6. Bölüm

229 11 5
                                    

Yavaş adımlarla eve doğru gitmeye başladım 3 kişi için 4 katlı bi villa çok abartı değil miydi  aman banane ya zaten ilk ve son gelişim olucak zile bastım sanki kapının arkasında bekliyorlarmış gibi anında açıldı tombik bi nene açtı kapıyı "hoşgeldiniz alkım hanım" dedi samimi bi gülüş attım içime kaçmış sesimle "hoşbulduk" dedim biyo anne bi anda sarıldı sahi ben en son ne zaman birine sarılmıştım ki bu sıcaklığamı anne sıcaklığı deniyor sanki yıllardır beni tanıyormuş gibi davranıyorlar ve bu durum benim canımı sıkmaya başladı artık kendimi yavaşça geriye çektim biyo anne içine kaçmış sesiyle "kusura bakma bi anda sarıldım" dedi "önemli değil" diye mırıldandım duydumu orası bilinmez "hadi gel kızım" diyerek beni belimden yön vermek amaçlı ittirdi salon diye düşündüğüm yere doğru ilerledik OMEYGAT 9 erkek var burda sanırım misafirleri vardı e o zaman ben niye geldim!! Yüz ifademi bozmadan tekli koltuğa oturdum biyo baba "hoşgeldin kızım yolda kaza falan dedin iyisin deme bi yerinde bişey yok" diye endişeyle sorarken bi yandanda vücut taraması yapıyodu samimi bi gülüş atıp "önemli bişey yok mehmet bey" dedim bey dememden dolayı yüzü düşsede hemen anne baba diyemezdim zaten benim felsefemde anne baba diye bi kavram yok ortamda bi gerginlik oluştu biyo anne bunu farkedince "Eee kızım seni abilerin, ikizin ve kardeşlerinle tanıştırıyım" dedi NEW HEPSİMİ tabiki içimden dedim dışımdan yüz ifadem sabit keşke araştırıp gelseydim hazırlıklı olurdum en azından ayrıca bunlar niye bana öldürmek ister gibi bakıyor "tabii" dedim fazla bekletmek istemeden biyo anneyi "en büyük abin mirza 28 yaşında savcı" sevdim seni pikaçu "2. En büyük abin 26 yaşında poyraz doktor 3. En büyük abin çağan 26 yaşında psikolog 4. Büyük abin Göktuğ 25 yaşında mimarlık okuyor göktuğun ikizi Edis 25 yaşında polis alkın ikizin aile şirketimizde çalışıyor yiğit 19 yaşında 12. Sınıf mert 18 yaşında 12. Sınıf" acunun bi lafı vardır bilir misiniz hoyy maşallah " yaparken demi yorulmadınız ben dinlerken yoruldum tek kız benide iyi tutturmuşsunuz valla beybaba hızlı çıktı" diye içimden düşünürken sesli söylemişim ortam sessiz olduğundan herkes duydu biyo anne kızarırken biyo baba sırıtmıştı ortamı toparlamak adına boğazımı temizleyip "memnun oldum bende alkım özdemir" içlerinden poyraz olan "bence kendini buraya alıştırma ye şu yemeğini git seni kimse burda istemiyor boşu boşuna huzurumuzu bozma tam birinden kurtulduk diyoruz yenisi geliyo kim bilir kimin altından çıkıp gelmişsindir kaç para istiyorsan söyle verelim yeterki gözümüze gözükme" diye kinini kustu biyo baba "POYRAZZ haddini aşma" diye bağırdı ne kadar sert biri olsamda içindeki o kız çocuğunun kalbi bir kez daha kırıldı bana yaptığı o iğrenç ima yine ama yine sevilmeyeceğimi anladım cevapsız kalmak istemediğim için "merak etme buraya ilk ve son gelişim ayrıca sen kimsinde bana bu imayı yapabiliyorsun sen her gün altına başka bir kız mı alıyorsun veya gay baramı gidip ihtiyaçlarını karşılıyorsun kimsenin hayatı seni ilgilendirmez" dedim sert bi sesle öyle bi mors olduki hiçbir şey diyemedi aptal "neyse kızım biz yemeğe geçelim hadi gel" diyerek yemek odasına yönlendirdi beni herkes yerine oturdu tek boş yer mirzanın tam karşısı olunca oraya oturdum ne garip deme yıllar sonra aileni tanımak ilk anne veya baba dediğinde yanında olamaması ilk karnen ilk yürümen ilk başarın ilk sınav sonucu ilk üniversite sınav sonucunda hiçbirinde yanında bi ailen olmaması neyse biyo baba "kızım neden yemiyorsun beğenmediğin veya istediğin bir şey varsa söyle hemen yaptıralım" "hayır mehmet bey pek aç değilim teşekkürler" dedim göktuğ alaylı bi şekilde güldü "bırak baba ya diyettedir kesin annem tüm gün uğraştı dedim ben size hepsi boşa diye" dedi biyo baba "haddinizi aşmayın üslubunuzla yiyin yemeğinizi" dedi 2 üç bişey atıştırırken telefonum çaldı arayan sayın savcıydı "kusura bakmayın bakmam lazım" diyerek odadan çıktım "efendim sayın savcım" " alkım nerdesin sen evin taranmış haberin varmı hemen evine gel" "ne tamam sayın savcım yarım saate ordayım" diyerek telefonu kapattım lanet olsun bi bu eksikti hemen geri odaya döndüm "benim acil çıkmam lazım bugun için teşekkürler" dedim biyo baba "bi sorun mu  var kızım" "evime saldırı yapmışlar eve gitmem lazım" diyince abiler şaşırdı biyo annenin gözleri doldu "ne saldırısı kızım" "sonra anlatırım şimdi vaktim yok bi taksi çağırabilirimsiniz" dedim Edis olan abi "taksiye gerek yok ben bırakırım" dedi canıma minnet kabul ettim bende sonunda evden çıkabildim hemen adresi verdim yolda giderken 15 dk sonra silah sesleri gelmeye başladı arabaya saldırıyolardı allah kahretsin "alkım kafanı ey" diye bağırdı edis tabiki ben naptım çantamdan silahımı çıkardım "arabayı sağda durdur keskin nişancı koymuş şerefsizler" dedim sağda durduk nerden baksan tahmini 10 kişi falan vardı çatışmaya girdik kurşun kolumu sıyırdı savcı arıyodu hemen açtım "alkım nerde kaldın alkım o silah sesleri ne nerdesin sen" diye bağırırken sadece saldırı diyebildim telefonumun şarjı bitti çünkü tüm hepsini öldürdük artık kolum feci ağrımaya başladı görüşüm bulanıklaştı edis vurulduğumu gördü "alkım iyimisin alkım kapatma gözünü" derken sadece son bir kurşunun karnıma geldiğini savcının polislerin ve ambulansın geldiğini gördüm gerisi karanlık...

Karanlığın içindeki gerçekler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin