93 7 3
                                    

Nasıl ya da neden ölüceğimi hiç tahmin etmezdim.Yani şu ana kadar. Hayatımın bu kadar kısa olucağını bilemezdim. Kendi ellerimle kendimi yakmıştım (!)

Ne kadar süredir bu karanlık yerde zincirlenmiştim bilmiyordum ama artık donmak üzereydim. Diğer insanların çığlıkları içime işliyordu. Sıra tekrardan bana gelicekti biliyorum. Bu hergün yaşadığım birşey. Kapı sonuna kadar açıldı. Evet sıra yine bana gelmişti. İşte karşımdaydı... Hergün ölmek için yalvarmama sebep olan adam. Ona ters ters baktım. O kocaman tavşan maskesinin altındaki adamı çok merak ediyordum. Onda bulduğum tek ürkütücü şey maskesiydi. Diğerlerine göre uzun, yapılı ve güclüydü. Çünkü o dünyaca ünlü meşhur katil ve sadist Mr.X ' di. Kana susamış vampirler gibi üstüme atladı ve elindeki kırbacı boynuma doladı. Acı dolu inleme sırası bendeydi. Ne zaman işkence görmeye başlasam hayatım, anılarım gözümün önüne geliyordu. Belkide şuan o anılar sayesinde bu cehenneme direniyordum. Evet bu sefer Jeremy gözümün önüne geldi. Ufak bir tebessüm ettim. Jeremy benim tek ailemdi. Boğazımın rahatladığını hissedince Jeremy gözümün önünden gitti. Üstümdeki tişörtü yırttı ve kırbacı sırtımda gezdirirken titriyordum.
"Lütfen yapma!"
Bu acıyı tekrardan yaşamak istemiyordum. Daha yaralarım iyileşmemişti. Buna dayanamzdım.
"Lütfen lütfen lütfen!"
Yine gözlerim ıslanmıştı ve ona yalvarıyordum. Ama o tepki bile vermiyordu. Tepkiyi bırak şuana kadar tek bir kelime bile etmemişti. Hırıltı! Sadece hırıldıyordu. Ona tekrar ağlayan gözlerle baktım ve
"Nolur ya-"

O anda adeta etim bedenimden ayrılmış gibi hissettim. Öyle bir çığlık attım ki karşımdaki genç muhafız kulaklarını kapadı burada en büyük acıyı ben yaşıyordum Mr X özellikle bana daha da acı çektiriyordu ama öldürmüyordu. tekrar o acıyı hissettim ve tekrar aynı çığlığı attım. Durdu! Kırbacı muhafıza verdi ve önüme geçip ellerimden tuttu. Zincirlerin yaptığıyaraların üstüne bastırdı ve zincirlerin yarayı kanatmasına sebep oldu. Benimse yapabildiğim tek şey ağlamaktı. Suratıma baktı ağlamaktan ona bakamıyordum. Suratıma tokat attı ve hızlıca çekip gitti...
Muhafız bana bakıp muzipçe sırıttı ve elindeki kırbacı kapıya vurup gitti. Yine sessizce ağlıyordum. Acılarım açlığımı bastırıyordu. Buradaki tek yemeğim su, ekmek ve vitamin haplarıydı. Ne saçma değilmi? Vitamin hapları. Ailemi kaybettiğimde dünyanın en büyük acısı bu zannediyordum, ,meğersem ondan daha beteri varmış. Sırtımdaki inanılmaz sızı titrememe sebep oluyordu. Lanet olsunki ölemiyordumda. Gózlerimi kapattım ve Jeremy ve Larry'i düşündüm. Larry... Gözlerimi yumdum ve onu düşünmeye başladım. Sarı uzun saçları ve siyah gözleri ve tabiiki arada sigara kokan elleri.larry okulun şehrin en popüleriyiydi. Onu ne zaman görsem hep bayılıcak gibi oluyordum. Onunla ilgili hatırladığım bir diğer anım ise ona mesaj attığımda özel işlerini olduğunu söyleyip akşama yemeğe evine davet etmişti. O günki heyecanım gözlerimin önüne geldi ve hafifçe gülümsedim.
Birden suratım asıldı çünkü o gece... o gece buraya getirilmiştim. 1 ay! Koskoca 1 ayım burada böyle geçti. Hergünüm karanlıkta zincirlenerek, işkence görerek geçti. Zaten önceden güzel değildim, dayak ve işkenceler sayesinde tanınmaz haldeydim. Ama yaralardan. Gözlerimi yumdum ve hafızamı devam ettim. En sevdiklerimden hiç sevmediklerime hafızamı tazeledim. Bunu son 1 aydır yapıyordum yoksa hafızamı kaybedecektim biliyordum. Lee. Aklıma birden Lee geldiki homurdandım. Lee Jeremy'nin kız arkadaşıydı ama beni evden attırmaya çalışıyordu. Ona okkalı bir küfür savurdum ve onu hafızamdan uzaklaştırdım. Kapım yine açıldı ve elinde suyla muhafızım içeri girdi. Adımın yazıldığı bardağı yere koydu ve yanıma yaklaştı. Önce elindeki kelepçeyi bir elime geçirdi diğerini demire geçirdi ve ellerimdeki zinciri çıkarttı. Daha sonra demirden kelepçeyi aldı ve diğer elime taktı. Anında alta eğildi ve ayak bileklerimdeki ucunu zincire bağladığı kelepçesinide zincirden kurtardı ve beni yere itip oturmamı sağladı. Bardağı aldı ve dudağıma götürdü. Buyük bir atakla suyu kana kana içmeye başladım. Az kalınca bardağı dudağımdan çekti. İlacımı verdi ve yine içirdi. Bardağı kenara koydu ve ayağa kalkıp benide ayağa kaldırdı. Ellerini belime geçirdi ve bana bakıp cheshire kedisi gibi sırıttı. Rahatsız olduğumu belli edercesine irkildim ve ona baktım. Şu 1 ay içinde tecavüze uğramadığım kalmıştı. Sanırım sıra ona gelmişti. Hücremden çıkınca karşımda onu gördüm. Muhafızımla aynı anda duraksadım ve ona baktım. Maskeli kafasını muhafızıma çevirdi ve muhafızım geri geri gitmeye başladı. İşte yeni işkencem başlıyordu...

MR.XHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin