-18-

1.6K 96 46
                                    

Merhaba çocuklar sizi özledim  🥺 Umarım hepiniz iyisinizdir . Sizi seviyorummm 💜✨

***
O günün devamında muhteşem üçlü uyumuş, Biricik kendine ve düşüncelerine zaman ayırmak için babasının mezarına gitmişti.

En ağır ve çözümsüz görünen sorunlarını babasıyla konuşurdu o . Bu hep böyle olmuştu. Eren'in eşcinsel olma düşüncesi ona çok ta uzak değildi. Tahmin ediyordu - ama little ola bileceği beklediği bir şey değildi. Belki dersiniz bu kız little nedir , nasıl bir şeydir nereden biliyor diye . Eh haklısınız da.

Boş zamanlarında vaktini geçirdiği bir uygulama vardı önceden. Babasını kaybetmediği , ailesinin mutlu günler geçirdiği zamanlarda . Oradan biliyordu böyle şeyleri . Sorun zaten Eren'in little olması ve ya ageplay sürecinde olması da  değildi aslında. Sorun Eren'in bunu kendisinden saklaması ve kendi ailesi yüzünden başına açılan bu durum yüzünden çektiği vicdan azabıydı . Kendi ailesi dediğim için yanlış anlamayın sakın , Eren de o ailenin bir üyesi ama ... Anladınız siz ( Umarım anladınız ya 🤦🏻‍♀️).

Yeni gelen kafadan birkaç tahtası eksik olan arkadaşımız Ömer ise iki kadın ile uğraşmış, sonra yıllar önce kullandığı odasına uyumak için çıkmıştı. (Bu bebeğimin hikayesi yan karakter olduğu bu hikayede harcanması doğru olmayacak şekilde özel. Bu yüzden hakkında çok fazla bilgi vermiyorum . )

Eh bu güne gelecek olursak ... Bu gün Erenin bu evde kaldığı yirmi dokuzuncu günü. Yani anlayacağınız yarın gidiyor .

Bu günler içinde sürekli olarak iki babası ile vakit geçirmiş, çoğunlukla küçük alanında kalmıştı. İlk başta sadece anlaşma yaptığı için tutsak edildiği ev , şimdi yuvası olmuş,  ruhunda kök atmış yaralarının en derinlerine dokunarak iyileştirmişti . Yani kısmen...

Erhan kucağında yan şekilde yatırarak uyuttuğu bebeğinin saçlarına eğilerek bir buse daha bıraktı. Yarım saate yakındır kucağında uyuyan bebeğinin saçlarına, boynuna ve yüzünün farklı kısımlarına bıraktığı buseler saysız hesabsızdı ... Sonuçta bebeğini bir daha göremeyecekti . Neden mi böyle düşünüyordu ? Aslında böyle düşünmekte çok haklıydı .

Eren küçük alanına geçtiği her anda ikilinin kucağından yere inmezdi . Sadece birkaç dakikalığına ona sütünü getirmek için giden Asaf'ın arkasında tam onbeş dakika durmadan ağlamıştı hatta . Ama bu durum büyük alanında olduğu zaman için geçerli değildi. Çünki böyle  zamanlarda sadece yemek yer , sütünü içer ve ya uyurdu . Anlayacağınız Erhan korkularında çok haklıydı.

Şimdi belki dersiniz Asaf nerede . Eh onun durumu daha vahim . Kendi bebeği gibi sevdiği ve sahiplendiği bebeğinin gidecek olmasını kaldıramıyordu . Çok alışmıştı. Çok bağlanmıştı. Ve en çok ta çok sevmişti . Siz söyleyin ne yapsın o şimdi ? (Ben ağlarım ya...)

Saat 00:00 ... Yeni bir gün başladı. Ve bir günün başlangıcı belki de bir aşkın sonu olacaktı, kim bilir ki ...

9 saat sonra...

Saat sabah 9 olmuştu. Ve Erhan sadece yarım saat içi geçtiği için uyumuştu. Asaf mı? O tüm gece boyunca bir koltuğa oturmuş, eşini ve bebeğini izlemişti. Bir daha bu manzarayı göremeyecekti çünki ...(Ben ağlayacağım ya 🥺)

Eren gözlerini açtı yavaşça yeni bir sabaha . İlk karşılaştığı babası oldu . Erhan babası. Kalbinde büyük bir yük oluştu o anda . Dün gece en son küçük alanında olmuş ve uyumuştu . Küçük alanında her şey kolaydı, ama bu durum normal zamanda geçerli değildi .

Yattığı yerden doğrulmuş ve kayarak yataktan inmişti. Gözleri koltukta oturup kan çanağı olmuş göz bebekleriyle kendisine bakan adamla buluştu . Kalbinde olan acı şimdi ikiye katlanmıştı sanki ...

Papatyalar aşkına Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin