İpek Ege'yi karşısında görünce çok şaşırdı. Melek'inde Ege'yi bilmiş bi tavırla süzdüğünü fark ettim .
Ege sessizliği bozan kişi oldu : " E hadi gidelim şu bara "
Herkese baktığımda hepsinin giyindiğini gördüm . Ama ben üşenmeyip o elbiseyi çıkarmıştım . Şimdi geri giymem gerekti . " Geliyorum" diyip yukarı çıktım. Elbiseyi zar zor giyerek olabilidiğince hızlı oldum . Ayakkabılarımı ayağıma geçirip zeminde tok sesler bırakarak aşşağı indim .
Havalar git gide soğuyordu . E malum kış kapıyı çalmıştı bir kere . Ve o uzun tatilin son günleriydi . Bütün yazı düşündüm de ilk defa bu kadar dolu bi tatildi. Yanımda birsürü kişiyle geçirdiğim güzel günleri bırakmıştım geride .
Ben bunları düşünürken Ege kapıyı açtı Sunun ardından biz de çıkmıştık. Merdivenlerden inerken Ege kapıyı kapatıp yanımıza geldi. Beraber sitenin çıkışına kadar Yürüdük.Geldiğimizde Bora ve Can birbirlerinden Bayağı uzak olmak şartıyla bizi bekliyorlardı. Ne ara buraya gelmişleri hiç bir fikrim yok .
"Nerde kaldınız oğlum ağaç olduk burada." Dedi can Ege bakarak.
"Geldik işte." Deyip bizi bekleyen iki taksiden öndekine bindi ipek.
Ben de kendimi ipeğin yanına attım. Bora da önüme oturmuştu.
Diğerleri diğer taksideydiler tabiki. Çok zekiyim.
Apartmandan çıktıktan sonra hiç konuşmamıştım. Oysa ben dayımın ölümünü atlattığımı düşünüyordum.
Kafamı cama yaslayıp Aklımı Dışarıya vermeye çalıştım.
"Duru geldik." Dedi bir ses. aslında Bayağı ses vardı gürültü falan doluydu her yer.
Ipeğin eli gözümün önünde sallanmaya başlayınca irkildim.
"Geldik." Dedi tekrar ipek.
Kapıyı açmama gerek kalmadan Bora kapıyı açmıştı bile.
"Hadi neşelen biraz." Deyip beni kendine çekti.
Uzun zamandır sarılmamıştım gibi ona sarıldım ve Gözümden bir damla yaş düşmesine izin verdim.
"Ağlama lütfen." Dedi tatlı bir sesle ve gözyaşımı sildi.
Bu hareketi karşısında gülümsedim.
"İşte böyle." Dedi Bora.
Bu arada aklıma deniz gelmişti o neredeydi?
"Deniz nerede?" Diye sordum.
"Boşver şimdi onu" dedi ve hemen kestirip attı.Sanırım kavga falan etmişlerdi.
Mekanın Işık dolu Kapısı'ndan geçerken kulaklarım intihar etmek istiyordu.
Bu ne ses arkadaş?
İçeriye girince kulaklarımı bir süre kapatıp tekrar açtığımda sese alışmıştı bile.
Barın önündeki yüksek sandalyelere oturduğumuzda Barmen geldi ve ne istediğimizi sordu.
"Üç votka." Dedi Ege.
Erkeklereydi tabiki de bunlar.
Su da hemen "yedi votka olacak" diye atladı.
"Olmaz güzelim hiç çekemem." Dedi Ege yarım ağız sırıtırken.
"Yedi votka." Diye üsteledim.
Bora " Sadece bu günlük . Kafanı dağıtman gerektiği için izin var . Yoksa içmene hayatta izin vermezdim " dedi . Kafamı salladım ve Egelere doğru döndüm . Ege barmene "6 votka" derken Su da sürekli "7" diyordu.İkisinide susturup "7 votka " dedim ve Ege'ye döndüm . "Bırak oda kafasını boşaltsın sonuçta okullar açılıyo ve sensiz bi okulda ." Dedim . Haklısın anlamında kafa salladı barmen arkasına dönerken .
Bora'ya geri döndüm . Güler bi yüzle etrafı süzüyordu . O kadar tatlı ve masumduki . Dağınık saçları , yarım ağız da olsa o içten gülüşü , o heryere ulaşan güzel kokusu ... Bir an onu hiç böyle oturup izlemediğimi fark ettim . Bence tam sırasıydı .
Yüzüne uzun uzun baktım . O elle çizilmiş gibi olan kaşlarına , deniz mavisi olmasada hoşuma giden o kahverengi gözlerine - mavi gözlere aşığımdır ama bu adam beni çok değiştirdi . Ben onun gözündeki kahveliği de sevdim , mavi göze aşıkken - , üst dudağının inceliğini ve alt dudağının üstle orantılı olan kalınlığını inceledim bir süre . Sanki kusursuzca yapılmıştı bu . Onu kusursuzca yaratmışlardı .
Kafasını çevirdiğinde güzel gülümsemesine birde şaşkınlık eklendi ve " Ne oldu sorun mu var ?" Dedi . " Yok. Ama içkilerimizi alıp dışarı çıkalımmı ? " diye sordum elimi içkiye doğru yönlendirirken . Kafasını salladığında ayaklandım .
Elimden tuttu . Elleri her zamankinden daha sıcaktı . Kocaman elinin içinde ellerim kaybolmuştu .
Bardan çıktığımızda bir banka oturduk . Dışarı soğumuştu ve ben sadece elbiseyle duruyordum. Eylül ayında Sunun aklına uyup gece böyle dışarı çıkarsan böyle olur Duru aferin sana .
Kollarımı ovalamaya başladım . Bora görünce üstündeki ceketi çıkardı ve bana uzattı . Almadım çünkü hasta gibiydi ve daha da hasta olurdu . " İçeri girelim . Çok soğuk " dedim . " Ceket " dediki lafını kestim " Hasta gibisin daha kötü olmanı istemiyorum . Hadi içeri geçelim " . Kafasını salladı . Bu sefer ben elinden tuttum .
İçeri eski yerimize döndüğümüzde hepsi yerindeydi . Ege ve Su'ya baktım . Mutlulardı . Ama tatil bittiğinde ayrılacakları Su çok sarsılacaktı . Onu o halde görmeye dayanamazdım . Sonra gözlerim Melek , İpek ve Can'a kaydı . Melek Cana hayran hauran bakarak birşeyler konuşuyordu . İpek ise onları izliyordu . Tatil bittiğinde onlarda gidicekti . Tek canla ben kalıcaktık . Tamam Bora ve Can'da kalıcaklardı . Ama aynı okulda olmayacaktık .
Onlarsız bir okul. Borasız bir okul. Sevdiğim çocuğun olmadığı bi okul . Bende Su gibi olurdum . Evet mesafeler engel değildi , aynı şehirde olammız güzel birşeydi ama her günümü onsuz onlarsız geçirmek niye . Düşünmek bile istemiyorum. Düşünemiyorum ama yaşamak zorundayım.Votkalarımız gelince elime bardağı Alıp döndürdüm. İçindeki sıvının hareketlerini izledikten sonra bir Yudum aldım.
Ben ya da daha doğrusu kızlar yavaş yavaş içiyorduk ama boraya döndüğümde bardak bitmişti bile.
Bu kadar hızlı içilir mi?
Erkekler üçüncü votkalarını falan da bitirirken ben ilk votkayla Kafayı bulmuştum. Ve su da üç bardak içmişti. Biraz fazla değil miydi?
Hala ayık olan boraya baktım o kadar bardaktan sonra hala nasıl böyle kalabiliyordu?
"Dans edelim mi?" Diye sordu ona baktığımı görünce Bora. Evet anlamında kafamı salladım . Ama dansa kalkmadan önce daha demin barmene sessizce söylediğim biradan bir yudum aldım . O kadar ağır bir içkinin yanında bu çok hafifti .
Dans ederken gözlerimi gözlerimden ayırmamıştı. Yorulduğumuzda eve gitmek üzere diğerlerinden ayrıldık .
BU BÖLÜM ÇOOOOOK KISA BU HAFTA SONU BUNU TELAFİ EDİCEM CUMARTESİ YADA PAZAR YENİ BÖLÜM GELİCEK . BİRAZ YAZAMADIM ÇOK OLAY OLDU FALAN . İLERİ BÖLÜMLERDE SU , BORA , DENIZ VE DURUYLA BİRSÜRÜ ŞEYLER OLUCAK . YENİ BİRİLERİ KATILCAK .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECEMİN GÜNEŞİ
ChickLitEğer birini sevecekseniz içinizde usulca sevin. Lakin duygular dışarı çıktığında hırçınlaşabilir... Güneş Söndü, Karakter Karanlıktan Korktu... " Caaaan!!"