"Malesef test pozitif çıktı."Umut biriktirmiştim ben. Olmayacak hayaller kurmuştum. Bunlardan birisi de aile sıcaklığını hissetmekti. Çok klasik ve saçmaydı biliyordum ama işte.17 yıldır hissetmedigim o sevgiyi hissetmekti bende ki umut. Şimdi ise o aileden olmadığımı söylüyorlardı. Bu durumda ne ne hissedeceğini ne de ne yapacağını bilmiyorsun. Ben kendi ailemin öz kızı değildim. Evet üzülmedim ama sevinememistim de.
"Anca mı farkına vardınız peki bu durumu. Aradan koca 17 yıl geçmiş. Oturup şey mi dediniz ya 17 sene önceki doğum raporlarına falan mı bakalım belki karışmıştır. Ha?!" Bu cümleleri ise karşımda oturan bir adam söylüyordu. 40 ların sonlarında, zengin olduğu her halinden belli olan takım elbisesi vardı üzerinde. Sanırım gerçek ailem karşımda oturan kişilerdi. Ne komik değil mi? Ben gerçek ailemi bile bilmiyordum.
"Beyefendi haklısınız sinirlenmekte ama lütfen biraz sakin olun."
"Lan ne sakini sanki çok normal birşeymiş gibi söylüyor karşımda oturup. Yapıştırıcam bir tane." Yanında eşi olduğunu anladığım kadın adamın kolunu sıktı uyarırcasına. Adamda ona bakıp derim bir nefes aldı sakinleşmek istercesine. En azından sonu kavga filan ile bitmeyeceği kesinleşmişti.
"Bilmiyorum ama sen baya baya karışmışsın. Önce bu olaya mı yönelsen hı"
Peki ben şuan ne yapacağım. Babam beni bırakır mıydı onlara? Her ne kadar önemsemesede kızıydım dimi ben onun? Beni tanımadığı bir aileye direk vermezdi hayır. Belki hayatım boyunca nefret edeceğim adamdan mı umut bekliyordum ya ben. Dik dur be kızım. Sen nelere göğüs germedin bu mu yıkıcak seni.
"Ee ne yapıcaz o zaman? Herkes normal gibi mı davranıcak yoksa alıcak mısınız Esen'i?"
"Alıcam tabi Esen'i. Benim kanım o kız." Kendi aralarında ben yokmuşum gibi konuşanları sinirimi bozuyordu artık. Abi o kadar kısa da değilim beni niye görmüyonuz.
"Bende burdayım hani." Dedim kısık sesle. O adamın bakışları direk bana dönmüştü. Bir tırsmadım değil. Neyse çaktırma çaktırma.
"Biliyorum kızım bizde de göz var görüyoruz. Yarına kadar eşyalarını toplarsan iyi olur. Uçağa anca yetişiriz zaten. Onca işim arasında birde bu olaylar cidden kafayı yiyeceğim." Sonlara doğru kendi kendine konuşuyor gibiydi. Harika bir deliden kurtulduk derken bir deliye daha bulaşmıştım.
Eve gelir gelmez eşyalarımı toplamaya başlamıştım. Aslında toplanacak fazla eşyam yoktu. Yarım saate yakın toplanmam bitmişti.
Ben niye bu kadar durgundum? Niye hiç tepki vermiyordum? Bağırmam lazımdı , ağlamam lazımdı, delirmem lazımdı, sinirlenmem lazımdı ama hiçbirini yapacak halim yoktu. Ağlasam geçer miydi bu boşluk? Hayır. Etrafı dağıtsam, kırsam , döksem? Hayır yine birşey olmazdı. Sadece uzandım yatakta. Baktım gökyüzüne. En masum görüntüydü benim için. Bütün duyguları hissettiren bir yerdi orası. Yıldızlara ve aya uzun uzun baktım sanki ilk defa görmüş gibi. Yıldızların parlaklığı tamam diyordu bana. Tamam daha güzel bir hayat sunuldu, şans sunuldu diyorlardı.
"Hazırlandın mı?" Odaya apar topar giren babamla bir an irkildim. Cevap vermeden başımı olumlu bir şekilde salladım. Ağzımı açıp tek kelime etmek hiç gelmiyordu içimden.
"Hayırdır? Mutlu değilsin. Cici anne ve babana gidiyorsun yarın. Az sevin kızım olmuyor böyle."dedi pis pis sırıtarak. Evet iki dakikalık huzurumu bile anında yok eden bu adamdan nefret ediyorum.
"Hazırlandım baba."dedim kısık sesimle. Sesimi anca bu kadar çıkarabiliyordum insanlara karşı. Neden bilmiyorum ama sesimi biraz daha yükseltsem kızacaklar gibime geliyordu. Benimki de garip bir alışkanlıktı işte. Bu zayıflık değildi. Sesimi haklı olduğumda cikariyorduma ama. Aması vardı işte.