8

669 58 122
                                    

Seungcheol, yanındaki Jeonghan onun sıcaklığına daha da erişebilmek için ona sokulurken kıkırdadı.

Jeonghan uykusunda mırıltılar çıkartırken Seungcheol bacaklarını onunkilere doladı ve eşinin alnına bir öpücük kondurdu.

Odalarının kapısı aralandığında Jeonghan kafasını kaldırıp gelen kişiye bakmak için fazla uykuluydu ancak Seungcheol odanın kapısını açan kişiyle kafasını çevirdi.

Gördüğü kişiyle yüzü aydınlandı.

"Oğlum. Won."

Jeonghan oğlunun geldiğini duyunca hemen kafasını kaldırdı ve kocasının sıcak kucağından sıyrıldı.

"Won. Bebeğim. Buraya gel."

Kollarını iki yana açtı ve Wonwoo'nun gelmesi için ona davetkar bir bakış sundu.

Wonwoo iki babasının arasına yerleşti. Jeonghan oğlunun kollarını kollarının arasına aldı ve onu yana doğru devirdi. Bacaklarını Wonwoo'nun beline sardı ve oğlunun hareket etmesini engelledi.

"Hadi uyuyalım."

Jeonghan'ın yapışık hallerine gülen ikili onu çok sevimli buldular. Jeonghan oğlunun yanağına ve boynuna sayısız öpücük kondurdu ve oğlunun kokusunu içine çekti.

"Hala bebek gibi kokuyor değil mi Seungcheol?"

Seungcheol güldü. "Kesinlikle hayatım."

Sonra da oğlunun saçlarını karıştırdı.

Wonwoo onlardan sıyrılmaya çalıştı ancak ikisinin de onu bırakmaya niyeti yoktu. "Kahvaltı hazırladım."

Jeonghan duyduğu şeyle oğluna daha da sıkı sarıldı. "Duydun mu Seungcheol, bebeğimiz bize kahvaltı hazırlamış."

"Jeonghan Wonu artık bir bebek değil, ona böyle davranma."

Jeonghan diretti. "Hala bir bebek."

"20 yaşındayım," diye itiraz etti Wonwoo.

"Henüz 20 yaşında olabilirsin genç adam ancak 80 yaşına gelsen bile hala benim bebeğim olacaksın."

Jeonghan Wonwoo'nun balıkçı yaka kazağını çekiştirdi. Oğlu boğazına yapışan şeyleri giymekten nefret ederdi. Üstelik hava o kadar da sıcak değildi.

"Rahatsız hissetmiyor musun?"

Wonwoo Jeonghan'a döndü. Afalladı ve ne dediğini anlamaya çalıştı.

"Ne?"

"Balıkçı yaka gitmekten nefret edersin ve henüz kış olmamasına rağmen balıkçı yaka giymişsin."

Wonwoo, Jeonghan'ın bahsettiği şeyin Mingyu'nun boynunda sıklıkla bıraktığı izler yüzünden giydiği boğazlı kazak olduğunu farketti.

İç güdüyle elini boynuna götürdü. Bunu farkeden Seungcheol oğlunun daha fazla kızarmasını önlemek için araya girdi.

"Wonwoo çabuk üşüyor,  bunu biliyorsun."

Wonwoo babası ona göz kırptığı zaman yanakları kızardı. Seungcheol her şeyin farkındaydı ancak Jeonghan bunu öğrenirse ortalığı karıştırırdı.

Oğlunun boynundaki izlerin sahibini öğrenirse çocuk eve gelene kadar onu asla rahat bırakmazdı. Wonwoo Mingyu'yu eve getiremezdi. İlk sebep erkek arkadaş bile değillerdi. İkici ve en önemli sebepse Jeonghan eğer oğlunun boynundaki ısırıkları Mingyu'nun yaptığını öğrenirse onu asla hayatta bırakmazdı ve yıllar önceki sözünü yerine getirmekten en ufak bir tereddüt duymazdı: Kim Mingyu'nun sikini koparmak.

Lean On Me/ Meanie ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin