¹ '🧚🏻‍♀️

535 27 10
                                    

Saçlarımı düzeltip odamdan çıkmadan son kez aynaya baktım, üzerimdeki beyaz elbise odamın canımdan içeri süzülen ay ışığında parlıyor ve hoş bir hava yaratıyordu. Saçlarımı özenle taramış ve bir sürü tatlı toka takmıştım. İnsanların dünyasına gideceğimiz için kanatlarımı bir sihir yardımıyla şuanlık görünmez yapmıştım.

Odamdan yavaş adımlarla çıktığımda; odamın karşısındaki duvara sırtını yaslamış bir şekilde beni bekleyen Çağrı, beni görünce doğruldu ve yanıma geldi. Bakışları vücudumda boylu boyunca gezinince utanıp gözlerimi kaçırdım. Ondan uzun yıllardır hoşlanıyordum ve onun her hareketi beni heyecanlandırıyordu. O ise, benim ona olan aşkımı görmüyordu -belki de görüyordu ama görmezden geliyordu ya da görmek istemiyordu- .

"Zeyno, çok güzel olmuşsun.." dedi ve elimi tutarak beni kendi etrafımda döndürdü. Onun elinde benim elimin olması ve o an bana karşı olan ilgisi beni çok etkilemişti, yine ona deli gibi aşık olan Zeyno moduna dönmüştüm anlaşılan.

Bir anda beni döndürmeyi bıraktığında kontrolsüz bir şekilde Çağrı'ya doğru dönüp çarpışmamıza sebep oldum. Elimi hâlâ bırakmadan havada tutarken diğer elimi de tuttu ve havaya kaldırdı. Kalbim yerinden çıkacak gibi atarken Çağrı'nın gözlerinin içinde kayboluyordum.

Çağrı kulağıma doğru yaklaştı ve fısıldadı: "Seni seviyorum.."

O an şaşkınlıktan Çağrı'nın ellerini tutmayı bıraktım ve dengemi kaybettim. Tam yere düşeceğim sırada Çağrı elini belime koyarak beni kendine doğru çekti. "Dikkatli ol, güzelim." diyerek gülümsedi ve elini belimden çekmeden yüzüme doğru yaklaştı. Dudaklarımız arasında kısa bir mesafa kaldığında çok yakından gelen adım sesleriyle ikimiz de ateşe dokunmuşuz gibi birbirimizden uzaklaştık.

Gece saatlerinde olduğumuz için hava kararmıştı ve dolayısıyla okulun koridorları karanlıktı. Bizden birkaç metre uzakta biri vardı, ama biz onun kim olduğunu anlayamadan koşarak uzaklaştı. Bakışlarımı Çağrı'ya çevirdiğimde Çağrı'nın hâlâ o tarafa baktığını ve ne olduğunu anlamaya çalıştığını fark ettim.

Çağrı bakışlarını oradan çevirip bana baktığında yumuşak bir hareketle çenemi kavradı ve parmağını dudağımın üzerinde gezdirmeye başladı. "Ee, nerede kalmıştık?" dediğinde tekrar yüzümün kızardığını söyleyebilirim. Aklıma bize verilen görev geldiğinde Çağrı'nın çenemi tutmayı bırakmasını sağlayarak geri çekildim. "Hiç bir yerde kalmamıştık Çağrı, hadi daha insanların dünyasına gideceğiz!" dediğimde Çağrı da aklına görevin geldiğini belirtir gibi başını salladı.

•••

Sonunda yeryüzüne ayak bastığımızda etrafta kimsenin olmadığını fark ettim. Çağrı'ya baktığımda gülümsedi. "Görevlerimizin ne olduğunu söyler misin, güzelim?" dedi. Biraz düşünüp konuştum: "Bu görevi birlikte yapacağımızı bildiğin için bilerek böyle diyorsun, değil mi?" dediğimde Çağrı güldü. "Ne güzel işte, tüm gece boyunca benim yüzümden kızaran yüzünü görebileceğim." dedi ve bir tutam saçımı kulağımın arkasına koydu.

Geri çekilip ciddiyetimi toplamaya çalıştım. "Tamam, bu kadar eğlence yeter. Artık görevimize odaklanmalıyız." dedim ve Çağrı'ya biraz sinirli bir bakış atarak durumun ciddiyetini belli ettim.

"Tamam, istemiyorsan bir daha uğraşmam seninle!" diyerek kafasının estiği yöne giden Çağrı'ya bakıp elimi yüzüme vurdum. Koşarak Çağrı'nın peşinden gittiğimde arkasını dönüp bana bakarak güldü. “Sen bu görevin bizim için ne kadar önemli olduğunu bilmiyorsun galiba?” dedim ve kollarımı göğsümde birleştirip tek kaşımı havaya kaldırarak Çağrı'ya dikkatle baktım. "Aslında haklısın, hadi görevi tamamlayalım ve bir an önce-” Etrafına baktı. “-Bir an önce şu lanet yerden gidelim.”

Birlikte boş sokaklarda ilerlemeye başladık. “Burayı sevdiğini sanıyordum?” Güldü ve: “Burayı sevmem için bir sebep söyler misin?” Biraz duraksayıp düşündüm. Sorusuna bir cevap bulamadığımı anlayınca: “Yok.” dedi. “Ama sevmemem için birçok neden var.”

Belli etmemeye çalışsa da yüzünün düşmesinden üzüldüğünü anlamıştım. “Çağrı-” Hemen sözümü kesti: “Hayır, hayır, hayır! Lütfen bana bunun sebebini sorma, zamanı geldiğinde sana açıklayacağım.”

Yürümeyi bırakıp bana döndüğünde ben de yürümeyi bıraktım. “Sana burayı sevmemin bir sebebinin olmadığımı söyledim, ama aslında artık bir sebebi var.”

“Peki bu sebebi bana söyleyecek misin?” dedim ve yanımızdaki banka oturdum. Çağrı da yanıma oturup bana baktı. “Evet, burayı sevmemin tek sebebi şuan seninle bu anları yaşıyor olmamız.”

Gözlerimi kapatıp düşünmeye başladım. Bugün hayatımın en güzel günü olabilir miydi?

Oturduğumuz bankta Çağrı'ya yaklaşıp nazikçe elini tuttum.

Yıllardır hayalini kurduğum şeyleri şimdi yaşamak güzel hissettiriyordu, bir gün bu günün geleceğini biliyordum.

🎉 𝗟𝗶𝗸𝗲 𝗮 𝗙𝗮𝗶𝗿𝘆 𝗧𝗮𝗹𝗲 • 𝐙𝐞𝐲𝐂𝐚𝐠 | TEK BÖLÜMLÜK | hikayesini okumayı bitirdin 🎉
𝗟𝗶𝗸𝗲 𝗮 𝗙𝗮𝗶𝗿𝘆 𝗧𝗮𝗹𝗲 • 𝐙𝐞𝐲𝐂𝐚𝐠 | TEK BÖLÜMLÜK |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin