BAŞLANGIÇ

112 6 4
                                    

Sabahın ilk ışıklarında,güneşin sıcaklığı beni ısıtırken,annemin yaptığı krep kokusuyla uyandım.Annem başucumdaydı,beni uyandırmaya çalışmasına izin vermeden uyuşuk adımlarla yatağımdan kalkıp duşa girdim.Uzun ve rahat bir duşun ardından odama geçip üzerimi giymeye başladım.

Saçlarımı yine her zamanki gibi uçlarına maşa yaptım.Üzerime siyah bir kazak giydim,altına da kot bir şort.Çok cool görünüyordum.

Maskaramı,göz kalemimi ve hafif toz pembe tonlarındaki rujumu sürüp aşağı,annemin hazırladığı sofraya inerken notlarımı unuttuğumu fark ettim.Hemen notlarımı alıp kahvaltıya indim.

Annem yine mükellef bir sofra hazırlamıştı.Ama maalesef üniversiteye geç kalıyordum.Hızlıca aperatif bir kahvaltı yapmamın ardından annemin

yumuşacık yüzünü öperek evden ayrıldım.

Otobüs durağına doğru ilerlerken karşıdan Esra nın bana el salladığını gördüm.Yine her zamanki gibi enerjik halleriyle bana doğru koşuyordu.Galiba üniversitedeki tek varlığım oydu.O olmazsa eminimki üniversite çekilmez bir halde olurdu.

"Selam diyerek yanına yaklaştım."bana

"Sana anlatacaklarım var."dedi.

Yine her zamanki gibi sevgilileriyle yaptığı şeyleri anlatıyordu."

"Dün Emir ile yemeğe gittik biliyor musun?"

"Emir kim yaaa?"

"Sevgiliiiim..."diyerek uzattı

"Onun adı Anıl değil miydi yaa?"

"O kışlıktı canım şimdi yaz sezonuna geçtik."

"Ohhh yazlık kışlık vayyyyy."

Biz konuşmaya dalmışken otobüs geldi.İttire kaktıra otobüse bindik.Ankaranın otobüsleri genelde böyle olurdu:)

Otobüste yine gıcık muhabbetimize devam ettik.

O anlattı ben dinledim,hep olduğu gibi.

Nihayet Esra nın konuşmasına bir son verebilmiştim sanıyordum.

"Offf yeter bu ne çene kızım yaaa bi sus beee."diye şakayla karışık bir imada bulundum.

Fakat o bunun ima kısmını atıp şaka kısmını almış olacak ki dediklerimi hiç mi hiç ciddiye almayarak konuşmaya devam etti.

Nihayet otobüs okulun durağına geldi ve sustu.

Ağzımı hiç açmadan o kadar yol geldim öhh ama yaa.

Kapıda kocaman ODTÜ UNIVERSITESI yazıyordu.

Buraya girerken hep içimde bir gurur oluyordu.Çünkü Ankara nin en ama en iyi üniversitelerinden birinde okuyordum.

Okulun bahçesi oldukça büyüktü.Kafeteryalar,restorantlar,......Her yer yemyeşildi, yaz gelmişti.Etrafımda bir çok öğrenci vardı.

Esra içeri,sınıfımıza girdik.

Sınıfımız gittikçe yükselen sıralarla oluşan oldukça büyük bir sınıftı.

Hoca geldi.Yoklama kağıdını verdi hepimiz tek rek imzaladık.Esra nın imzasını da gören çok önemli bir makamda biri sanar.Her ne kadar dalga geçsemde Esranın imzasına bayılıyorum.

Derste beni dürtükleyip durdu.Ama ben ciddiliğimi hiç bozmadım çünkü tüm hocaların gözünde bir itibarım vardı.Bunu kaybetmek istemiyordum.

Dersin son dakikalarında kapı çaldı,bir öğrenci gelmişti.

" Müdür Bey Tuana Yağız isimli öğrenciyi çağırıyor."dedi.

Dalmış bakarken birden yerimden kalktım ve o öğrenciyle birlikte sınıftan çıktık.

Koridorda uzun boyum ve iri fiziğimle güzel bir kız olarak yürüyordum.

Müdürün odasına geldik.Kapıyı tıklattım.

"Gir ."sesi üzerine oldukça düzenli müdürün odasına girdim.

Bana önemli bir konu hakkında konuşmak istediğini söyledi.

Evet anlamında başımı salladım.Devam etti...

"Tuana dünyaca yapılacak olan bir yarışma var."

"Hocam kusura bakmayın ama..."

"Bir dinle kızım.Bu yarışma dünyanın en iyi üniversitelerinin başarılı öğrencilerinden oluşuyor...

SİYAH RUHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin