[Rahatsız edici ögeler* bölüm sonunda açıklamayı okuyun.]
Mingyu Wonwoo'nun üzerindeki kazağı sıyırırken Wonwoo'ya soğuk bir bakış attı. Wonwoo ona yan bir bakış atınca kaşları havaya kalktı.
İkisi de birbirine yumruk atma isteğinden kurtulabileceklerini sanmıyorlardı.
Mingyu Wonwoo'nun meme ucunu parmaklarının arasına sıkıştırıp parmaklarıyla onlarla oynarken Wonwoo'nun tepkisine bakabilmek için kafasını kaldırdı.
"Neden sütyen ya da kırmızı dantelli bir şey giymiyorsun?"
Mingyu dilini meme ucunda döndürdüğünde Wonwoo hafifçe iç çekti ve Mingyu'yu kendinden uzaklaştırdı.
"Ben bir erkeğim bunu biliyorsun, değil mi?"
Mingyu göz devirdi. "Bilmiyormuş gibi bir halim mi var? Sadece benim zevkim için böyle şeylere açık olmalısın."
Wonwoo tısladı ve Mingyu'nun kucağından kalktı. "Ben bir erkeğim. Eğer sütyen ya da kırmızı iç çamaşırları görmek istiyorsan bir kıza gitmen senin için daha iyi olur."
Mingyu somurttu. "Sana gidebileceğini söylemedim. Nereye gittiğini sanıyorsun?"
Wonwoo ona hayretle kaşını kaldırarak baktı. Mingyu çok ciddiydi.
Wonwoo omuz silkti ve çantasını yerden aldığında Mingyu hırsla ayağa fırladı. Wonwoo'nun bileğinden sertçe tuttu ve onu kendine çevirdi. Tıslarcasına konuştu.
"Sana gitmeni söylediğimi sanmıyorum. Ben izin vermeden nereye gidebilirsin?"
Mingyu'nun kulağındaki fısıltıları ve yakınlığından rahatsız olan Wonwoo onu itti.
"Ne sanıyorsun? Senin sürtüğün olduğumu mi sanıyorsun? Gel dediğin zaman gelecek, git dediğin zaman gidecek bir sürtük."
Mingyu onun kulak memesini okşadı ve alayla kıkırdadı. "Değil misin? Sikim için yalvaran, gel dediğim zaman gelen, git dediğim zaman giden küçük sürtüğüm değil misin?"
Wonwoo Mingyu'nun dedikleri ile çılgına döndü ve ona tersçe baktı. Ne dediğinin farkında mıydı? Wonwoo'nun gözleri dolmuştu. Mingyu ise büyük bir sırtıma dolu bir ifadeyle baktı ve utanmazca Wonwoo'nun kalçasını sıktı ve ona baktı.
"Bir sonraki sefere bu kıçı kırmızı iç çamaşırıyla görmek istiyorum. Şimdi sikimi em."
Wonwoo onu itmeye çalıştı ancak Mingyu ondan çok daha iri ve güçlüydü. Bileğini sıktı ve ona gitmesi için izin vermedi.
"Bırak," dedi Wonwoo neredeyse fısıltıyla.
Mingyu onun tüm kişisel alanını işgal etti. "Bunu emmeden gitmene izin vermeyeceğim bebeğim."
Wonwoo'nun boştaki elini kendi sikine götürdü ve sertleşmiş olan erkekliğini hissettikten sonraki tepkisini izlemek için Wonwoo'ya baktı.
Wonwoo onun elinden kurtulamadı.
"Şimdi em."
"İstemiyorum."
Mingyu bileğini neredeyse kıracak kadar büyük bir güçle sıktı. "Bileğini kırmamı mı istersin?"
Wonwoo dişlerini sıktı. "Lütfen."
"Eğer bunu emmezsen gitmene izin vermeyeceğim."
Wonwoo kaderini kabullenmiş bir edayla gözleri dolarken kafasını salladı. Mingyu sırıttı ve Wonwoo'yu çekiştirdi. Wonwoo Mingyu koltuğa oturup bacaklarını aralarken Wonwoo ayakta dikildi ve Mingyu gözlerini ona dikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lean On Me/ Meanie ✓
Fanfiction{TAMAMLANDI} Wonwoo'nun güzel yüzüne bakarken gözlerinin içi titredi. "Güzeldin tamam mı, aklımı başımdan aldın. Çok güzeldin ve sadece seni düşündüm. Her seferinde seni düşünmekten nefret ettim. Senden nefret ettim. Her seferinde kendimi kandırmaya...