-7-

3.2K 150 21
                                    

Küçük avcı yemek boyunca sessiz kalmış, tüm mamayı sorun çıkarmadan yiyip bitirmişti. Bu sırada sofrada konuşulan hiç bir konu dikkatini çekmemişti. Çünki kafasını kurcalayan çok şey vardı ki, eğer burada kalacaksa bu durumu kökünden halletmeliydi.
____

Gecenin ilerleyen saatlerinde kucağındaki 'bebeği ' ve kocasıyla yatak odasına ilerliyordu Erhan . Tüm endişelerine rağmen küçük çocuk bir sıkıntı çıkarmamış, verdiği sözü tutmuştu. Bu yüzden içi rahattı.

Geldikleri odanın kapısını arkalarından kapatan Asaf kendini odada bulunan koltuğa atmış, derin bir nefes vermişti. Belli etmese bile yemek masasında ve onun devamında çok endişelenmişti.

Erhan kucağındaki bebeği bez değiştirme masasının üzerine yavaşça yatırmış. Ardından kısık bir sesle konuşmaya başlamıştı. "Aferin sana , bu gün rolünü gerçekten iyi oynadın. Bu yüzden bir ödülü hak ettin. Söyle bakalım ne istersin ? " - diye sormuştu. İşittiği şeylerle resmen gözleri parlayan Eren , "Biyijik'ye koyuşa biyiymiyim? Yüffen.." - diye yalvaran gözlere bakmıştı karşısındaki adama .

Hem gözlerinin içine bakarak konuşması hem de kayan kelimeleri , adamı yeni bir sevimlilik krizine sokarken dişlerini sıkmış ve gözlerini kısa bir anlığına kapatıp yeniden açmıştı. Onun zor durumunu anlayan eşi bu olaya el atmış ve yaslandığı koltuktan önce sırtını sonra da tüm vücudunu ayırarak bez değiştirme masasının yanına gelmişti.

"Bu günki davranışların nedeniyle ben buna izin veriyorum ama bildiğin gibi ilaçlar sebebiyle kelimelerin kayıyor. Bu yüzden bu arama işini yarına erteliyelim ve şimdi uyuyalım tamam mı? " - diyerek , kendisinde gayrı ihtiyarı bir şekilde çocuğun gözlerinin önüne gelen saçlarını arkaya doğru itmişti.

Kocasının sözlerini tasdik ederek ,"Evet Asaf haklı. Hem yarına ilaçların etkisi de geçer , böylece rahat rahat konuşursun . "- demiş, ardından eğilerek masanın altındaki bezlerden birini alarak yeniden doğrulmuştu.

"Daymam"- diyerek onları onaylayan Eren , Erhan'ın elindeki bezi görmesiyle," Hayıy oymaj , dokuynma beje . Beyn aytima yapmaydiym kiy "- diyerek engel olmaya çalışmıştı. Lakin bu çabaları Asaf'ın "Sanırım birileri yaramazlık yapıyor , hm ? Ama yaramaz çocuklar ödül değil ceza alırlar değil mi Erhan ?"- diyerek ,gözlerini  Erhan'a çevrilmesiyle yarıda kalmıştır.  Onun ne demek istediğini anlayan Erhan ,"evet canım haklısın. Sanırım birileri ödül değil de ceza almak istiyor. Ama kötü çocuklar ceza alır iyi çocuklar ceza almaz . Yoksa Eren kötü çocuk mu ?"- diyerek bu küçük oyunlarını sürdürmüştü.

Bir anda iki taraftan da aldığı baskıyla içindeki küçük taraf ilk defa kendisini göstermiş," Beyn çötü coyuk deyilim . "- diyerek yüzünü başka tarafa çevirmişti.

Onun bu tepkisini beklemeyen Erhan ne diyeceğini bilememişti .Aklındaki düşünceleri netliğe kavuşturmak maksatıyla , dikkatli bir şekilde, sakince "şu anda Eren kaç yaşında"- diye sormuştu. En az kendisi kadar şaşıran kocası Eren'in yüzünü izlerken , verdiği soruyla hemen kendisine bakmış, ardından yine gözlerini büyük bir hızla Eren'e çevirmişti.

Bu soru karşısında şaşkına uğrayan Eren , bir kaç saniye düşünmüş, ardından aklına gelen çocukluk anıları arasında en mutlu olanını seçerek gözleri önünde bir şerit misali oynamasını izlemişti. Ve bu anı, kesinlikle Eren'in daha üç yaşında olduğu anılarından biriydi .

Yaşadığı anıyla gözleri yaşaran Eren , hiç düşünmeden bir birine bastırdığı dudaklarını aralamış ve " üyç, Eyen üyç yajında"- demişti.

Her cevaba hazırdı Erhan ve Asaf . Ama kesinlikle bu cavaba hazır değildiler. Öyle ki Asaf'ın dudakları arasından okkalı bir küfür dökülmüş, Erhan'ın gözleriyse anın şaşkınlığıyla kocaman açılmıştı. Olayın en kötü tarafı ise , Eren'in aklına kaybettiği annesinin gelmesi ve bir anda sesli bir şekilde ' Ayyemiy itiyoyum , neyde ayyem ' -diyerek ağlaması olmuştu.

Şaşkınlığını üstünden atan ilk olarak Asaf olurken , panikle Eren'i kucağına almış ve kafasını omzuna yaslayarak, bezli poposuna hafifçe pat pat yaparak sakinleştirmeye çalışmıştı. Lakin tüm bu çabaları pek te işe yaramamış, Eren ağlamaya devam etmişti. Sonunda kendine gelen Erhan , yan çekmecede olan enzimlerin -daha önce sterilize edilen -birini almış ve hemen ağlaması sebebiyle açık olan dudaklardan içeri itmişti. Anlık olarak duraksama yaşayan Eren , dudakları arasındaki emziği iki defa sesli bir şekilde emmiş ardından, sanki az önce ağlayan kendisi değilmiş gibi bir anda susmuştu. Çaktırmayın ama susmasını sağlayan en büyük sebeplerden biri kesinlikle soluduğu mükemmel koku ve içinde bulunduğu rahat kucaktı .

Geçen bir kaç dakikalık sürenin ardından, Eren gözlerini kapatmış ve kendini uykunun tatlı kollarına emanet etmişti. Bunu gören Erhan'ın işaretiyle Asaf , yavaşça minik avcıyı yatağa yatırmış, ardından derin bir nefes vermişti. "Bir depo dolusu adamı doğrasam bu kadar stres olmazdım ya , bu ne böyle"- diye yakınmıştı . Onun bu haline dayanamayan Erhan , hafifçe gülmüş,  Asaf'tan aldığı sert bakışlarla kendine gelmişti.

Bir anda ciddileşen Erhan ," Kesinlikle bunu beklemiyordum."- diyerek duygularını ifşa etmişti. Hafifçe kafasını sallayarak onu onaylamıştı Asaf . "Bu bizim için iyi mi oldu yoksa kötü mü oldu bilemedim doğrusu. Ya bu durum bizi zora sokarsa ? " - diye , ifşa etmişti tüm düşüncelerini Erhan'a .

"Bilmiyorum ama bir şekilde idare etmemiz gerekecek . Biliyorsun o burda , ve bu bizim için büyük bir şans. İşini bitirmemize çok az kaldı . O masum yüzünün altında yatan şeytanı her kese göstermeliyiz. O yaşlı bunak çok oldu artık "- diyerek sadece tül perdenin örtülü olduğu camdan dışarıya diktiği gözlerini Asaf'ın yüzüne çevirmişti.

"Haklısın, artık onun ipinin çekilme vakti geldi de gidiyor,  "- demiş ardından, bakışlarını yatakta masumca uyuyan miniğe çevirerek devam etmişti cümlesine" ve bize bu işte en büyük yardımı bu minik edecek "- diyerek bitirmişti. Gecenin devamında yatağa yatan ikili , ilk defa aralarında bir yabancının olmasının farkındalığıyla ne yapacaklarını bilememişlerdi . Onlara bu yolda yardım eden yine minik avcı olmuştu. Öyle ki , hafifçe yerinde kıpırdanmış ve üzerini açmıştı. Refleksle üzerini kapatmak için harekete geçen iki farklı el çocuğun üzerinde birleşmiş ve sabaha kadar hiç oradan ayrılmamışlardır . Lakin tabiki de yatmadan önce minik avcının bezini değiştirerek .

İlk günleri böylelikle bitmiştir, sırada yirmi dokuz gün vardır. Bakalım bu günler içinde onları neler bekleyecektir...

***
Sanırım önceki bölümde ilacın birkaç güne etkisini kaybedeceğini söylemişim . Eğer öyleyse bunu değiştirmem gerekecek . 😩

Yazım hatalarım varsa affola, umarım beğenirsiniz 👋🏻🌈

Papatyalar aşkına Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin