Herkese merhaba; kısa bir bilgilendirme yapacağım.Yeni bölüm günlerini panomda ve instagram hesabımda duyuruyorum fakat bir çoğunuz takipte olmadığı için habersiz kalıyorsunuz.
O nedenle profilimi ve instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.Yeni bölüm günlerinden ve kesitlerden böylelikle daha erken haberdar olabilirsiniz.
Instagram: limonii3
Ayrıca bölüm sonlarına yazdığım kısımları okumuyor musunuz bilmem ama Alaca ve Harap'ın yaşlarını birinci bölümde vermiştim.
Alaca 2000 doğumlu yani 22 yaşında.Harap 34 yaşında.
05.10.2007
Hiçliğin ortasında bir başına bırakılan bedenim feryat figan vaveylalarla içime oyuklar açıyordu.
O oyuklardan acılar sızıyordu kalbimin orta yerine.Saf sevgim kanlarla kaplı bir mabedin içine gömülmüştü zalim insanoğlu tarafından.
Yıkılmış, yıkıldığım yerlerden acımasızca savrulmuştum.
Başımı duvara yaslamış ve aralık kapıdan duyulan sesleri dinler bir vaziyetteydim.O sesler gerçeği her fısıldadığında bir canavar kadar korkunç geliyordu gözüme.Tüylerim diken diken oluyor, korkunun soğuk nefesini ensemde hissediyordum.
Yaşadıklarım bir ip gibi boğazıma dolanarak beni boğmaya çalışıyordu.Izdıraptan farksızdı tüm bunlar.
"Bu çocuk sizin sorumluluğunuz altındayken yaşanılanlar ne demek oluyor müdür bey!"
Ortam büyük bir bağırış ile çalkalandı.Melahat Teyze'yi ilk defa bu kadar sinirli görüyordum.
Kızgınlığı dağları delecek kadar şiddetliydi.Her harfi bastırarak söylüyor ve ara sıra yaşlarla çevrelenen yanaklarını siliyordu.Sesinde hakim olamadığı o celal bedeninede yansımış ve hapishanedeki bir mahkum edasıyla volta atmaya başlamıştı.
"Soruşturma açıldı."dedi mahcup bir tonda sakallarına aklar düşmüş müdürümüz."Bilemezdik böyle bir olay gerçekleşeceğini.Buradaki çocukların güvenliğini ve beden dokunulmazlığını sağlamak elbette bizim görevimiz ama bir ihmal yaşanmış, büyük bir ihmal...Fark edemedik."
Pijamaların içinde kaybolan bedenimle birlikte aralık kapıya biraz daha yanaştım.Amacım içeride olup bitenleri daha net bir biçimde duymak ve görmekti.
Ama aralık kalan delikten süzdüğüm bedenlerden gözüme takılan kişi bir kez daha o oldu.
Harap...
Öyle sessiz ve hissiz bakıyordu ki.
Ölü gibiydi.O elemlerle sarılan ruhu darağacına çıkarak intihar etmişti sanki.Boş bakışlar, dudağının kenarında engel olamadığı hüzünlü bir kalkıklık.O bugün duydukları altında bir kibrit gibi alev aldı.Yandı,tutuştu.O bugün defalarca kez öldü.
Parmak uçlarım ona değmek istercesine havaya kalktı ama boş ve nafile bir çabalayıştı bu.Parmaklarım ona değmedi ve hicranla büküldüler.Tenini sevemedim, ona dokunamadım.
Dilimi dişlerimle ezerken sızlayan burun direğime inat güçlü durmaya çalışıyordum ki insanı çıldırtacak derecede yüksekten nükseden bu sessizliği Melahat Teyze bozdu bir kez daha.Hırslı ve tamamen merhametten yoksun bir ifade ile masanın üzerine sertçe indirdi elini.
Benim dahi canım acıdı bu hareketi nedeniyle.
"İhmal diye basitçe bahsettiğiniz olay çocuğun bütün psikolojisini yerle bir etti.O güzel gözleri ifadesizce bakıyor bize.Bir çocuğun gülüşlerine dahi göz dikip, çaldınız siz.Oyun oynayacak yaşta olan bir çocuğu dünyanın en rezil haliyle tanıştırdınız!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alaca +18
RomansaOlur da görüşemezsek, Ölür de söyleyemezsek, Ben seni çok sevdim. Beni unut bunu unutma. (Can YÜCEL) ~ Not: Hikayemin tüm hakları saklıdır. 5846 sayılı Fikri Mülkiyet Kanunu gereğince eserin manevi ve mali hakları tümüyle tarafıma aittir. (Beli...