selam 🧍♀️
"Anne! Ben geldim!" Ayakkabılarımı çıkarırken seslendim içeri. Salondan çıkan annem ise gülümseyerek bakıyordu bana. "Hoş geldin bebeğim."
Ona kısaca sarıldıktan sonra duş almak için yukarı çıkmıştım. Kısa sürede işimi hallettikten sonra geri indim aşağı. Normale göre daha heyecanlı olmamın bir sebebi vardı elbette. Hyunjin'i anneme anlatmak.
Merdivenlerin bittiği duvardan başımı salona uzatıp sırıttım. Annem bilgisayarından muhtemelen işiyle uğraşıyordu. "Anne," dedim bana bakması için. "Kahve içelim mi?"
Yüzünde hemen bir gülümseme oluştu. "Yine anlatacaklarımız var anlaşılan. İçelim bakalım." Evet, annemle aramızda ufak bir anlaşmaydı bu. Ne zaman birbirimize bir şey anlatacak olsak kahve yapardık ve saatlerce sürebilecek o sohbetimize başlardık. Aldığım onayla kıkırdayıp mutfağa geçtim hemen. İkimize de birer kupa bardak yaptıktan sonra koltuğa, annemin tam karşısına oturdum.
"Başla bakalım." dedi kahvesinden yudum almadan hemen önce. Derin bir nefes alıp gözlerimi birkaç saniyeliğine kapattım. "Anne..." Bu sahne kesinlikle aklımda kurguladığımdan daha zor oluyordu şu an. Söylemek için tahminimden daha fazla çaba harcamam gerekiyordu.
"Dinliyorum bebeğim." Gözlerini kıstı. "Acaba... Konu Hyunjin mi?" Başını yana eğip göz kırptığında ağzım açıldı sonuna kadar.
"Nereden çıktı şimdi bu! Anne!"
Ufak bir kahkaha attığında yanaklarımın çoktan kızardığını hissedebiliyordum. Ellerimi yüzüme kapatıp ofladım. "Gülme."
"Anneler anlar bebeğim. Anlat bakalım hadi."
Parmaklarımın arasından baktım ona. Kabullenip konuşmaya başlamalıydım artık. Hem annem anlamasa daha da uzatabilirdim bu süreci.
"Şimdi şöyle bir şey oldu ki..." Parmaklarımla oynarken bakışlarımı annem dışında her yerde tutuyordum. Halı deseni, dumanı tüten kahvem, duvardaki tablolar ya da bahçeye açılan cam kapı.
"Hyunjin bana şey yaptı."
"Ne yaptı?" Kaşlarını hafifçe çattı ama sırıtıyordu.
"Şey..."
"Ne yaptı oğlum söylesene."
"Benden... Hoşlandığını söyledi?" Tamam, söyledim sanırım. Artık geri dönüş falan yok. Söyledim ve bitti.
"Ee, sen ne dedin peki?" Bir dakika, annemin şaşırması gerekmiyor muydu?
"Sen nasıl-"
"Kör değilim oğlum, gördüm. Sen neler olduğunu anlat." Bu noktada annemden etkilenmemek çok zordu. Onun gibi bir anneye sahip olduğum için bir kez daha şükrettim.
"İşte bana söyledi sonra ben ona sarıldım sonra çok hızlı sarıldığım için düştük sonra utandığım için sarılmayı kesemedim ama sarıldığım için daha çok utanmaya başlamıştım sonra..." Nefes kesmeden konuşurken gözümün önüne gelen anlarla gülümsememi tutamadım. "Sonra işte ben de şey ettim sonra çok heyecanlandığımız için oturup meyve yemeye devam ettik öyle yani."
İzlediğim halı deseninden sıyrılmamı sağlayan şey annemin çıkardığı garip sesti. Sonunda yüzüne bakabildiğimde gözlerinin dolu dolu olduğunu görmemle şoka girdim. "Anne? Neden ağlıyorsun!"
"Ağlamıyorum." Elini önünde salladı. "Duygulandım."
"Ağlaması gereken benim sen neden ağlıyorsun şu an?" Anneme çektiğim çok belliydi. Masadan peçete alıp anneme uzattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
305 | hyunin
Teen Fictionit's 3.05 i'm on a rollercoaster ride hoping you don't change your mind i don't wanna let go never been so sure in my life