16.Bölüm: Varisler ve İntikamları

940 107 42
                                    

Varisler Ve İntikamları

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Varisler Ve İntikamları

Zamanın tutukluluğu, bozuk bir saat misali akreple yelkovanı asla buluşturmuyor ama saatler geçiyor gibi hissettiriyordu.

Yaşadığı kabusu andıran anlar bir kısır döngüye girmiş, durmaksızın gözlerinin, zihninin ötesinde canlanıyor ve asla silinmiyordu.

Hangi silgi silebilir yaşananları?

Ne yapsa unutur akıl, hissedilen korkuları?

Silik parmaklar teninde geziniyormuşçasına ürperirken olduğu yerde kıvrılmış bir şekilde durmak çözüm değildi. Aksine kendisi dursa da dünya onunla durmamış, zaman akmamış değildi.

Dün yaşandı ama niye unutulmadı?

Mahur, kısa pelüş ceketi üzerine geçirdi ve odadan çıktı. Eğer biraz daha hareketsizce olduğu yerde kalırsa unutmak için çabaladığı her şeyi tekrar tekrar yaşıyormuş gibi hissedecekti.

Kapıda bekleyen korumaları da artık tanıyordu. Her an ona bir şey olacakmışçasına tetikte bekleyen adamlar, neye ihtiyacı olursa temin etmek için bir dakika olsun kapının önünden ayrılmıyorlardı.

"Miraç nerede?"

İçlerinden biri öne atıldı ve onu kaldıkları otelin lobisine doğru yönlendirirken cevap verdi.

"Bazı görüşmeleri hala devam ediyor."

Mahur'un adımları bıçak kesiği gibi aniden durdu. Soğuk bakışları kendisinden biraz daha uzun olan adamın kahve gözlerine odaklandı.

"Üç gündür işi hiç bitmiyor."

"Mahur Hanım," dedi adam sakin bir sesle. "Eğer bu görüşmeleri yapmazsa buradan çıkamayacaksınız. Farkındaysanız bir katliam söz konusu..."

"Evet, farkındayım."

"Eve dönemeyebilirsiniz. Miraç bey cezaevine girebilir."

Mahur kaşlarını çatarken tatsız bir gülümsemeyle bakıyordu adamın ifadesiz suratına.

"Olması gereken de bu değil mi, Korkut?"

Beklediği cevap bu değilmişçesine afallamış bir şekilde baktı ona, Korkut. Ağlamasını, üzülmesini anlayabilirdi ancak kocasının cezasını çekmesini istediğine anlam verememişti. Karşısındaki o mahalledeki kıvırtan küçük kız değildi artık. Bu keskin çizgiyle ilk kez yüzleşiyordu.

"Ama-"

Mahur önden yürümeye başladığında adam da peşinden ilerledi. Onu dinlememişti bile.

"Lider nerede?"

"Seni onların yanına götüreyim."

Mahur hızla önünde ilerleyen adamı takip etti. Otelden çıkıp birkaç dakika yürüdükten sonra yeşillik bir alana girdiler. İlerledikçe sesler yükseliyordu. Eğer yanılmıyorsa bir halay müziği çalıyordu. Bahçeyi geçip geniş bir açık otoparka girdiğinde gördüğü görüntü karşısında şaşkındı.

Küllerin YangınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin