XXV

82 15 3
                                    

Karşımda Ebru'yu yıllar sonra görme şaşkınlığı varken neden geldiğini de merak ediyordum. En son onu ne zaman görmüş olduğumu bile hatırlamıyordum. Burayı bilmiyordu gelmesi imkansızdı. O sırada Senar'ın yanıma gelmesiyle Ebru konuştu.

"Barkan canım nasılsın?" Diyerek boynuma atlamıştı. Şaşkınlıkla gözlerim açıldı. Ne yapacağımı bilmeyerek kollarım hava da kalmıştı. Senar'a baktığım zaman anlamadığım bir ifadeyle bize bakıyordu.

Ebru'yu boynumdan ittirdim. Ve sinirle konuşmaya başladım. "Ebru ne yapıyorsun sen? Ne işin var burada?"

Ebru yapmacık bir şekilde gülüp konuştu. "Aşk olsun ama Barkan özlemedin mi beni? Hem benim aşkım nerede? Can?" Diyerek içeri girdi.

Senar'a döndüğüm zaman içimdeki açıklama hissi ağır basmıştı. Yanlış anlamasını istemiyordum. O yüzden açıklamaya başladım.

"Can'ın eski, yapışık sevgilisi. Birkaç ay çıktılar ama Can'ın peşini bırakmıyor. evin adresini bilmiyordu ama bu sefer bulmuş."

Anlayışla başını sallamıştı. Ama biraz daha Can, Ebru ile yanlız kalırsa bu ev yerinde kalmazdı.

"Can'ı, Ebru ile sinir etmek kulağa güzel geliyor ama biraz daha tek kalırlarsa ortada ev kalmayacak."

"O zaman geçelim." Senar benden önce davranıp kapıyı kapattı ve içeri adımladı ben de onu takip ettim.

Yakınlaştıkça Can'ın bağırış sesleri geliyordu.

"Ebru senin burada ne işin var? Ben senden kurtulamayacak mıyım? Kızım bitti üzerinden kaç yıl geçti?" Diyerek saçlarını çekiştirdi.

Ebru dudağını büzerek "Ama Can sen beni özlemedin mi? Hem ne demek üzerinden kaç yıl geçti, ben hala seni seviyorum."

"Seninki sevmek değil takıntı olmuş artık!"

"Hiç de bile seviyorum seni!"

Can artık sinirden yerinde duramıyordu.

"Kim verdi sana evimin adresini?"

"Tuna ve sana çok selam söylememi istedi."

Bu sefer tek sinirlenen Can olmamıştı. Onunla beraber ben de sinirlenmiştim. Tuna arkadaşımızdı ta ki bize ihanet edene kadar. Biz üçlü gruptuk. Yediğimiz içtiğimiz ayrı olmazdı. Her yere beraber gider takılırdık. Ama daha sonra arkamızdan birçok iş çevirdiğini öğrendik.

Bir fake hesap açmıştı ve profil fotoğrafına ise benim resmimi koymuştu. Paylaştığı gönderiler hep benim resmimdi. Ve o hesaptan kızlarla ben gibi konuşuyordu ve bu yaptıklarından daha hiçbir şeydi.

"Siktiğimin herifi. Bir de selam söyle demiş. Ben o selamı senin götüne sokucam."

Can kapıya doğru harekete geçince hemen önüne geçtim. Nafir zamanlarda bu kadar sinirlenirdi ve hiç hayırlı şeyler olmazdı.

"Can sakin ol. Bu sinirle doğru düzgün şeyler yapamazsın. Bir sakinleş. Bir elini yüzünü yıka ben hallediceğim Ebru'yu."

Gözlerini sinirle kapattı. "Geldiğim zaman burada olmasın."

"Tamam abicim hadi." Diyerek arkasından ittirdim.

Oflayıp Ebru'ya döndüğüm zaman Senar ile konuştuğunu gördüm.

"Sen kimsin canım seni hiç görmedim de? Yoksa Barkan'ın sevgilisi misin?"

Senar şaşkınca Ebru'nun suratına bakmaya başladı. Vereceği cevabı ben de merak ediyordum yerimden kımıldamadan ikisini de dinlemeye başladım.

"Şey değil, Can abinin arkadaşıyım."

Ebru yapmacık bir gülümseme ile "Ya öyle mi hiç görmedim seni. Ben de eski sevgilisiyim ama yeni sevgi-"

Ebru'nun sözünü keserek karşına geçtim. Şu an gitmesi lazımdı. Hem de acilen.

"Ebru bu kadar şamata yeter artık gider misin?"

Aklıma gelen şeyle hemen işe koyuldum. "Hem Senar'ı acile götürmemiz lazım ateşi var." Diyip Senar'ın sırtını sıvazlayarak göz işareti verdim. Anlamış olucak ki role girdi.

"Evet kendimi çok halsiz hissediyorum şu an."

Tekrardan Ebru'ya dönerek "Gördün mü senin yüzünden havala geçiriyor. Dayan Senar." Diyerek elimle hava yapmaya başladım.

Şaşkınca ikimize bakıyordu. Galiba yemi yutmuştu. O sırada Ebru'yu döndürüp sırtından tutup kapıya doğru ilerlettirdim. Senar da kapıyı açınca hemen kapının ardına kadar yürüttüm.

Ebru hala şaşkındı. Tam konuşucakken kapıyı suratına kapattım. Ve sırtımı kapıya yaslayıp nefeslendim. Biliyorum yaptığım yanlıştı ama başka şansım yoktu. Can hayatta sakin kalmazdı.

Merdivenden inme ve homurdanma sesleri gelince gittiğini anladım ve sırıtarak Senar'a döndüm.

"İyi iş çıkardık ortak." Diyerek çakması için elimi havaya kaldırdım.

Bir bana bir elime bakarken en sonunda o da gülümseyerek elime elini çarptı. Kısa süre bile olsa elini elimde hissetmek iyi hissettirmişti.

O sırada Can da banyodan çıkmıştı. Bizi kapının önünde gördüğü zaman Ebru'nun gittiğini anlamıştı ve o da derin nefes vermişti. Salona doğru ilerlediği zaman biz de arkasından gitmiştik.

Koltuğa oturduğumuz zaman konuştu. "O Tuna'yı eşek sudan gelinceye kadar dövüceğim. Puşta bak ya yaptıkları yetmezmiş gibi bir de bunu gönderdi başımıza."

"Hallederiz birader. O eşeği ben de dövmeden rahatlamam."

Senar bize dönerek "Aranız da ne geçti bilmiyorum ama bence kahve iyi gelir size." Diyerek mutfağa doğru ilerledi.


🕸️

Bölüm nasıldı?

1 haftalık tatile girdikk.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn.^^

Gümüşservi /Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin