Ortak Payda

294 11 21
                                    

"Almıyorum ulan seni evime."

" sikerim evini de belanı da çekil ulan inatçı keçi!"

Uykumu tam alamadığımdan olsa gerek kulağıma gelen belli belirsiz sesleri umursamayıp yorganı kafama kadar çekip kanepede yan dönerek uyumaya devam ettim.

"Nerden bileceğim yalan söylemediğinizi?"

"Öyle bir tip mi var bizde?"

"Hayır daha çok orospu çocuğu tipi var sizde."

"Ya sabır, YA SABIR!"

Tanıdık sesin tam uykuya dalarken bana ulaşmasıyla önce gözümü Bayık bir şekilde açtım. Daha sonra kendime gelmemle yerimden sıçrayarak yorganı attım üstümden.

- N'oluyor lan.

yüzümü sıvazlayıp koltuktan kalkarak hızlıca kapıya ulaştım.

Keşke ulaşmasaydım.

Emir kapıyı sıkıca tutmuş, ayaklarıyla da destekleyerek sadece kafasını gördüğüm Pars'la tartışıyordu. Tamam, tartışmak değil de daha çok küfür sözlüklerinden birbirlerine methiye dağıtıyorlardı

Pars'ın burda olması kalbimi heycanla kasarken elimi Emir'in omzuna attım.

"Emir dur-"

Emir önce bana yandan bir bakış atıp daha sonra bütün kuvvetini kapıya vererek biraz daha kapatmıştı.

" Sen içeriye geç yavrum, ben şu paraziti kovup geliyorum."

" Yavrum mu? Şimdi siktim belanı."

Pars'ın korkutucu derecede gelen sinirli sesiyle kapı hızlıca bırakılmıştı dış taraftan. Kapının kapanmasıyla Emir kapıya yapıştı. Uykudan yeni uyandığım için üzerimdeki şoku atlatmadan ağzım açık onları izliyordum.

" Barlas kapının arkasından çekil!"

Ne yapacağını tahmin edince kapıdan hızlıca uzaklaştım. Emir'in de ensesinden tutarak yanıma çektim. Hâlâ saf saf kaşları çatık bir şekilde ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Kapı önce büyük bir gürültüyle vurulmuş, ikinci vuruşta da daha büyük bir gürültüyle yere devrilmişti. Ben hâlâ gözlerim sonuna kadar açık bir şekilde olanı izlerken Pars düşen kapıya memnun bakışlar atıp içeriye adımını attı yerdeki kapıya basarak.

Bakışları önce benimle buluşurken gözlerindeki duygu geçişini yakalamıştım. Beni görmesiyle rahatlamış gibiydi. Yutkundum, özlemiştim onu.

Gözlerini benden çekip yanımdaki bedene çevirdi , sinirli bir soluk verip bir adım attı bize doğru. Emir'in bembeyaz kesilmesini anbean izlerken başının iki tarafından tutup yanaklarına iki yumuşak tokat attım.

" Şşt emir, lan emir."

" Barlas!" Pars'ın sinirli sesiyle mavilerine baktım hızlıca, ama o sadece ellerime bakıyordu. Ne demek istediğini anladığımda elimi emirin yüzünden çekip omzundan tutarak silkeledim şoktaki çocuğumu.

" Kapıyı mı kırdı o?"

Sorusuyla derin bir soluk alıp başımı salladım onaylarcasına. Biz ne yapıyorduk amınakoyim.

" Ulan dağ ayısı kapıyı niye kırıyorsun!" Emir şoktan çıkmış olacak ki aynı enerjiyle Pars'ın üzerine atlamaya hazırlanıyordu. Bir vakanın daha yaşanmaması için belinden tutup arkama aldım onu.

" Kafanı kırmadığıma dua et."
Pars'ın da ondan bir farkı yoktu. Kaşlarım çatık bir şekilde mavilere baktım. Çocuk gibilerdi.

" O duayı mezarında okuya-"

Nefesini TutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin