"Ben Oh Sehun. Yeni kardeşiniz." Sehun'un soğuk sesi duyulduğunda Kai istemsizce gülümsemişti. Bu gülümsemeyse asla mutlu olduğu için değildi.
"B-baba ne demek istiyor?"
"Evleniyorum ... biliyorum bana kızgınsınız ama b-"
"Ahh .. hayır baba. Senin de bir hayatın var sonuçta. Buna kesinlikle karşı değiliz." Kyungsoo araya girdiğinde Kai'nin şaşkınlığı iki katına çıkmıştı.
Her şeyi kabul edebilirdi ama yeni bir anneyi , özellikle de yeni bir kardeşi asla. Annesine çok düşkündü Kai. Biricik bebeğiydi annesinin ... onu üzemezdi , annesinin yerine yeni birine o şekilde seslenemezdi.
''Kendi adına konuş abi!'' Kai kızdığını belli edercesine abi diye seslendiğinde Kyungsoo bir sorun olacağını anlamıştı. Şimdilikse misafirlerin önünde rezil olmamak için sessiz kalacaktı.
''Kai lütfen.'' Bay Kim oğluna yalvarırcasına bakışlar attığında Kai hiç oralı olmamıştı. Araya girense sıcak kalpli yeni bir anne olmuştu.
''Hayır , sorun değil .... Eğer oğlun buna karşıysa bir şey yapamayız. Önemli olan onların fikri. Biz sizi rahatsız ettik. Yine de sizinle tanıştığıma sevindim çocuklar.'' Bayan Oh dolan gözleriyle arkasına dönüp konuşmuştu. Genç ve güzel bir kadındı. Yine de bir o kadar kırılgan ve yumuşak kalpli bir bayandı.
''Hayır!'' Kai bir anda paniklediğinde bu kadar gaddar olamayacağını bildiği için kendine binlerce kez küfür etti. Dikkatleri üzerine çektiğindeyse sadece bu kelimeleri söyleyip elleriyle salonu işaret etti.
''Bunları sizi kovmak için söylemedim. Yemek hazırlamıştık zaten. Lütfen ... İçeri geçin.''
''Sorun olmayacaksa ...'' Bayan Oh sevimli bir şekilde gülümsediğinde oğlu ve Kim ailesiyle beraber sofraya yerleştiler.
Bir süre ortamın gerginliği sessizlikle daha da artsa da Bay Kim bu durumu kısa sürede çözmüş ve kahkahalarla dolu bir sofraya çevirmişti.
Kai ise hiç konuşmuyor , sadece arada Kyungsoo ve Sehun'a öldürücü bakışlar atıyordu.
Bu duruma alışamazdı , hayatında yeni kişilere yer ayıramazdı. Eğer bunu yaparsa daha fazla incinirdi , daha fazla incitirdi.
''Peki Sehun sen neler yapıyorsun?'' Kyungsoo merakla sorduğunda Sehun aynı ciddiyetle cevap verdi.
''Fotoğrafçılık.''
''Gerçekten mi?! Bu harika. Aslında benim de o alana ilgim vardı ama yeteneğim olmayınca bırakmak zorunda kaldım.''
''Ne tür fotoğraflar çekiyorsun?'' Sehun ilgisini çeken bir konu bulduğunda istemeden de olsa sevinçle konuştu.
''Doğa diyebilirim ama dediğim gibi artık yapmıyorum.''
''Bir yetenek olması gerekmez Kyungsoo , bunu sevmen gerekir.''
''Bilemiyorum ... peki sen , sen hangi tür fotoğrafları çekiyorsun?'' Kyungsoo büyük parıldayan gözlerini kocaman açtığında yeniden merakla sordu.
''Gözler.'' Sehun öyle bir ses tonunda söylemişti ki sesinin titrememesi için büyük bir çaba sarf etmişti. Bir bakıma zayıf noktasıydı gözler. Sehun'a en acı veren taraftı.
''Neden gözler?'' Bay Kim araya girdiğinde tüm bakışlar ona döndü.
''Kelimelerden daha fazla anlam taşıdıkları için .... ve sanırım birini aradığım için.'' Sehun sonuna doğru sesini alçalttığında Bayan Oh oğlunun bu konuyu açmasını garipsemişti.
