14.

456 18 5
                                    

Yazarın bakış açısı

Siz hiç kararsızlık yaşadınız mı?

Düşündüğünüzün aksine olaylar oldu mu?

İki ya da daha fazla seçenek arasında gidip gelirken çıldırır insan.

Hangi karar doğru hangisi yanlış bilinmez.

İşte insan bu yüzden farklıdır. Onun kararları vardır.

Unutmayın yanlış kararda bizim, doğru kararda.

Yani kısaca bütün kararlarınızı keşke demeden yapın. Onları sevin.

Ada'nında yaşadığı aynı buydu. Kararsızlık.

Onur'a söyleyemesede ona güveniyordu. Hemde belki her şeyden çok. Ama bu davranışları ve üst üste gelen olaylar bu düşüncesini etkisiz hâle getirmeyi de başarıyordu.

Onur duvarı yumruklamaya devam ederken Ada'nın artık bu işe el atması gerekiyordu. Görenler yanlış anlayabilirdi.

" Onur yeter. Bırak beni. " Onur durdu. Baktı kızın yüzüne, masumluğuna ve bir kaç dakika önce olan olaydan korkmuş yüzüne.

Gözlerine baktı. İnanıyor mu, inanmıyor mu merak ediyordu.

" İnanıyor musunuz bana? "

Cevap yok.

Onur yutkundu. İçtiği belliydi. Sarhoş değildi belki ama tamda ayık denmezdi.

Ada Onur'un kolunu çekip gidecekken Onur bu sefer nazikçe tuttu kızın kolunu. 

" İnan bana. Ben yapmadım. "

İnanmak istiyordu. Ne yapacağını bilmezken tek isteğiydi Onur'a inanmak.

Onur geri çekildi. Gitmesine izin verdi. Ada gitti, Onur seyretti.

Ada ne yapacağını bilmeksizin girdi parti yerine. Yerine geçer geçmez Onur girdi. Onur ona, o Onur'a bakıyordu.

Kızlar hâlâ dans ediyordu. Evet, gerçekten bugün Onur ve Ada dışında herkes düşmalığını unutmuştu.

Yarım kalan aşklar bir süreliğine yeniden başlamıştı.

Onur bu partinin böyle bitmesine izin veremezdi.

Kalktı yerinden. Ada'ya doğru yaklaştı ve elinden tutup kaldırdı masasından.

Bugün dans etmeden gitmek yoktu anlaşılan.

Ada, ne kadar dirensede sahnede buldu kendini. Heyecanlıydı.

Onur elini yavaşça Ada'nın beline yerleştirirken Ada hiç hareket etmiyordu.

Onur derin bir nefes alıp Ada'nın ellerinden tuttu ve kendi omzuna yerleştirdi.

Ellerini tekrardan Ada'nın beline koyunca ise dans etmeye başladılar.

Konuşmadılar. Sustular, her zaman yaptıkları gibi açık açık konuşamadılar birbirlerine karşı.

" Neden düşmanız biz Ada, neden biz seninle ayrıyı-"

Ada baktı çocuğun gözlerine. Gerçekten merak mı ediyordu?

Derin bir nefes aldı Ada. " Düşmalığımızı dile getirmeme gerek yok. Fakat ikinci konuya gelirsek hepsi senin suçun. "

Kaşlarını çattı Onur. Ne demekti bu.

" Hayır. Sen beni aldattın Ada. Hemde en yakın dostumla. "

" Sen sadece duyduklarına inandın. Hiç dinlemedin ki beni. "

Bu konuyu açtığına pişman olmuştu Onur.

Etrafında döndürdü Ada'yı. Sorular sordu. Ada cevaplamadı.

Parti böyle geçti. Fakat Onur bir türlü kendini açıklayamadı.

Şarkı bittiğinde Ada tam yerine geçecekti ki bir ses.

Bir silah sesi,
Çoğalan çığlıklar,
Ne oldu diye etrafa bakanlar,
Korkudan saklananlar ve o.
Duru.

Ada'nın sesi sardı etrafı. Tek Ada'nın değil, Sinem'de haykırdı, Gamze'de.

Hemen gittiler kardeşim dedikleri kızın yanına. Sinem uyanık tutmaya çalışıyordu kardeşini.

Gamze harıl harıl ağlıyordu başında. Ada ise, o ne yapacağını bilmez halde ambulansı aradı.

Korkuyordu. Bu hayatta en çok korktuğuyla karşı karşıyaydı.

Onur Ada'nın yanına geçti. Sakin olmasını söyledi.

Herkes kızları sakinleştirmeye çalışırken ortalık kıyamet yeriydi.

Bir kaç dakika sonra ambulansın siren sesleri gelince Duru kaldırıldı ve ambulansa konuldu. Kızlar Onur ve arkadaşları ile arabalarla gidiyorlardı.

Yolda ise Duru'nun ailesine haber veriliyordu.

Zavallı kadın. Duru'nun durumunu duyunca apar topar hastaneye geleceğini söyledi.

Kim yapmıştı bunu,
Neden?

Her şey sır gibiydi. Kapağı kapalı bir kutu gibi.

Ama bu kutu açılmadan bu olay bitmeyekti. Biliyorlardı hepsi.

Üst üste gelen bu olayların biri ile bağlantılı olduğunu düşünüyorlardı.

İlk önce silahla baskın-tam baskın denmez-sonra Ada'nın okul sayfasına yayılan durumu ve ardından bu olay.

Sırayla gidiyordu.

Şimdi sıra kimdeydi peki?

Sonra ki hamle neydi?

Kimin canı yanacaktı?

Kim can yakacaktı?

Bilmiyorlardı ama eminlerdi. Bu kişiyi tanıyorlardı ve bundan sonra iş birliği yapacaklardı.

Onlardan da beklenmedik bir haraket olacak olan bu haraket herkesi şaşkına çevirecekti.

Hepsi sessiz sedasız yola devam ederken her şeyi kanıtlayan o mesaj geldi Ada'ya.

- Suçsuzdu kız. Yazık oldu :)

Şaşkınlık. Senin gülen yüz atan ellerini...

...
SON

UZUN ZAMAN SONRA GELDİ KUSURA BAKMAYIN

Düşman Sınıflar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin