Keyifli okumalar, lütfen oyunuzu ve yorumlarınızı eksik etmeyin🖤🖤
Şarkılar:
Dedüblüman- Belki
Mabel Matiz- Zor Değil
Billie Eilish - Six Feet Under
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ruhumdan yükselen yanık koku, her soluğumda boğazıma takılıp canımı yakıyor, acıyı yok edecekmiş gibi sertçe yutkunmama sebep oluyordu. Damarlarıma kadar sızan acı, kanıma karışıp tüm vücuduma yayılıyor, bedenimi kontrol etmemi olanak dışı bırakıyordu.
Bir haftadır ağlayarak uykuya daldığım zamanlarda dahil olmak üzere geçmeyen bir baş ağrım ve ömrümün sonuna kadar beni terk etmeyeceğine inandığım bir göğüs ağrım vardı.
"Geldik abla." Diyen taksiciyle kapalı gözlerimi araladım. Cüzdanımı çıkartıp ücretini şoföre ödedim ve taksiden indim. Karşımdaki eve bakarken göz pınarlarım daha fazla yaş dökemeyeceğini hatırlatmak ister gibi sızladı. Burnumu çekerken bahçe kapısını araladım. Kapının girişindeki güllerin gözüme takılmasıyla duraksayıp alt dudağımı ağzımı içinde yuvarlayarak güllere baktım.
Benim için güneş doğmamış karanlık hayatımı esir almıştı. Çiçekler açmıyor, şarkılar sesini kesmişti. Hayatım Simge'yi beyaz elbisesiyle yerde gördüğüm o an duraklar tuşuna basılmış bir video kaydı gibi duraklatılmıştı. O anı, ekrana her baktığımda duraklatılan videonun ekranda kalan görseli gibi gözlerimin önündeydi daima.
Bu yüzden de solmayan çiçeklere de güneşin parladığı göğe de sokaktan gülerek geçen insanlara da tahammülüm yoktu.
Gözlerimi güllerden çektim ve evin kapısına doğru ilerledim. Anahtarı kilitte çevirip kapıyı açmamla çıkan ses boş evin içinde yankılandı. Ruhsuz bir şekilde merdivenleri adımladım. Ağrıyan başımı ovuşturup kendi odamı pas geçerek Simge'nin odasına geçtim.
Krem rengi kapıyı yavaşça araladım. Odanın ortasındaki boş alanda üzerindeki açık mavi dans elbisesinin içinde bana gülümseyerek bakıp dans eden Simge'nin bedeniyle dudaklarımın uçları yavaşça yukarıya doğru kıvrıldı. Kapının kirişine yaslanıp dans eden bedenini izlerken kafamı kirişe yaslayıp gözlerimi sımsıkı kapattım. Titreyen çenemi sıkarken kapalı gözlerimi araladım ve odanın ortasındaki boş alana bakarken dudaklarımda hüzünlü bir gülümseme belirdi.
Akan burnumu çekerken odada dolaştırdım gözlerimi. Odanın köşesindeki makyaj masasının üstünde duran çerçeveye gözlerimin takılmasıyla yaslandığım yerden doğrulup oraya adımladım. Altın renkli çerçevenin içerisinde, bal rengi saçlarını iki yandan örmüş Simge'nin gülümseyen yüzünü görmemle titrek bir soluk aldım.
Üzerinde kırmızı bir kapüşonlu ve açık kot rengi bir şortla deniz kenarında duruyordu ve kollarını iki yanına açmış yüzünde büyük bir gülümsemeyle rüzgârın savurduğu saçlarının yüzünü kapatmasını umursamadan kameraya poz veriyordu. Fotoğrafa damlayan gözyaşımla çerçeveyi dikkatle masaya geri bıraktım ve elimin tersiyle yanağımı silip masanın yanındaki duvara çevirdim gözlerimi.