Bölüm33 Dedikodular?

1.8K 202 64
                                    

Akşam pazarına dedikoduları duymak için çıktım.

Etraf karanlıkken çok güzeldi.

Böylece önüme ilk çıkan bara girmeye karar verdim. Pelerin olmadan etrafta dolaşmak bir ayrıcalık ama hala kimliğimi gözlüyorum.

Az alkollü bir şeyler sipariş ettim ve oturdum. O sırada yanıma biri oturdu.

Bu o! Lucius.

Dur bu yüzümü ilk kez görüyor yani bu rastgele mi oturdu demek?

Benim siparişimi duyunca sırıtarak konuştu.

-Siz blue Blood'ın sahibi olmalısınız.

Evet bunu bilmesi normal.

-Evet tanışıyor muyuz?

-Hmm bilmem? Sanırım hafif bir içicisiniz.

Aslında alkol toleransım aldığım eğitimler sayesinde yüksek.

Yani sürekli partilerde içmek zorundasın ve veliaht prenses sarhoş olamaz.

-Sizce de çok yüzeysel yargılamadınız mı?

-Öyle mi?

Hah... Neden düzgün konuşmuyor?

-Madem öyle neden bir yarış yapmıyoruz?

Şaşırdı ve bana döndü.

-Yarış?

-İlk sarhoş olan kaybeder.

Suratında eğlendiğine dair ifadeler vardı.

-Bay...

-Adrian diyin.

-Bay Adrian kazanamayacağınız yarışlara girmemenizi tavsiye ederim.

-Hmm kaybedeceksem yarışmakta bir sorununuz olmamalı, tabii korkmuyorsanız.

-Haha. Öyleyse kazanan ne alacak?

-Hmm klasik olsun mesela bir dilek hakkına ne dersiniz?

-Maalesef bunu reddetmek zorundayım bir dilek oldukça tehlikeli.

-Hoho daha demin bana siz meydan okuyordunuz ve şimdi geri mi çekiliyorsunuz?

-Peki bunun yerine ortaya para koymaya ne dersiniz?

Para ha?

-İlgimi çekmeyi başardınız. Ne kadar koyacaksınız?

-İki kese yeterli mi?

-Heh o zaman bende iki kese koyuyorum.

Hemen içkileri sipariş ettik ve içmeye başladık.

Sonunda o...

O sarhoş oldu!

Hadi ama daha iyisini beklerdim. Biraz hayal kırıklığı yaşadım ve şimdi bu adamı ne yapacağımı bulmalıyım.

Daha geçen gün beni tehdit ediyordu ama şimdi öldürmem için kafası beş karış hava da bekliyor.

Ama etrafa dikkatlice baktığımda bizi izleyen gözler olduğunu farkettim. Demek adamları burada.

Bende onu sürüklemek ve sonsuza dek kaybolmasını sağlamak yerine -ki bunu zaten kendi ellerimle yapamazdım-  üstünde olan tüm parayı aldım.

Sonra da hesabı ödeyip kaçtım. Hesap ise sadece bir jest.

Heh bence yeterince iyi davrandım.

Pazarda insanlara karıştım ve ilerledim.

Bu sırada bir kadınla çarpıştım.

Gerçek Sahip Geri Döndü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin