Lucy
Kalbimi susturamiyorum.
Ve o her şeyi duyar. Kalbimin sesini duyduğuna eminim.
Kalbim böyle çarparken, bu yatakta tek başına olmak bana çırılçıplak hissettiriyor.
Benden kaçıyor... Haklı da... Az önce yaşadıklarımızın aldığım yara ile, aptal büyü çemberi ile alakası yok. İlk öpücüğünü geri vermek gibi bir niyetim de yoktu. Onu öptüm. Çünkü öpmek istedim.
Sanki şu zamana kadar susturduğum her şeye bir bahane buldum da konuşuyorlar gibi hissediyorum. Öyle de... İsteklerimi bir kılıfla örtebiliyorum. Hastayım, ilk öpücüğümü geri almak istiyorum gibi. Natsu benden kaçıyor. Kaçmalı da... Çünkü onu incitebilirim.
Uyuyamıyorum.
Yataktan çıktım. Adım adım salona ilerlerken kendimi durdurmak geri dönmek istedim. Ama yapamadım. Belki de büyünün etkisindeydim. Belki de büyünün hissettirdikleriydi bunlar. Aradaki farkı nereden bilebilirim?
Salondan içeri girmeden önce seslendim.
"Natsu?"
Yattığı koltukta doğrulup bana baktı. "İyi misin?" dedi tedirgince.Başımı iki yana salladım. İyi değildim. Yanımda o olmadan iyi olmazdım. Cevap vermeden yanına ilerledim. Koltukta yanına oturdum.
Koltukta bağdaş kurup yüzünü bana döndü. Ellerini yüzüme koydu. O da mı aynı hisleri yaşıyordu? Gözlerimi kapattım. Beni öpmesini bekledim.
"Ateşin var" dedi ellerini çekerken.
Ne kadar aptalım... Beni öpeceğini sanmıştım.
"Gel bakalım" diyip beni kucağına aldı. Kendimi oyuncak bebek gibi hissettim. Ne derse yapardım? Ne istese kabulümdü... ama O sadece bana bakmak istiyordu.
Konuşamıyordum. Tepki gösteremiyordum. Beni küvete koydu. Sonra soğuk suyu açtı. Islanan ve üzerime yapışan kıyafetlerim beni rahatsız ediyordu.
"Natsu..." diyebildim. Başka bir kelime çıkmadı ağzımdan, gerçekten bu kadar hasta mıydım? Beni duymadı. Sağ eli alnımdaydı.
"Yanıyorsun..." Dedi sesinde korku vardı. Elini sıkıca tuttum. Soğuk suya değil ona ihtiyacım vardı.
"Gitme..." Diyebildim zar zor. Bir yere gittiği yoktu ki.
Üzerindeki beyaz tişörtü çıkardı. Pantolonunu da... Benimle birlikte küvete girdi. Karşıma oturdu. Saçlarımı ıslatıyor ateşimi elleri ile kontrol ediyordu. Engel olamadığım göz yaşlarımi siliyordu parmak uçlarıyla.
"Kıyafetlerim... Rahatsız ediyor." dedim. Yalnızca başını salladı. Altımdaki şortu çıkarıp küvetin dışına attı.
Tişörtümu kendim çıkarmaya çalıştığımda beni durdurdu. Uzanıp kendisi çıkardı. Çıplak göğüslerimi örtme cabami umursamadı. Beni küvetin içerisinde döndürdü. Sırtımı göğsüne yasladım. Uykuyla uyanıklık arasında bir yerdeydim ama huzurluydum.
Natsu
Garip davranıyordu diyemem. Ama her şey çok tuhaf. Çıplak göğsüme dokunan ıslak saçlarını öpmek isterdim.
Şunu açıklamak istiyorum. Ona aşık olma sebebim büyünün etkisindeyken yaşadıklarımız değil. Etki altında değilken ki hali. Onu hep seviyordum. Duygularını kolayca anlamlandıran bir adam da değilim. Ve belki de büyü yalnızca duygularımın açığa çıkmasını sağladı.
Onu öptüm. Ve artık bir günüm dahi onu öpmeden geçemez. Ona dokundum ve artık bir günüm dahi ona dokunmadan geçemez. Bu benim için sürgündür.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yara (Nalu Smut)
FanfictionLucy'in bir görev esnasında aldığı yara, büyük dertlere yol açacaktır. Çünkü bu aslında bir yara değil büyü çemberidir. Tamamen sahip amacli smut hikayedir.😈 bold romance, yetişkin içerik!!!!! 🔞