Yine sıradan bir okul günü, daha gün aymadan sabahın köründe kalktı Chan. Dışarıda tek tük ses vardı; bazı kuşların cıvıldaması, az ama sesli bazı arabaların sesi, karanlıkta birbirine rüzgar sayesinde çarpan yaprakların sesi... Tek ışık kaynağı sokakta yalnız başına yeri aydınlatan sokak lambaları.
Chan yine düşüncelere dalmıştı. Ne düşündüğünü kendisi bile bilmiyordu. Hoş, bilmesine de gerek yoktu. Düşünecek bir şeyi yoktu
Kendine bir fincan kahve yaptı. O bir fincanın içinde çok şey bulunduruyordu halbuki.
Kendinden bir yaş küçük olan kardeşini uyandırmaya gitti.
"Bang Felix!! Derhal kalmazsan o kıymetli ojelerine veda et!"
Felix, Chan'ın son ve tek kardeşi. Hannah, anne ve babası ile okulu için yurt bakmaya giderken trafik kazasında kaybetmişti Chan onları. Felix o zamanlar küçüktü Chan ile evde kalmıştı. Felix, Chan'e emanetti. Chan, Felix'i ne olursa olsun canı pahasına korumaya yemin etti, ailesine söz verdi. Bang Christopher Chan sözlerini tutardı.
" Ya abi! Ojelerim kırmızı çizgilerim ya yapma şöyle! Geçen attığın ojemin parasını ver önce"
Hatırlatma: Chan, yaparım derse yapardı.
"Hatırlatma: ben yaparım dersem yaparım küçük kardeşim. Şimdi kalk ve hazırlan yoksa bir ojene daha veda edeceksin" dedi ve herhangi bir ojeyi eline aldı
"Tamam, tamam! Kalktım işte."
Chan kazandığı zaferle gülümsedi ve adımlarını güzel bir kahvaltı hazırlamak için mutfağa yöneltti.
"Hey civciv! Ne istiyorsun bugün güzel günümdeyim, bu fırsatı kaçırma!"
Chan, yukarıda yüzünü yıkayan kardeşine seslendi.
"Canım abim ne yaparsa razıyım!"
Kesinlikle geçen hafta abisinin attığı ojenin parasını istemek için yalakalık yapmıyordu(!)
"O zaman menemen yapıyorum"
Chan malzemeleri çıkarırken bir şarkı açtı
Aşk eski bir yalan
Ademle Havvadan kalan
Aşk eski bir yalan
Hayatıma dolanBir ses bir bakış bazen
O kalbime akan
Bir çiçek hatırlanan
Yılların ardındanAşk eski bir yalan
Ademle Havvadan kalan
Aşk eski bir yalan
Hayatıma dolanBir ses bir bakış bazen
O kalbime akan
Bir çiçek hatırlanan
Yılların ardındanVe kadın yaratıldı
Bütün erkekler ona kandı
Hep gururunun ardından baktı
Yine de gönüllerde yaşadı
Göçmen kuşlarını kıskandı
Diyar diyar dolaştı
Yine de unutulmadı, unutulmadıAşk eski bir yalan
Ademle Havvadan kalan
Aşk eski bir yalan
Hayatıma dolanBir ses bir bakış bazen
O kalbime akan
Bir çiçek hatırlanan
Yılların ardındanAşk eski bir yalan
Ademle Havvadan kalan
Aşk eski bir yalan
Hayatıma dolanBir ses bir bakış bazen
O kalbime akan
Bir çiçek hatırlanan
Yılların ardındanAşk eski bir yalan
Ademle Havvadan kalan
Aşk eski bir yalan
Hayatıma dolanBir ses bir bakış bazen
O kalbime akan
Bir çiçek hatırlanan
Yılların ardındanAşk eski bir yalan
Ademle Havvadan kalan
Aşk eski bir yalan
Hayatıma dolanBir ses bir bakış bazen
O kalbime akan
Bir çiçek hatırlanan
Yılların ardındanAşk eski bir yalan
Ademle Havvadan kalan
Aşk eski bir yalan
Hayatıma dolan~Aşk Eski Bir Yalan~
Kâmuran AkkorEski Türk şarkıları huzur verir insana Chan'e göre. En üzgün anında yüzüne istemeden bir tebessüm yayılır insanın. Şarkılar insanın hem kaçış, hem de düşüncelerini toplayabileceği bir yerdir. Chan için müzik her şeydir. Tabii şu anlık.
___________
Lütfen bu kısmı okuyun
İlk defa böyle bir fic yazıyorum yanlışlarım olabilir kelimelerde, noktalama işaretlerinde, anlatım tarzlarında yazarsanız sevinirim. Bu fic okurken insanın huzur bulduğu bir fic olsun istiyorum. Bu yüzde argo, küfür gerektiği ve olması gerektiği yerde kullanacağım. Dm'den "... Bence böyle bir sahne yazabilirsin şu bölümde" gibi fikirler yazabilirsiniz, kullanmaya özen gösteririm.
Daha ilk bölümden olaya girmedim, daha doğrusu giremedim. Sanırım ilk iki bölüm Chan'in hayatını sonra Seungmin'in hayatını anlatıp öyle girerim. Dediğim gibi deneyimsizim bu yüzden yanlışım olacaktır. Umarım beni düzeltirsiniz. Oy vermeyi unutmayın lütfen <33
Ve lütfen bölümleri okumaya başlamadan önce medyaya koyduğum şarkıyı açıp öyle okuyun. Daha iyi bir vibe vereceğini düşünüyorum
Hikâyemin vermesini istediğim vibe:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
orphanage | ChanMin
FanfictionChan, okula yeni gelen sessiz ve gizemli çocuğu bir gün takip eder, aklına en son bile gelmeyecek olan yere elinde geniş iki torba ile girmiştir, yetimhaneye.