Akın: Sınavın nasıl geçtiii?
Akın: Karşına çıkıyor muyum? ÖSKDMCJDÖLEŞWOSSLJFLDŞS şaka.
İlknur: Fena değildi, 80 falan alırım işte.
İlknur: Ay sen de karşıma çıkmaya yer arıyorsun, gel iki çiğköfte gömeriz işte.
Akın: Harbi mi diyorsun?
İlknur: He Akın.
Akın: Yok teşekkür ederim, aldım sözünü ama ;)
İlknur: Bok yersin artık Akın ;)
Akın: Henüz o kadar cesaretli değilim...
Akın: Bir hafta öncesinde benim için imkansızdın. Okulda gözlerine bile bakamazdım. Bazen kantinde görürdüm seni, o bana yeterdi. Şanslıysam bahçede aynı havayı solurduk.
Akın: Seninle yapacağım ufacık bir sohbette bile gözüm yoktu. Platonikliğin dibini görmüştüm anlayacağın :)
İlknur: Ya anlamıyorum, ne gerek var?
İlknur: Okulda değil misin şu an?
İlknur: Ay gel kantine tanışalım. Lütfen, çekinme.
(görüldü)
İlknur: Hu huu?
İlknur: Peki, sen bilirsin. Kararına saygı duyuyorum.
Akın: Özür dilerim, çok özür dilerim.
Akın: Korkağın tekiyim. Karşına çıkarsam benimle konuşmazsın, büyü bozulur gibi hissediyorum.
Akın: İnan ki senden daha fazla isterim yanında olabilmeyi.
İlknur: Bana büyü mü yaptın Akın???
Akın: Ya ŞWPDMFJSLSOWİQĞÖSJCLDLDKD
Akın: Bağlama büyüsü...
Akın: Ne sandın başka nasıl konuşuyor olacağız?
İlknur: QŞDPWİSĞQİÜQSİLDÖKFŞAAĞAÇ
İlknur: Bugün otobüste bir çocuğu sen sandım.
İlknur: Sana mesaj atmıştım ve onun olduğu kısımdan ses gelmişti.
Akın: Bir şey diyeyim mi...
Akın: Arkadaşımdı o çocuk. Geldi, anlattı bana. Eli ayağı birbirine girmiş, konuşsa beni ifşalarmış yanlışlıkla. Çenesi düşük birisi. Efe ismi. Hep aynı otobüse biniyorsunuz aslında da tanışmak bugüne nasipmiş...
Akın: Koşa koşa geldi yanıma, abi seninkine iki laf edemedim ağzımdan bir şey kaçar diye, diyor.
Akın: Yani yanlış anlama, seninki derken...
İlknur: Akın, seni yanlış anlamıyorum. Sürekli düzeltme kendini ne olur ya. Sen böyle yaptıkça kötü hissediyorum.
Akın: Elimde değil ki... Beni yanlış anlar da gidersen diye ödüm kopuyor.
İlknur: Sessiz sedasız gitmem merak etme. Bir sıkıntı olursa önce seni pişman ederim sonra giderim ŞĞWŞQWPMDJFÖDOSSLSOSM
Akın: Kalbini kırmamak için bir cümleyi iki saatte kuruyorum.
İlknur: Neyse en son karşıma çıkıyordun.
İlknur: Ulaş’ı tanıyor musun? Onun ailesinin kafesi var. Oraya gel, istediğin bir zamanda. Karşıma çıkmak istediğinde oraya gel Akın.
Akın: Ulaş benim süt kardeşim.
İlknur: Ne?
İlknur: Ee, sen kafeye gidiyorsundur.
Akın: Senin olmadığın zamanlar gidiyorum, genelde pek gitmem.
İlknur: Niye ben olunca kahve içilmiyor mu?
Akın: UTANIYORUM DİYORUM UTANIYORUM
İlknur: Yanımda olsaydın iki tane çarpmıştım sana...
İlknur: Bir daha utanıyorum yazarsan engellerim seni he yeter aaa insan arkadaşından utanır mı?
İlknur: Kimsenin duygularını küçük görmem, hisleriyle alay da etmem.
İlknur: Ailem beni öyle yetiştirmedi.
İlknur: Niye kendini saklıyorsun ki?
İlknur: Bir haftadır sabahtan akşama kadar konuştuğum arkadaşımla yüz yüze tanışmak benim hakkım.
Akın: Ufacık daha zaman, sonra söz.
Akın: Ulaş'la aynı sınıfta değiliz, bilgilendirme.
İlknur: Onu anladık zaten aptal değilim.
Akın: Sınavlardan sonra bir haftalık tatil olacak. Ne yapacaksın?
İlknur: Bizim ekip komple Uludağ'a gideceğiz sanırım. Abim bir şeyler ayarlamaya çalışıyormuş.
İlknur: Ulaş’ı da al gel derdim ama :)
Akın: Bunu da sözün sayıyorum maalesef gelemem...
İlknur: İyi, görüşürüz sonra.
Akın: Görüşelim, bakalım :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur Çıkmazı | Texting
Ficção Adolescente0537: Bir hayalin gerçekleşecek olsa hangisi olsun isterdin? İlknur:? İlknur: Kimsin? 0537: Oha! 0537: Ben, 0537 yazıyor 0537 çevrim içi 0537 yazıyor 0537: Bana cevap vermezsin diye düşünmüştüm. Fazla heyecan yaptım, söyleyeceğim her şeyi unuttum. 0...