Confrontation

845 47 291
                                    

Vegas

Aldığım sıkıntılı nefesle birlikte ellerimi önümdeki küpeşteye yasladım. Parmaklarımın arasındaki bitmeye yakın sigaradan bir yudum daha çekerken gözlerimi pişmanlıkla boş bahçede gezdiriyordum. Bir zamanlar bir takım hayaller kurduğum boş ve kurumaya yüz tutmuş çiçeklerle dolu bahçede.. Saat sabah altıya yaklaşırken yavaştan kendini belli eden güneşin loş ışıkları küçük balkondan içeri sızıp yatağımda, çarşaflarımın arasında mışıl mışıl uyuyan bedenin yüzünü ısıtıyordu. Sevmezdi o, sıcağı ve sıcakla ilgili hiçbir şeyi sevmezdi. Aklıma söylediği bir söz geldiğinde kırgınca gülümsedim.

'Tanrı aşkına şu dünyada sıcağa dair sevdiğim tek şey senin ellerin ve göğsün. Ah, bir de dudakların ve.. kalbin. Onun dışında sıcak olan her şey iğrenç.'

Bu da yalan mıydı? Bu da oyununun bir parçası mıydı?

Burnumu çekip ince tülü çekerek güneşin ona vurmasını engelledim. Tüm gece uyuyan tek oydu. Ben ise gözümü dahi kırpamamış ve hadi hesabı olmayan bir şekilde sigara içmiştim. Gözümü kırpamamış ve tüm gece ay ışığıyla parlayan, özleminden burnumun direğini sızlatan bedeni izlemiştim. Tüm gece kendimle savaşmıştım. Yastığıma dağılmış ipek gibi saçlarını okşamamak için, düzgün sıralı kirpiklerini saymamak, ellerini avuçlarıma hapsedip ısıtmamak, benlerin özenle yerleştirildiği yanağını ve boynunu öpmemek, o küçülmüş, zayıflamış bedeni kollarımın arasına alıp bir daha bırakmamak üzere sarılmamak için savaştım. Olmadı. Kaybettim bazılarını.

Okşadım özlemle saçlarını, kirpiklerinin yanaklarına yaptığı gölgeye kadar saydım, kabus görmeye başladığında sarıldım, fısıldadım kulağına doğru, 'buradayım' dedim. Anında yüzü sesimi duymasıyla gevşedi, huzur doldu. Bense gözyaşlarımı içime akıtarak ruhumun mezarını suladım.

''Vegas.'' Arkamdan gelen cılız sesi duymamla derin bir nefes vererek gri dumanı dudaklarımın arasından kovdum. Bekledim. Hiçbir şey demeden bekledim. Parkeden gelen küçük gıcırtılarla bana doğru geldiğini anladım. ''Ben özür dilerim. Yani dün gece.. biraz saçmaladım.'' Yine bir şey demedim. Sustum. Susarak yaşamak zorundaydım onu..

''Ben sanırım gitmeliyim.'' Tam arkasını dönüp gideceği sırada ona doğru yaklaşıp yorgunca alnımı omzuna yasladım. Yeni yaktığım sigarayı elimin içinde ters çevirerek dumanından korumaya çalıştım. Keşke dedim, keşke onu korumak bu kadar kolay olsa. Bizi korumak bu kadar kolay olsa.. ''Neden?'' O günden beri tüm düşüncelerimi esir alan o kelimeyi, soruyu sordum. Neden?

Soğuk elleri usulca saçlarımı buldu. Hep sıcak olan elleri artık soğumuştu. Tıpkı benim onunla ısınan ellerimin yokluğunda soğuması gibi.. ''Özür dilerim.'' Sesindeki çaresizlik burnumun sızlamasına yetti. Kafamı omzundan kaldırıp yüzüne baktım. İnci taneleri bir bir yanaklarında aşağı kayıp gidiyordu. Sol elimi kaldırıp yanağıma ulaşan elinden tutup uzaklaştırdım. Gözleri boş parmağıma kaydı. Yüzük.. artık yoktu. Hala çekmecemde dursa da parmağıma takacak gücü kendimde bulamamıştım. O metal halka bile toparlayamazdı artık bizi. Belki de çoktan bazı parçalarımız kaybolmuştu. Güven gibi..

''Benim gitmem gerek.'' Tekrar gitmek için hareket ettiğinde bileğinden sıkıca tuttum. ''Sorumu cevapla. Neden?'' Burnunu çekerek titrek göz bebeklerini bana dikti. ''Mecburdum. Yemin ederim. Başka seçim şansım yoktu.'' Vardı. Var olması gerekiyordu. Hayat hiçbir zaman bize tek bir seçenek sunmazdı. Sadece bizim diğer seçenekleri görmemizi zorlaştırırdı.

''Sana uçakta söylediğim şeyi hatırlıyor musun? Seni annene götüreceğim.'' Aniden konuyu değiştirmeme şaşırsa da daha çok annesinin konusunu açmamın şaşkınlığı vardı üzerinde. Şaşkınlıkla yüzüme bakmaya başladı. Bir şeyler söylemek için kurumuş dudakları aralanıyor daha sonrasında ne söyleyeceğini bulamamış gibi ger kapanıyordu. ''Annem.. annemi mi buldun? Nerede? Nasıl buldun?'' Hep biliyordum. Bir şey söylemeden küçüldüğünden avucumu yakan sigarayı bira şişesinin içine atıp yanından geçtim. ''Aşağıda bekle beni.'' Ona önceden sözünü verdiğim her şeyi yapıp hayatından tamamen ellerimi çekecektim. Eğer bunu yapmazsam ikimiz de boğulmaya devam edecektik.

Betrayal or Love || VegasPete Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin