- Ben zaten arabamı çekicektim sen gereksiz yere yükselmeseydin.
- Gereksiz yere yükselmedim arabanı çek buradan.
- Hâlâ aynısını yapıyorsun sen çek arabanı!
- Ya kızım ne aynısı, çek şu arabanı delirtme beni.
- Delirirsen delir. Çekmiyorum arabamı ilk sen çekiceksin.
Sol elini beline yaslayıp, sağ elini kaldırıp yüzünü sıvazladı, havaya bakıp sinirli bir ses tonuyla "Çattık ya!"dedi.
- Gözlerimi devirip hiç oflayıp puflama dedim arabanı ilk sen çekiceksin.
- Bana dönüp kaşlarını kaldırıp kibirli bir ses tonuyla " bende çekmiyorum arabamı akşama kadar buradayız. Hodri meydan."
- Demek öyle ozaman Hodri meydan.
İkimizde sinirle birbirimize bir kaç saniye bakıp durduk, ilk kimin keçi gibi ikimizde geri adım atmıyorduk.
Köprüden ilk kimin geçeceği belli değildi.Tam ağzımı açıp arabayı çekmesini tekrar ikaz edicekken jip tarzı bir araba daha geldi. Audinin arkasındaydı, yavaşça gelip durunca ikimizde gelen araca odaklandık. Arabanın ön kapıları ve arkadan soldaki kapısı açıldı. Ön kapılardan Yusuf ve Beyza arka kapıdan da Doğa indi. Şaşkın bir şekilde onlara bakakaldım. Onlarda aynı şekilde ikimize bakıyorlardı.
Yaman, Abi burada ne yapıyorsunuz?
Adının yaman olduğunu öğrendiğim çocuğa kaşlarımı çatarak baktım.
Yaman ilk önce tek kaşını kaldırarak alaycı bir şekilde bana baktı sonra Yusuf'a dönüp:
- inatçı keçimiz arabasını çekmediği için tartışıyoruz.
- inatçı keçi diye sana derler.
Yusuf bu sefer bana bakıp özür dileyen bakışlarla bana baktı. Sonra tekrar Yaman' a dönüp
- Kardeşim bırak kız geçsin işte.
Yaman kaşlarını çatıp Yusuf'a baktı.
Tam ağzını açıp birşey diyecekken Doğa konuşmaya başladı.- Yaman, Yusuf haklı kız zaten fakültede yeni ilk günden sıkıntı olmasın.
Beyza da Doğa'ya katılır gibi başını salladı.
Yaman üçünü de kısaca bir bakış atıp pes etmiş bir şekilde nefes verip "Tamam" dedi.
- İlk günün olduğu için bu seferlik seni affediyorum dedi alaylı bir şekilde.
Gözlerimi devirip, tekrar arkadaki üçlüye baktım Yusuf kendi arabasını geri çekmek için arabasına doğru gidiyordu. Kızlar da yanıma gelip
Yaman adına özür dileyip, bu inatçı huyu yüzünden kendilerinin bile çok çektiğini söyleyip olayı kişisel algılama mı istemediler. Onlara problem olmadığını söylesem de onun adına tekrar özür dileyip bana sarıldılar .Yaman Beyimiz de sonunda arabasını çekince camını açıp kafasını çıkarıp bana doğru bakarak konuşmaya başladı.
- Geç bakalım inatçı keçi, bu seferlik sen kazandın dedi alaylı bir şekilde.
Ona tekrar göz devirip kızlara yardımları için teşekkür edip Yusuf'a da benim adıma teşekkür ettiğimi söylemelerini istedim ve son kez vedalaşıp arabama binip çalıştırdım.
Benim için açılan yoldan çıkmadan önce camı mı açıp hala kafası dışarıda benim geçmemi bekleyen Yaman'a bakıp korna çaldım. Bu yaptığıma ufak bir şekilde sırıtıp baş sallamakla yetindi. Bende sonra gaza biraz daha yüklenip üniversiteden çıktım.Evime doğru yol alırken bugünkü olayları düşündüm. Her ne kadar ufak çaplı bir tartışma yaşasam da hoşuma gitti. Yaman denilen çocuk bana inatçı keçi diyordu ama kendisi neydi acaba. Yusuflar gelmese belki hâlâ orada bir tartışma içerisinde olabilirdik.
Ya da Yaman bey artık sabrı tükenicek duruma gelince arabasına biner ve beni ezip geçerdi herhalde. Bunu yapabilecek öfkeye sahip birisi olduğu gözlerindeki pes etmeyen o bakışlarından belliydi. Arkadaşları gelmese büyük bir ihtimalle benim geçmeme de izin vermezdi zaten. Aptal değildim , Yaman'ın benden korkup yada gerçek bir centilmen gibi yol vermesini beklemiyordum. Evet ilk onun arabasını çekmesini istedim ama yapamayacağını adım gibi biliyordum.
Kafamdaki düşünceleri bir kenara atıp radyodan bir müzik açtım. Olayların üstüne düşünüp kafa yormaya gerek yoktu olan oldu ve bitti bu yüzden umursamaya da gerek yoktu...
~ ~~~ ~
Sonunda evimin olduğu mahalleye gelince, birkaç ara sokaktan sonra eve varmıştım. Arabayı otoparka doğru yönlendirip boş bulduğum ilk yere park ettim. Arabadan malzemelerimi alıp özlediğim güzel evime doğru yürümeye başladım.
Apartmana girince telefonumdan mesaj geldiğine dair bildirim sesi geldi asansörün önünde durunca zemin kata gelmesi için asansörün düğmesine bastım.
Asansörü beklerken de gelen mesaja bakmak için telefonumu çıkardım. Mesaj AFAD dan gelmişti, yakın tarihlerde sağanak yağış ve fırtına çıkma olasılığı için gelen bir uyarı mesajıydı. Mesajın devamını okumaya başlayacaktım ki dışarıdan büyük bir korna sesi gelmesiyle olduğum yerde irkildim.
Anlık bir korku yüzünden kalbim hızlı çarparken bir kaza olduğunu düşünüp apartmandan çıktım. Bir kaç kişi daha evrelerinden çıkıp yaşadığım apartmanın otoparkına doğru hızlı adımlarla ilerledim. İlk gözüme çarpan tanıdık bir arabaydı.
Mahalledeki çoğu kişi arabanın etrafındaydı bazıları da benim arabamın yakınındaydı.Yavaşça arabanın yanına doğru gittim. Arabamın yanında durunca bütün gözler bir anda bana döndü. Herkesin bana bakması biraz gerilme me sebep oldu. O sırada arkadan birisi kolumu tuttu. Bu ani temas yüzünden hafif irkildim ve kolumu tutan kişiye baktım. Yaman dı. Kaşları çatık anlamlandıramadığı bir şekilde bana bakıyordu.
- Gene mi ? Sen!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnatçı Keçi
Romance+18 Mıckey Mouse: Afel lütfen motoruma o çıkartmaları sen yapıştırdım deme!! İnatçı Keçi: Ne motoru yaa iyice uçtun sen kendine gel paşam! Mıckey Mouse: Afel! Kızım dalga geçme benimle motorun içine etmişsin resmen. İnatçı Keçi: Noldu paşam artık...