olduğu yerde dondu kaldı, gerçekten ilk kez böyle bir Süsen'le karşılaşmıştı. Ne diyeceğini bilmiyordu, ama Süsen'in bu denli canını yakmış olmak ve bunu bu zamana kadar fark edememek onu gerçekten üzmüştü. Süsen Ömer'in yanından ayrıldığı anda gözyaşlarını artık bırakmıştı lavaboya girip hemen yüzünü yıkamaya başladı.
Evet arkadaşlar muhtemelen hemen bu gece bu bölümün 2. partı gelir,çünkü ben bu yazma işini çok sevdim. Muhtemelen bir sürü imla hatası vardır ama acemi oluşuma verin lütfen🥹Umarım beğenirsiniz🪐