Arabamla babamın üniversitede kaldığı evinin önüne gelmiştim.
Arabadan inip etrafa bir göz gezdirdim. Şirin bir mahalle'ydi , insanları sıcak kanlı gözüküyordu.
Ailemin yokluğunu hissedeceği mi düşünmüyorum.Etrafıma son kez sıcak gülümsemeyle bakıp arabadan valizleri mi almak için bagaja yöneldim. Valizlerimden birini indirdikten sonra yanıma üç tane şirin teyze geldi. Üçüde beni beğeniyle süzdü. İçlerinden birisi heyecanla konuşmaya başladı.
- Hoşgeldin güzel kızım , herhalde burada yenisin.
-Evet teyzeciğim burada yeniyim.
- Ah ne güzel tekrardan hoşgeldin güzel kızım. Adın nedir peki kızım nerelisin, kimlerdensin?
- Adım Afel teyzeciğim, Bursalı'yım, burası babamın eski öğrenci evi olduğu için buraya geldim belki tanırsınız adı Murat. Dedim heyecanla
Teyzelerin üçüde aynı anda suratlarını ekşitip birbirlerine baktılar . En son bakışları bende durdu ve üçüde aynı anda " Sen Murat Denizoğlu'nun kızımısın?" dediler . tiksinir gibi.
Şaşırmış bir edayla" Evet ,ben onun kızıyım neden ki?" dedim.
Bana cevap vermeyip ağızlarından birşeyler homurdanarak ve gözdevirerek yanımdan uzaklaştılar. Kendi aralarında söylenirken laf arasında ' Babasının kızı ' dediklerini duyar gibi oldum.
Arkalarından anlamsızca bakıp 'Ne oldu şimdi?' hafif söylenip ve tekrar valizlerime yöneldim.
Valizlerin hepsini güç bela apartmanın asansörüne kadar getirdim. Asansörün giriş katına gelmesini beklerken teyzelerle olan konuşmamdan dolayı içimde ufak bir tedirginlik vardı. Umarım mahalledeki diğer insanlarla iyi anlaşırım.
Asansörün geldiğini belli eden sesi duyduktan sonra kapılar açıldı. Küçük bir iç çekip valizlerimi sakin bir şekilde asansörün içine yerleştirdim.
Kendimle içeriye girip 8. Katın düğmesine bastım.Asansörün yavaşça yukarıya çıkarken hala teyzeleri düşünüyordum içime dert olmuştu.
8. Katın sonuna gelince 16 numaralı kapının önüne geçip cebimden anahtarı çıkararak kapı deliğine sokup kapıyı açtım ve yeni evime ilk adımımı attım.Geniş ve kısa bir koridorla karşılaştım. Valizlerimi koridorun yanına dizip evin içini keşfe çıktım.
Koridorun sonunda beni karşılayan geniş salon ile nefesim kesilmişti.Salonun hafif sağında büyük gri bir L koltuk vardı hemen önünde açık gri tüylü bir halı ve onun üstünde beyaz orta boy açık bir sehpa vardı.
Onların karşısında ise duvara monte edilmiş büyük siyah bir televizyon ve açık kahve bir ünitesi vardı.
Duvarlar açık gri'ydi ve üzerlerine asılı tablolarda ki soluk renkler ile bir ahenk içerisindeydiler.
Bazı küçük raflarda vardı, oralara bazı dergilerimi ve aile fotoğraflarımızı koymayı aklımın bir köşesine yazdım.
Salonun sol tarafına doğru bakınca Amerikan tarzı siyah ve beyazın ağırlıklı olduğu mutfak şimdiden orada yemek yapma isteğimi uyandırıyordu.
Salon ve mutfağın birleşiminde bir balkon kapısı vardı, buradan bakınca bile ne kadar büyük olduğunu görebiliyordum.
Mutfağa biraz yaklaşıp barmen tezgahının orada durdum , kırmızı korktukları ile cidden çok uyumlu duruyordu.
Mutfağın en solunda kalan hafif dar koridora doğru ilerledim. Beş tane kapı vardı bana yakın olan ilk ikisinin lavabo ve banyo kapısı olduğunu anlamıştım. O yüzden koridorun sonundaki üç kapıya doğru ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnatçı Keçi
Romance+18 Mıckey Mouse: Afel lütfen motoruma o çıkartmaları sen yapıştırdım deme!! İnatçı Keçi: Ne motoru yaa iyice uçtun sen kendine gel paşam! Mıckey Mouse: Afel! Kızım dalga geçme benimle motorun içine etmişsin resmen. İnatçı Keçi: Noldu paşam artık...