Göğsümün üzerinde Lucy...
Yüzünde kızıl bir dalga...
Huzurlu mırıltılar ile uyuyor...
Ödüllendirildim mi? Lanetlendim mi?
Omuzundan öptüm. Uyanmasından çekinerek yavaşça yanıma yatırdım. Kaç saat oldu bilmiyorum. Saatlerce yüzünü izledim.
Huzurluydu, mutluydu. Ben de mutluydum. Haketmediğim bir mutluluktu bu. Ama mutluydum.
Yataktan çıktım, yorganı omuzları üzerine serdim. Yanında uyumak isterdim. Ama artık buna hakkım yoktu.
Salondaki koltuğa uzanıp uyumayı umdum. Aklım yaşadıklarımızdaydı. Kasıklarımda ki baskı dayanılmazdı. Günün doğmasına bir kaç saat kalmıştı.
Yaşadığımız olayın saçmalığını düşünmekten anlamıyordum kendimi. Eğer canavarı öldürdüysek -ki canavarın Erza'nın kılıcından sağ kurtulması mümkün değildi.- büyü çemberi nasıl hala aktif olabiliyordu?
Tabii ki kullanıcısının ölümünden yıllar sonra bile aktif olabilen büyüler vardı ama yalnızca bir parça eğlence için neden böyle bir şey yapılırdı ki?
Bir şeyi gözden kaçırıyor olmalıydık?
Yarın Erza'ya bunları sormalıyım, diye düşünürken uyuya kaldım.
Lucy
Yüzümde tatlı bir tebessümle gözlerimi açtım. Gördüğüm düşün etkisi hala tüm bedenimdeydi.
Yüzümdeki sırıtışı silmek istesem de yapamıyordum. Sadece bir rüya biliyorum. Ve evet böyle bir rüya yalnızca aklımı daha da karıştırır. Ama rüya da olsa natsuyla olma fikri... Yalnızca fikri bile kalbimin çarpmasına sebep oluyor.
Kıyafetlerim yerdeydi. Rüyanın hararetiyle yere fırlatmıs olmalıydım. Hem utanç verici hem de heyecan... Gülümsemekten kendimi alamıyorum. Altı üstü bir rüya biliyorum.
Üzerimi giyinip salona ilerledim. Koltukta yarı çıplak uyuyordu. Aslında her gece o koltuktan kalkıp yanıma yatardı. Ben de sabah yanında uyanınca onu azarlardım ama artık bunu yapmıyordu. Neden bilmiyorum? Öğrenmek istediğimden emin değilim.
Dizlerimin üzerine çöküp yüzünü inceledim. Yorgun görünse bile güzeldi. Tamam kabul ediyorum, erkeklere güzel diyemeyiz ama Natsu gerçekten güzeldi. Açık pembe saçlarına camdan sızan ışık vuruyordu. Bronza çalan teninde ki ter damlaları aynı ışıkla yer yer parlıyordu. Natsu çok güzeldi.
Gülümsedi. Gözleri kapalıydı. Rüya mı görüyordu?
"Kalbinin sesini duyabiliyorum?" dedi gözlerini açmadan. Sesi uykuluydu. Gözlerini açmadan koltukta geri çekilip kolunu kaldırdı.
Sanki yeryüzünde ki en normal şeymiş gibi koltukta bana açtığı yere uzandım. Kolunu indirip beni sarmasına izin verdim.
Hayır, normal değildi. Hiç normal değildi. Gördüğüm rüya da normal değildi. Son bir kaç gündür yaşadıklarımız da normal değildi. Şu an kollarında uzanmış olmam, beni belimden sıkıca sarması da normal degildi.
Hislerim karışmıştı bunu anlayabilirim. Kendi yaptıklarımı anlamlandırabilirim. Ama Natsu... Her şey çok saçma. Belimdeki eli karnımda gezindi. Huzurlu nefeslerinin arasında ben de uykuya daldım.
Natsu
Çok sessizce tıklanan kapının sesi ile uyandım. Kapıdaki her kimse bilerek böyle çalmıştı kapıyı. Yalnızca benim duymami istemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yara (Nalu Smut)
FanfictionLucy'in bir görev esnasında aldığı yara, büyük dertlere yol açacaktır. Çünkü bu aslında bir yara değil büyü çemberidir. Tamamen sahip amacli smut hikayedir.😈 bold romance, yetişkin içerik!!!!! 🔞