BÖLÜM 5

552 38 115
                                    

İzel Karayel

"Bir gün çok hastaydın. Baba demeye utandığım adam seni hastaneye götüreceğini söyledi ve evden beraber çıktınız. Annem işte olmasaydı sizinle gelirdi ama evde değildi...

Babam eve ağlarcasına geldi. Senin yolda havale geçirdiğini ve hastaneye götürdüğünde çoktan hayatını kaybettiğini söyledi. O zaman çocuk olmamıza rağmen inanmadım. Neden bizi aramak yerine seni bırakıp eve gelmişti ki!?

Ben bunu düşünürken hepimizi hastaneye götürdü. Anneme söylediğinde bayıldığı için ambulans ile hastaneye getirilmişti. O da uyandığında doktor bize durumu açıkladı. Son defa görmek istedik ama izin vermediler.

Zor olsa da bunu kabullenmiştik. Ama babamın bir örgütün başı olduğunu ve seni de denek olarak götürdüğünü bilmiyorduk. Yıllarca seni ölü olarak bildik ama o bunak seni bizden ayırmış! Bir insanın babasının bunu yapacağı kimin aklına gelir? Daha beş yaşındaydın!" dedi en büyükleri. Uzun bir anlatımdan sonra ellerini başına koydu. Öylece yere bakarken diğeri boğazını temizledi.

"Biraz önce olan her şeyi anlatan en büyük abin Iraz. Ben ikinci abin Irız. O üçüncü abin Uzay ve son olarak dördüncü abin Ünay." diyerek kendisini ve diğerlerini tanıttı Irız abi.

Garip ama havalı bir ismi vardı. "İzel ben de. Memnun oldum." dedim. Ama memnun olup olmadığımı sonra anlardık...

"Bizde memnun olduk! Eğer bize şans verirsen mutlu da olacağız." dedi Ünay abi. "Size şana verip veremeyeceğimi bilmiyorum. Belki şu an anlattıklarınız yalan ve o adamın tuttuğu insanlarsınız. Bunu nereden bilebilirim?" dedim.

Uzay abi "İstersen DNA testi yaptıralım? Bize güvenmediğin için de test açıklanana kadar burada yaşamaya devam edersin." dedi. "Test açıklandıktan sonra size güveneceğim ne malum? Ya da o test ile oynamayacağınızı nereden bileceğim? Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin diyorlar." dedim.

"Çok haklı bir laf..." diye mırıldandı Iraz abi. İç çektim.

Onların öz abim olduğunu biliyordum. Ateş ile bir kaç bilgi öğrenmiştim. Ancak içimde bir his vardı.

Sanki onlar ile gidersem bana ya da buradaki birilerine zarar gelecek diyordu o his bana. Bu yüzden gitmek istemiyordum. Hislerim kuvvetliydi.

"Bak. Bize güvenmemekte haklısın. Ama bir denesen? Herhangi bir yanlışımız olursa hemen buraya gelirsin! Ya da gücünü kullanırsın. Sadece ufak bir şans istiyoruz." dedi Irız abi.

Göz ucuyla başından beri burada olan İlayda'ya baktım. Gözlerini hepsinde gezdirdi. Hepsinin gözlerine baktı.

Bana döndü. Gözlerini iki defa kırptı. Tekrar onlara baktım. Derin bir iç çektim...

"Ben çıkayım." dedi ve ayağa kalktı İlayda. Başımı salladım. O odadan çıkarken karşımdaki dört adama baktım.

Güvenmeli miydim?

🦋🧚🏻‍♀️

İlayda Akça (Efseryan)

Odadan çıktım. Bundan sonrasını kendi aralarında halletmeleri daha iyi olurdu. Asansöre ilerlerken Batu abimi gördüm. Endişe ile bana baktı.

"Ne oldu? Gidecek miymiş!? Kabullendi mi onları?" dedi yanıma gelip beni sarsarken. Şaşkınlık ile ona baktım.

"Ne?.." dedim sadece. Bu herif niye bu kadar endişeleniyordu İzel için?

"Gidecek mi diyorum İlayda?" dedi derin bir iç çekip. Sanırım sakin olmaya çalışıyordu.

"Bilmiyorum. Konuşuyorlar işte." dedim. "Neden yalnız bıraktın? Ya bir şey yaparlarsa!?" dedi. "Yapmayacaklarına eminim. İyi insanlar." dedim.

EFSERYAN AİLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin