Eve girdiğim gibi üzerimdekileri çıkarıp duş almıştım. Duştan sonra rahat edebilmek için içi polarlı bir pijama takımını tercih etmiştim.
Babam ve annem işteydi. İkisi de emekli edebiyat öğretmeniydi. Benim adıma bir kütüphane açmışlardı.
Unutmadan, bunu duyan abim abartısız iki saat ben evlatlık mıyım diyerek ağlamıştı. Babam da evet hatta seni camiden aldık demişti. Aklıma abimin o anki yüz ifadesi gelirken kahkahamı durduramadım.
Abim 21 yaşındaydı ve veteriner hekim olacaktı. Abim bölüme başladığında kedisi olmayanı mezun etmiyorlarmış diyerekten günlerce anneme yalvardığı için şimdi iki tane kedimiz vardı, birinin adını ben diğerini abim koymuştu.
Asil ve Aşil
Aç değildim ama yine de mutfağa girdim. Abim mutfakta kendisine kahve yapıyordu. “Sana da yapayım mı derdim ama kendin yap bana ne.” Tipik abi? Boş boş abime baktığımda sırıtarak saçımı bozdu. Zorla elini saçımdan ittirdim. Arada ısırmaya falan çalıştım derken abimden kurtuldum. “Kahve sevmediğimi biliyorsun.” Başını sallamıştı. “Şerefsizlik en büyük felsefem, biliyorsun kız.”
“Senden ala şerefsiz yok memlekette abiciğim.” Ters ters bakma sırası ondaydı. Şaka yaptığımı bildiği için alınmıyor veya kızmıyordu. Aramızdaki birkaç yaş yokmuş gibiydi abim. Her zaman yanımda olur, yüzümü güldürmeye çalışırdı.
“Ben ders çalışacağım, annemler gelene kadar beni rahatsız etme.”
Kahvesini bardağa dökerken omzunun üstünden bana baktı. “Yürü git la bebeye bak rahatsız etmeyecekmişiz. Gece uyumadan önce kapını kilitle canım çünkü seni boğmaya geleceğim.”
“Abi ciddiyim.” Omzunun üstünden dümdüz bir bakış.
Pes eden o oldu. “He tamam def ol git çalış da zengin olup paraya boğ en sevdiğin abini.”
“Veteriner hekim olacaksın abi. Paraya ihtiyacın mı var? Babamdan istesene.”
“Yok be kızım. Dalgasına diyorum. Babamın yanında da açma para mevzularını.”
“Sebep? Babam her akşam yanına çağırıp eksiğin var mı diye soruyor. Varsa var desene.”
“Koca adam oldum çekiniyorum fıstığım. Hem yettiriyorum ben bir şekilde, boş ver sen beni.”
“Babama diyeceğim bu arada. Abim parasız kalmış, tefecilerden para topluyormuş sonra da gidip meyhanede yiyormuş diyeceğim.”
Abim üstüme atılmadan önce koşarak odama kaçtım.
“Seni tuvalete atar üstüne de sifonu çekerim. Babama öyle söyle de götüme tüfeği soksun tamam mı? Annem bile alamaz elinden.”
“Hadi canım hadi.” Diye bağırdım kapıya doğru. “Hoşt, belediye hâlâ zehirlemedi mi sizi?”
“Sen görürsün, bak ben babama neler anlatacağım.”
“Abiciğim sen benim elimden kurtulamazsın ama ben senin eline düşmem bile. Gel arada beleşe ders vereyim sana.”
“Bak babam arıyor, açıyorum gör gününü.” Abimin sesiyle kapıya yapıştım daha iyi duyabilmek için.
“Evdeyiz babalık. Yok baba öyle demedim, özür dilerim. Yaptım kardeşime yemeklerin en güzelini. Aç değiliz baba. Yok sesini duyma sen, o şey. Uyuyor. Okulda çok yorulmuş. Sınav senesi ya çok çalışıyor baba. Tamam baba, annemi de öptüm.”
Gülmekten çenem çıkacaktı. “Abi ben uyuyorum rahatsız etme beni.” Dedim alayla.
“Bok faresi seni! İlaçmadan geldikleri zaman seni söylemeyi nasıl unuttum. Birkaç fıs da sana sıksalardı da senin gibi bir böcekten kurtulurduk.”
Abimle birkaç dakika daha ağız dalaşı yaptıktan sonra çekip gitmişti. Ama inadıma televizyonun sesini beni delirtecek seviyede açmıştı. Okuduğum paragrafı 20 kez de okusam anlamıyordum şu an. Sinirle başımı kaşıdım. Abimi duvardan duvara fırlatasım geliyordu.
Telefonumu elime aldım. Ders çalışamıyordum abim sağ olsun.
Money talks cnm
Bahar: Ders çalışamıyorum.
Bahar: Biz bu kadar konuyu işlerken ben neredeyim? Ne yapıyordum? İmdat!
İlknur: Dersi dinliyordun ama anlamıyordun.
Eylül: Bu benim ders çalışmak için aldığım ama nefessiz dizi izlediğim bilgisayar ekranına yansıyan eşgalim.
Eylül: Ben okulu bırakıyorum. Geride kalanlara başarılar.
Irmak: Bizim sınıf grubunda kavga oluyor şu an.
Irmak: Çok heyecanlı. Çişimi bile yapamadım kavgayı bırakıp.
İlknur: Ekran görüntüsü atsana.
Bahar: Bakayım. Ay kim ediyor? Canlı HD kesintisiz bağla bizi sohbete ya.
Irmak: Bir susun aklım karışıyor.
İlknur: Zekan beni her gün şaşırtıyor Irmak’cım.
Irmak ekran görüntüsü gönderdi.
Irmak ekran görüntüsü gönderdi.
Irmak ekran görüntüsü gönderdi.
Irmak: Bu kadar şimdilik.
Bahar: OHA AYCAN’A BAK LAFI ÖYLE BİR KOYMUŞ Kİ BANA BİLE KOYDU YANİ.
İlknur: Leyla bunu hak etmişti bu arada. Kızın en yakın arkadaşıydı güya ama neler çevirmiş arkasından.
Bahar: Ben öyle şeyler yapmam knu🤍.
İlknur: Küfür etmeyeceğim.
Eylül: Ben burada hangi konuya ağlasam diye düşünürken...
Bahar: Eylül ne dersi aşkım zengin koca buluruz.
Bahar: Irmak’ın attıklarına bak hemen. Leyla sana da laf atmıştı hatırlıyor musun?
Eylül: orsp Leyla. Niye hâlâ okulda kalıyor ki? Keşke atılsa.
İlknur: Atarlar mı amk?
İlknur: Onun babası okula çok büyük(!) yardımlar yapmış. Biricik öğrencimiz Leyla ÇWPWŞELFNGÖŞDPEÖDDL.
Bahar: Leyla’yı bir tur da sen döver misin? İstek değil ihtiyaç.
Irmak: Yuh ne öğrendim!
İlknur:?
Bahar:?
Eylül:?
Irmak: size girsin. Neyse şey Murat ve Sıla çıkıyorlarmış.
İlknur: Şaşırmadım. Murat iyi çocuk, yakışırlar.
Eylül: Irmak sen bugün izdivaççı mı olmaya karar verdin abi ŞEPWÖGKDŞWPWPWÖDL
Irmak: ÖSOEMVMDLWŞEKWİWPDMVMFK
İlknur: güldüm mal ya
Bahar: Abim diyor ki akşam bizimle gelebilir miymiş?
Bahar: Yusuf abi ve Elif abla da gelirler.
Eylül: Ablam gelemez, arkadaşında kalacakmış. Ders çalışacaklarmış.
İlknur: Siz de bunu yediniz mi? Ders çalışmak için toplanılan durumlarda asla ders çalışılmaz.
Bahar: Ben çalışıyorum ama kırk yılın başında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur Çıkmazı | Texting
Teen Fiction0537: Bir hayalin gerçekleşecek olsa hangisi olsun isterdin? İlknur:? İlknur: Kimsin? 0537: Oha! 0537: Ben, 0537 yazıyor 0537 çevrim içi 0537 yazıyor 0537: Bana cevap vermezsin diye düşünmüştüm. Fazla heyecan yaptım, söyleyeceğim her şeyi unuttum. 0...