Odama gelince yine Okan aklıma geldi. Ona hesabını sormam gereken şeyler vardı. Bir yerden başlamalıydım.
"İyi akşamlar Okan Bey"
yazdım. Bu yaptığıyla benim için tekrar 'Bey' olmuştu.
"İyi akşamlar. Bey?"
"Evet."
"Bir sorun mu var?"
"Neden böyle bir şey yaptınız"
"Ne yapmışım?"
"Benim için ev araba almak nedir? Siz beni ne sanıyorsunuz? Beni ne yerine koyuyorsunuz? Bunu kabul edeceğimi nasıl düşünürsünüz?"
Bütün sinirim mesajlarıma yansıyordu...
"Yanlış anlamışsın"
"Nasıl yanlış anlamışım? Siz her yardım ettiğiniz kişiye ev ve araba alıyor musunuz? Karşılıksız yapılmaz. Bunun karşılığında benden ne istiyorsunuz?..."
"Hayır. Yani demek istediğim, ben seni, senin ima ettiklerin yerine koymuyorum. Ve senden bir beklentim yok"
"Ben alın terimle sahip olmadığım hiçbir şeyi kabul etmem"
"Peki... "
"Sonuç itibariyle hayatın devam ettirmek için iş bulmak zorundasın. Yani en azından işi kabul et. Böylece ev ve arabayı bana çalışarak ödeyebilirsin"
yazdı. Aslında olabilirdi. Sonuçta çalışıp kendi paramı kazanıp her şeye alın terimine sahip olacaktım.
"Ne iş yapabilirim ki"
"Bilemiyorum, asistanım olabilirsin ama bunun için eğitim almak zorundasın"
"İş teklifinizi düşünmeliyim Okan Bey"
hemen düşmek istemiyordum. Hoş, bu teklifi kabul edeceğimi o da biliyordu ama ona olan kızgınlığım teklifi kabul etmem konusunda beni engelledi.
"Tamam. Ama şunu söylemeliyim ki seninle çalışmak bizim için onurdur..."
"Teşekkürler... Söylediğim gibi düşünüp size haber vereceğim. İyi akşamlar Okan Bey"
"İyi akşamlar"
Bana hala kırgın olduğunu seziyordum. O halde bile incelik edip şirketinde çalışmam için emrivaki yapmıyor, nazikçe davet ediyordu. Böyle kibar bir insanı, öyle bir kırmıştım ki kendimi affettirmenin yollarını arıyordum. Ona olan sinirimden eser kalmadı. Ona yaptığım haksızlık karşısında bu önemli bile değildi...
Ona kendimi affettirmek adına aklımda bir şey var aslında...
Sabah uyandığımda, Mert her zamanki yerindeydi. Nasıl olduysa bu gece kabus görmemiştim. Demek ki her gece değil bazı gecelerde görüyordum. Keşke hiç görmesem...
İpek daha gelmemişti. Ben de kalkıp biraz gezindim, sonra telefonumu elime aldım. Okan'a mesaj atmak istemiştim ama dün ona 'Bey' yazıp aramıza mesafe koymuştum. Bugün de hiçbir şey olmamış gibi mesaj atamazdım...
Tam telefonu bırakacağım sırada bir mesaj geldi.
"Günaydın"
Bir günaydın mesajı neden bu kadar mutlu etmişti ki beni?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY IŞIĞI
RomansaHayatı bi anda alt üst olan bir kız... Hayatla, vazgeçiş arasındaki adımları... Ona seçmesi gereken tarafı göstermek isteyen, yeni hayatının güzel olması için uğraşan bir adam...