Medyada sabır dilenen bir Alparslan var hahshsh
Merhabaaa, biz geldiiik♥️
Bu hikayeyi yazmayı öyle özlemişim ki anlatamam, Ateşin Koynunda bana çook iyi geliyor. Tabii sizlerde öyle♥️
Tüm oylarınız ve yorumlarınız için teşekkür ederim, harikasınız!😻
Biraz daha hızlanalım mı? 500 yorum ve yine 1.8k oy diyelim mi? Hadi bir deneyelim bakalım💅🏻
Bölüm sonu notlarını okumayı unutmayın diyor ve kaçıyorum, keyifli okumalar♥️
***
32. BÖLÜM: "BACAKLARINI AÇ"
Şiş gözlerimle önümdeki sehpaya uzandım ve bir dilim pizza daha alarak dudaklarıma götürdüm. Yağlı ellerim, yağlı ağzım ve birkaç damla yağın aktığı pijama takımlarımla en iyi halimde değildim ama yanımdakilerin de buna aldırış ettiği yoktu. Nihayetinde beni yıllardır tanıyan ve her halime aşina olan insanlardı ama onlar benim aksime mükemmel görünüyorlardı.
Alparslan'ın yüzüme bir tokat gibi çarpan sözlerinin ve bana son bir bakış atıp sessizce gidişinin ardından bir süre yatakta öylece uzanmış ve Beyaz'ı da kollarıma çekip ağlamıştım. Yeniden uykuya dalmaya hazırdım ama zil tüm gürültüsüyle kulaklarıma dolmuş ve hemen ardından mutfağın bahçeye açılan sürgülü kapılarından ayak sesleri yükselmişti. Dedem ya da annem zili çalmazdı, gelen bir hırsız ya da katilse onun da zili çalacağını düşünmüyordum. Bu yüzden atölyedeki kızların ya da bir komşunun uğradığını düşünerek üstüme hızlıca bir şeyler geçirmiş ve koşarak merdivenlere fırlayan Beyaz'ın peşinden indiğimde beni bekleyen sürprizi görmüştüm.
Sürpriz mutfak masasının üzerindeki pizza kutuları, içecekler ya da görür görmez bir dilim almak için can attığım pasta değildi. Sürpriz bana beş gün sonra geleceğini söyleyen Buse ve Serkan'dı. Buse benim halime bakarak şaşkın bir çığlık atarken ben neşeli bir çığlık atmış ve resmen kollarına atılmıştım.
"Neden geleceğinizi söylemediniz?" demiştim.
"Bok gibi görünüyorsun," demişti.
"Kola da aldınız mı?" diye sormuştum.
"Niye ağladın sen?" demişti.
"Benim pizzam mantarlıdır umarım," demiştim.
"Alparslan'la mı bir şey oldu?" diye sormuştu.
"Pasta çikolatalı mı?" demiştim.
"Bana her şeyi anlatacaksın," demişti.
Yirmi dakikanın ardından burnumu çeke çeke olanları anlatmış ve bir pizza kutusunu önüme çekerek salondaki koltuklardan birine yerleşmiştim. Buse hemen yanımdaydı, kucağına çektiği pizza kutusunun yarısı hala doluydu ve şekersiz kolasına bir pipet takmış, höpürdetiyordu. Olan biteni sessizce dinleyen ve bana güvenli, sıcak bir kucakla kollarını açan Serkan ise çaprazımızdaki tekli koltuktaydı ve bacak bacak üstüne atmıştı. Pizza dilimini mükemmel bir zarafetle ısırıyor ve bu sırada kendisine alttan alttan cilveli bakışlar atan nişanlısını süzüyordu.
Onların bu halini ve birlikte geçirdiğimiz zamanları öyle özlemiştim ki biraz daha gelmeseler kafayı yiyeceğimden emindim ve Beyaz'da misafirlerimize en az benim kadar bayılmıştı. Buse ile tam aramızda oturuyordu. Daha doğrusu kıçını bana dönmüş ve çenesini Buse'nin bacağına yaslamıştı, yüzünü ona doğru kaldırmış arkadaşımı izliyordu. Buse'nin bir eli Beyaz'ın tüylerinin arasındaydı, onu iyice şımartıyor ve belli ki kendine aşık ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞİN KOYNUNDA
Ficción GeneralBeni iyice tezgâha yaslayarak "Gülden," dediğinde "Bitti," diye tekrar ettim. "Unuttun mu? Aramızdaki her şey bitti?.." "O yüzden mi gözlerime öyle bakıyorsun?" diye sataştı bana. "O yüzden mi beni kıskandırmaya çalışıyorsun? O yüzden mi delirtiyors...