Yaz tatili iyi hoşta çok sıcak oluyor be.
"Çok sıkıldım hem çok sıcak hem de canım sıkıldı Gece kaldır o koca götünü de dışarı çıkalım. Dışarıda da bir hayat var biliyorsun değil mi güzelim hani evin dışarısında" diyen sevgili ablacığım Güneşe baktım. Off ne diyon amk bilmiyorum ben sanki.
"Yemin et bende acaba ne var diyordum görüyor musun sen hayat varmış. Ne çıkacağım be zaten bir ay sonra okullar açılacak gereksiz insanlar bu yetmezmiş gibi yeni hocalar yeni dersler girecek bana falan falan ben gelmiyorum. Al hatunu siz çıkın gidin vapura binin benden de selam söyleyin denize. Benim yerime kokusunu içine çekin benim yerime de seyredin dalgaları. Oha amk ben de geliyorum denizi özlemişim lan" dedim oha amma çok konuştum be.
Güneş kırılmış gibi "üç gün oldu be bizden çok seviyor denizi gavurun tohumu"
"Doğru konuş kardeşinle Güneş" diyen Hamide hatunuma baktım.
Güneş "o bana amk desin ona bir şey demek yok ben diyince bana kızılsın" e oda haklı tabii.
"Ablalığın laneti tatlım" dememle kafama terliği yemem bir olmuştu.
"Doğru konuş kız o ne lanet malet töbe de hadi hazırlan da çıkalım artık evden Gece hanım sayesinde biz de çıkamıyoruz artık çıkalım" Hamide hatun ve terliği muhteşem ikili.
"Allah Allah göbek bağınız benimle mi kesildi siz çıkın gezin" dedim haklıyım.
"İnsanın içine sinmiyor babası kılıklı kızım benim hadi git giyin" Oldu mu şimdi bu hatuncuğum "illa benzetecek beni o göt beyinli herife" diye mırıldandım.
"Bir şey mi dedin Gece" yuh nasıl duydun be kadın.
"Hiçbir şey demedim" dedim ve odama hazırlanmaya gittim çabuk hazırlanan bir insan olduğum için ilk önce annemi sonra Güneşi bekledim.
İki saat neyse sonunda çıktık evden Bayraklı Karşıyaka vapuruna bindik her zaman ki gibi annemler üşüdükleri için -yaz gününde neden üşünürse neyse- içeri ben de dışarıya oturdum tabi ki. Kulaklığımı takıp denizi seyretmeye başladım.
Gözlerimi kapatıp kendimi Teoman'ın sesine bıraktım. Biraz olsun içimde yaşanan fırtınaları dindiriyordu ahh deniz dalgalar tekrar aşık oldum.
Hayatta bundan daha güzel bir an var mıdır acaba? Bir de şu yan tarafta ki yiyişen çift olmasa. İğrençsiniz diye bağırmak gelsede kendimi tuttum ama daha da cıvıtmaya başladılar.
Çocuk hem beni kesiyor hem yanında ki kızı götürüyor. Daha fazla dayanamayıp vapurun arka tarafına doğru yürüdüm.
Boş bulduğum bir yere oturdum bu tarafta sadece kırklı yaşların başında bir adam ve başka köşe de oturan teyze vardı.
Adam bana sıcak gülümsemesiyle selam verdi ne kadar sıcak kanlı insanları sevmesemde bir istisna yapabilirdim ve yaptım da. Ne kadar beceremesem de gülümsemeye çalışarak aynı şekil de selam verdim.
Adam kırklı yaşların da olmasına rağmen çok karizmatikdi üstünde ki takım elbisesi ne kadar yapılı olduğunu belli ediyordu.
Saçları sarı gibi kumraldı o renk nasılsa öyleydi işte neyse mavi gözleri ve boyunun uzun olduğu oturduğu yerden bile belli oluyordu.
Parfümü, saati, takımı, ayakkabıları, iş çantası adamın her şeyi ben pahalıyım diye bağırıyordu.
Neden vapura binmiş ki belki oda benim gibi denizi seviyordur. Ama bunun yalısı falan vardır denize karşı kesin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi ve Siyah
ChickLitHayat saçma bazen en kötü ne olabilir ki diyerek yaşamak lazım. Yani en kötü ne olabilir ki?