Sabah çocukların sesiyle uyandılar.
"Poyraz kalk, çocuklar uyandı buraya gelmesinler."
"Neden anne ve babaları yatıyor ne var bunda?"
"Poyraz, utanırım! Off yatağı batırmışız!"
Poyraz gülerek dudaklarına uzandı ama o arada Balım babasına sesleniyordu.
"Babaa maamii annem ditmiş. Hani kalcakdı?"
"Anlaşıldı sen kalk duşa gir ben onlara bakayım ve teşekkür ederim sevgilim."
Poyraz çocuklara seslendi.
"Çocuklar üzerinizi giyinin maamii anneniz gitmedi."
"Poyraz bu çarşafı ne yapayım Gülbeyaz görmesin. Çok utanırım gerçekten Poyraz!"
Bergüzar hem panikledi hem kızardı. Poyraz güldü ve sarıldı.
"Utanılacak bir şey yapmadık sevgilim. Sadece bir birimizin içinde kaybolduk. Ben çarşafın icabına bakarım. Çocuklar odaya dalmadan kalk duşa gir."
Bergüzar mutluydu. Birazcık canı yansa da aldırış etmedi, sonrası gerçekten hiç yaşamadığı bir duyguydu ve Sude haklıydı. Seks güzeldi.
Kahvaltıdan sonra çocuklarla birlikte, Bergüzarı bırakmaya gittiler.
Yine dersler. Sude, Poyrazın da yardımıyla ikinci el chevrolet cruze aldı.
"Bunun rengi, Bergüzarın gözleri gibi." Poyraz güldü.
Bergüzar, son reglden sonra ilaç kullanmaya başladı ama halâ kızlara bahsetmedi. Utanıyordu. Oysa Sevgi de Sude de bu konuda daha rahattılar.
**** ****
O gün bakanlık da ki arkadaşlarıyla birlikte Sude, Tunalı da yeni açılan köfteciye gittiler.
Maaşlarını aldıklarında bunu yapmayı adet edinmişlerdi. Sude, zaten çok çabuk arkadaş olabilen birisi olduğundan bakanlık da çok seviliyordu.
Haftada bir, bazen iki kez Emre ile dışarı çıkıyor kâh kafede oturup sohbet ediyor kâh sinemaya gidiyorlardı.
İkisi de mutluydu ama Emre bu duruma hala alışamamıştı. İşinden vakit bulduğunda gizli gizli Sude'yi takip etmeye devam ediyordu.
Yedi kişi küçük mekanı doldurmuşlardı ve garsonlar harıl harıl masalara köfte yetiştirmeye çalışıyorlardı.
"Bu biberler acı mıdır sizce?"
"Benim ki tatlı," dedi Buse.
"Benim ki de," dedi Tolga.
Sude koca bir ısırık aldı ama yandı ve öksürmeye başladı.
Hep birlikte paniklediler. Birisi su birisi, ayran uzatıyordu ama Sude tıkanıyordu.
Acıyı hiç sevmediği gibi onu tıkardı. Hatta kokusuna bile tahammülü yoktu acı biberin.
"Yardım edin, arkadaşım acıdan tıkandı." Buse yüksek sesle bağırdı.
Hemen apar topar en yakın hastaneye götürdüler ama gidene kadar içtiği ayran veya su acıyı hafifletmişti.
"İyiyim, sizin yemeğinizi de mahvettim bir yemek borcum olsun."
"Önemli değil sen iyisin ya. Çok korktuk valla! İşe bak, hepimizin ki tatlı senin ki acı. Kızım şans diye buna derim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞLADIĞIMA BAKMAYIN (üç kadın)
Ficção GeralÜç kadın, üç hikaye. "Tek seçeneğiniz var. Annen mi, doğmamış bebeğin mi?" Üçüncü kadın sordu. "İnsan kendi evladını satar mı?" Birinci kadın sordu. "Çok adice." İkinci kadın konuştu. "Sen hiç seçeneksiz kaldın mı ki?"