23.Bölüm

71 16 48
                                    


Okul çıkışı hızla eve geldim. Kapıyı açıp, içeri girdiğimde 'Annemi yerde gördüğüm' an aklıma geldi. Yutkundum. Sonra kendime gelerek ayakkabımı çıkarıp, içeri girdim. Annem... Annemin ölümünü kabullenmek zorundaydım... Çok zordu benim için ama bunu yapmak zorundayım... Yoksa kendime zarar vereceğim...

Hızla kapıyı örtüp, odama gittim. Lavaboya girip, elimi ve yüzümü yıkadım. Yüzüme maske yaptım. Sonra lavabodan çıktım. Çantamdan telefonumu çıkarıp, saate baktım. Saat 16.07 idi. Tam tamına partiye 3 saat 53 dakika vardı. Hızlı olmam lazımdı. Yüzümdeki maske kururken ben bir şeyler atıştıracaktım. Odamdan çıkıp, mutfağa girdim. Dolaptan peynir çıkardım. Çatal ve ekmekte alıp, sandalyeye oturdum. Ekmek arasına peynir yaptıktan sonra peyniri geri dolaba koydum. Sandalyeye oturup, yemeğimi yedim. Sandalyeden kalkıp, salondan saate baktım, 12 dakika geçmişti. Koşar adımlarla odama geçtim. Öncelikle lavaboda yüzümdeki maskeyi yıkadım sonra dolabımdan kıyafet seçmek için bakınmaya başladım. 

''Şimdi kırmızı giysem çok abartı olur, şu moru giysem o ne be! Tövbe şeye gider gibi oldu, neyse. Hmm...'' diye mırıldandım kendi kendime. Birkaç dakika bakındım ama istediğim hiçbir şeyi bulamadım. Sonra aklıma gelen fikirle anne ve babamın odasına yürüdüm yavaş adımlarla... Odalarının kapısını açtığımda birkaç saniye kalakaldım. Koku annemin kokusu, anısı annem, dolabı annem, çerçeveleri annem, yatağı annem, lambası annem... Bu oda her şeyiyle annemdi...

Kendime gelmek için öksürdüm ve hızla dolabın önüne geçtim. Derin bir nefes aldıktan sonra dolabın kapağını açtım. Sonra çekmeceyi açtım. Gördüğüm elbiselerle gülümsedim. Annem gençliğinde tıpkı benim gibiymiş... Gençken giydiği bütün kıyafetleri saklardı benim ihtiyacım olduğu zaman bana verebilmek için. Şu an o bana vermiyor ama bana yardım ediyor... Bana şu an yardım etmiş oluyor...

Birkaç kıyafeti üstüme tuttum ama bazıları çok abartılı, bazıları ise çok sade kalıyordu. Bana hoş ama zarif bir şey lazımdı... 

''Buldum seni... Buldum...'' dedim ve çekmecenin en altında duran mükemmel siyah elbiseyi elime aldım. Sade ama zarifti... Ve benim aradığım kıyafetti... Üstünde simlerle, dekolteleriyle bir harikaydı... 

...(Bir süre sonra)

Taksiciye parayı verip, taksiden indim. Gerçekten çok güzel olmuştum... Siyah elbisemin üstüne hafif makyaj yapmıştım. Altıma siyah topuklu giymiştim, saçımı ise at kuyruğu yapmıştım. Çanta olarak da küçük bir çanta takmıştım.

''Pelin...'' Gelen sesle kafamı yan tarafa çevirdim.

''Berkay'' dedim gülümseyerek.

''Çok güzel olmuşsun...'' dediğinde arkasında beliren Akın, Mustafa ve Ege'ye kaydı gözlerim. Birkaç saniye gözüm Akın'a takılınca Berkay arkasına dönüp, gelen kişilere baktı.

''Beyler... Pelin'le karşılaştım. İsterseniz berabere girelim'' dedi sorar gibi. Akın önce benim yüzüme sonra Berkay'ın yüzüne baktı. Kaşlarının çatıldığını görmemle ne olduğunu anlamadım.

''Selam!'' dedi Akın'ın arkasından gelen CEYDA! Evet! Ceyda'nın ne işi vardı burada?

''Siz beraber girin'' diyip Akın önden gitti. Arkasından Ege ve Mustafa'da tabi. Ceyda, Berkay ve ben kalmıştık. 

''Ne oldu şimdi buna?'' dedi Ceyda arkasından bakarken. Yapmacık bir şekilde öksürdükten sonra saçımı düzelttim ve konuştum.

''Ne olduğunu bilmiyorum ama çokta umurumda değil. Hadi Berkay'' dedim ve kapıdan içeriye girdim. Bahçede dans eden kızlar ve erkekler, bir köşede alkol alan gençler, başka bir köşede takım elbiseli birkaç adam ve son olarak tam karşı tarafımızdaki bankta oturup alkol içen, biraz önce bize hava yapan şahıslar... 

Bul Beni (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin