16

1.1K 55 9
                                    

"İkinci sefer olmayacak." Demekle yetinmiştim kendi kendime. Gerçekten yorucu ve can yakıcıydı... Ayrıca şimdiden kasıklarımın ağrısını hissetmeye başlamıştım bile!

Gecenin bir yarısı bacaklarımın ve karnımın ağrısına uyanmıştım. Odamın kapısı hafif aralıktı ve içeriye salonun ışığı sızıyordu. Birkaç hıçkırık sesi kaşlarımın kalkmasına sebep olmuşken fazlasıyla merak uyandırmıştı üzerimde.

Uzandığım yerde yavaşça doğrulup karnımı tutmuş ve yüzümü buruşturmuştum. Lanet olası, bu kadar acı çekeceğimi bilsem yapmazdım!

Dikkatim tekrar içeriden gelen seslere yöneldiğinde kendimi ayağa kalkmaya zorlasam da, yatağın bir köşesine tutunarak ilerlemiş ve kapının olduğu duvardan destek alarak da içeriye gizli gizli bakmaya başlamıştım.

Gördüğüm şey ile içimde bir burukluk hissetmiştim. Sanzu elleriyle yüzünü kapatmış ağlıyordu. Onu daha önce ağlarken veya morali bu denli bozukken hiç görmemiştim.

Ne yapacağımı bilemeden öylece durup bir süre izlemiştim onu. Daha sonra teselliye ihtiyacı olabileceğini düşünerek, yavaşça kapıyı aralamıştım.

Kapının gıcırtısıyla kafasını kaldırmış ve bana bakmıştı. Zar zor ayakta dursam da yanına doğru ilerlemiş ve hızla kucaklamıştım onu. Onun bana sarılarak karşılık vermesini beklesem de beni bir hışınla ittirmiş, düşmeme sebep olmuştu.

Şaşkınlıkla ona bakarken kaşlarımı da çatmıştım. O burnunu çekmişti, bana nefretle bakıyordu sanki. Bakışlarından öfke akıyordu adeta. "Gidip koduğumun çocukluk arkadaşına tesellisini verebilirsin."

"Anlayamadım?" Neyden bahsediyordu? Onca şeyden sonra takıldığı tek şey eski bir çocukluk arkadaşına sahip olmam mıydı gerçekten...? Ona kendini iyi hissettirmek için, özellikle de güçlükle yürüyüp ağrıdan kıvranırken, yanına yanaşmış ve içtenlikle sarılmıştım fakat o yalnızca eski çocukluk arkadaşıma takmıştı.

Dalga geçiyor olmasını umsam da yüz ifadesi benim düşüncemin tam tersini gösteriyordu.

"Anladın, salağa yatma. Siktiğimin hayatını oyun falan mı zannediyorsun?"

"Neyden bahsediyorsun? Sana hiçbir zararım dokunmamışken ne saçmalıyorsun?"

Sinirle sırıtıp dişlerinde gezdirmişti dilini. "Yuna," önüme birkaç fotoğraf fırlatmıştı; "gerçekten söylediğin şeylerden emin misin?"

Fotoğrafları elime almış göz gezdirmeye başlamıştım. Gördüğüm şeyler asla yaşanmayan olayları barındırıyordu. Izana ile öpüştüğümüz üç fotoğraf... Hiçbir şekilde hiçbir zaman olmayan ve olmayacak, hâttâ olmasını istemediğim saçma sapan görüntülerdi bunlar. Üstelik yalnızca bu değildi, iki gün öncesinin tarihi atılmıştı!

Kafamı hızla kaldırmıştım, gözlerim faltaşı gibi açılmıştı. "Bunlar doğru değil!"

Bakışlarında soğukluk vardı, gözlerinden bir damla daha yaş süzülmüştü. " 'Doğru değil' mi? Senin için bir oyuncaktan farksızım sanırım?"

"Hayır Sanz- yani Haruchiyo... Ben gerçekten böyle bir şey yapmadım! Yemin ederim!"

"Kanıtla."

"İki gün önce tüm gün seninle beraberdik. Böyle bir şeyin yaşanması imkansız."

"Kanıtla dedim. O günün akşamı beraber değildik."

Gözlerim dolmaya başlamıştı. "Bana hiç güvenmiyorsun..."

Bir anda bağırmaya başlamasıyla irkilmiştim. "Nasıl sana güvenebilirim?! Elimdeki fotoğraflar belli bir eylemin kanıtıyken senin saçma sapan manipülasyonlarına mı güveneceğim?!"

Hiçbir şey dememe izin vermeden kalkmış ve dış kapıya yönelmişti. Anahtarlarını aldıktan sonra kapıyı çarparak çıkmıştı. Ben ise yalnızca, elimde fotoğraflarla ve gözümde yaşlarla ardından bakakalmıştım.

Ağrılarımı önemsemeden öfkeyle ayağa kalkıp odadan telefonumu kapmıştım. Eski aramalarda gezinip Izana'nın numarasını bulmuş ve aramıştım. Sanki bu anı bekliyor gibi hızlıca açmıştı telefonu.

O telefonu açar açmaz bağırmaya başlamıştım. "Ne yaptın lan sen?! Öldüreceğim seni!"

"Ah~ Yuna, çok kabasın ama! Alt tarafı bir sürpriz daha. Hahaha!"

"Bana bak, seni gerçekten öldürürüm bu sefer. Neden benden bu kadar nefret ediyorsun anlamıyorum! Zaten... Zaten babamı öldürdün." Konuşmamın sonlarına doğru sesim titremeye başlamış ve gözlerim tekrardan dolmuştu.

"Benden aldıklarını sana ödetiyorum. Masum olduğunu düşünmemelisin. Bencilin tekisin."

Yüzüme kapatmıştı.

Telefonu yere fırlatarak bağırmış ve yere çömelip saçlarımı çekiştirmiştim. Öfkeliydim, üzgündüm ve kafam fazlasıyla karışıktı.

Gerçekten ona ne yapmıştım ya da bunca nefreti hak edebilecek ne davranışlarda bulunmuştum hiçbir fikrim yoktu.

Bir ay içerisinde sevdiğim iki kişiyi kaybetmekle kalmamış; çocukluğumu beraber geçirdiğim o insanın berbat değişimine de tanıklık etmiştim.

...

 Artist  ||Sanzu X Fem Reader Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin