Herkes gittiğinde Jungkook'la beraber kocaman malikanenin önünde birbirimizden uzak bir şekilde oturuyorduk. Hala elindeki şarabını yudumlamakla meşguldü.
Bakışlarını bardaktan kaldırıp bana çevirdi.
" Ne yapmak istersin birkaç gün? "
Evin içine kafamı çevirip ne yapabileceğimizi düşündüm. Şömine planını kalabalık bir ortam için düşünmüştüm. Bunun dışında da hiçbir planım yoktu.
Tekrar ona dönüp gözlerine bakarak bilmediğimi belirterek omuzlarımı kaldırıp indirdim. Suratındaki gizli ama sevimli sırıtışı görebiliyordum.
" Seni sevmeme izin ver bu süre içerisinde." yerinden kalkarken söylemişti bu cümlesini. Ne anlama geliyordu?
Yanıma yürürken bakışlarını bahçede dolaştırdı. Dibime kadar gelip oturduğum armuta çömeldi. Ellerimi avcunun içine aldıktan sonra gözlerini gözlerime kilitledi. Anlamadığımı fark etmişti.
" Sadece seni doya doya sevmek istiyorum. Seni keşfetmek istiyorum. Seni tanımak istiyorum. Sevdiğin ve sevmediğin şeyleri öğrenmek istiyorum. Bugün bunu yapmama izin ver. " parmak uçlarını saçlarıma çıkartmıştı. Saçlarımın uçlarını kıvırıyordu. Gözlerimin içine içine bakıyor, içimin kıpır kıpır olmasına neden oluyordu.
Söyledikleri karşısında ne yapacağımı bilememiştim. Diyecek kelimem o kadar sınırlı sayıdaydı ki, aklıma gelmiyorlardı bile.
" Bu senin için uygun bir aktivite olur mu ? "
Suratımda dolaşan bakışları, nefesini suratımda hissetmek, söylediği sözler o kadar utandırıyordu ki beni kıpkırmızı olduğuma neredeyse emindim.
" İçinden nasıl bir adam çıkacağını merak ediyorum Jungkook. Sert görünüşünün altında kedi gibi bir adam olduğuna neredeyse eminim. Ben de seni tanımak için can atıyorum. "
Saçlarımdaki elini elimle tutup avuçlarımın içerisine aldım ve biraz daha oturduğum koltuktan ona doğru yanaştım. Dudaklarına ufak bir öpücük kondurup geri çekildim. Ancak onun bakışları dudağımda kalmıştı.
Biraz daha bana yanaşarak, beni armuta uzandırarak dudaklarını dudaklarımın üzerine örttü. Usul usul ve incitmeden öpmeye çalışıyordu. Sanki canımı yakmak istemiyor gibiydi. Dudaklarımı daha iştahla öpmeye başladığında ben de ellerimi ensesine çıkartmış iyice kendime bastırıyordum dudaklarını.
Şansımı zorlamak istedim ve alt dudağını ısırdım. O anda dudağını çok az bir mesafe geri çekti. Kenarının yukarı doğru kıvrıldığını hissedebilmiştim. İştahlı bir şekilde tekrar dudaklarımın üzerine kapandığında bu defa daha istekli öpüşmeye başladık. Sanki yarınlarımız yokmuş gibiydi. O da aynı şekilde benim alt dudağımı ısırdı. Acımıştı. İstek uyandıran bir acıydı.
Tam o anda boğazından gelen hırıltıyla benim üzerimden kalkması bir oldu. Bana arkasını dönerek ufak bir öksürük krizine girdi.
" Jungkook ? "
Ayağa kalkıp yanına gittim. Önüne geçmeye çalıştıkça arkasını dönmeye devam ediyordu. Sanırım gözlerini görmemi istemiyordu. Elbet görecektim, ancak o şimdi istemiyorsa şimdi olmamalıydı. Kollarımı belinden geçirip sırtına başımı yasladım.
" Bununla şimdi yüzleşmeni istemiyorum. " sesi biraz daha boğuk çıkıyordu. Belimdeki kollarımı tutup bana doğru döndü. Gözleri kahverengiydi. Anladığım kadarıyla kendine gelebilmişti. Suratımı avuçlarının içine alıp konuşmasına devam etti,

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Vampir Sevgilim | JJK
FanfictionHikayede +18 diyaloglar ve olaylar olacaktır. 18 yaşından küçüklerin okuması yasaktır.