~32~

92 72 78
                                    

~Yazar'dan~

Elis uyanmıştı baş ucunda sevgilisini ve abisini görünce gözleri dolmuştu. gözleri: asıl kan bağı olan abisini aramıştı, oğuz'u. Aramıştı ama görememişti. Telefonunu almak için uzandığı sırada Eren birden kalkmıştı ve Elise bakmıştı. Sahi en son konuştuklarında kavga etmişlerdi şimdi düzelmiş miydi araları?

"Elis ne oldu? iyisin dimi? Canım mı yandı? Hemşire çağırayım mı?" dedi Eren panikle gözlerinden okunuyordu korkusu.

"Sen beni bu kadar düşünür müydün ya?" dedi Elis.

"Elis sence bu konuyu abin yanımızda uyurken ve hastanede mi konuşucaz?" dedi Eren.

"Hastanede konuşmayalım istersen nereye gidelim bir düşüneyim" diyip elini aklına koydu hımm diye sesler çıkardıktan sonra parmağını şıklatı "buldum söyle güzel bir restoranta gidip güzel bir yemek yiyip sonra da konuşuruz olur mu?" dedi Elis alayla.

"Özür dilerim elis o zaman sinirliydim ne dediysem pişmanım affet Elis, lütfen hım?" dedi Eren.

Elis sessiz kaldı onca şeyden sonra hemen hiçbirşey olmamış gibi davranmak istemiyordu pişman olduğunu görmek istiyordu bu en büyük hakkıydı.

"Sessiz kaldığında ne olduğunu biliyorum pişman olduğumu görmek istiyorsun" dedi eren. Elis şok olmuştu ama belki etmemeye çalıştı. Cidden elisi nasıl bu kadar iyi tanıyordu?

Elis o sırada eskileri düşündü erenin anonim olduğu sıralar nasıl mutlu olduğunu, annesi ile cafesinde çalışırken nasıl mutlu olduğunu, eren elisin yaptığı pastayı yediği için elis ile erenin olan tartışmalarını bir süre düşündü elis gözleri dolmuştu ağlamamak için direnmedi serbest bıraktı gözyaşlarını.

Çınar o sırada uyanmış mavi hastane kıyafeti içinde olan kardeşine bakmış hızla ellerinden tutup elisin kendisine bakmasını sağladı elis bir süre abisini ne kadar özlediğini düşündü ve ardından sarıldı bu sarılma 'bir daha ayrılmayalım' der gibiydi ama tabiki buna kader karar verecekti onlara düşen tek şey hayat onları ayrana kadar birbirlerine sahip çıkmaktı.

Ardından elisin kontrolleri için doktor geldi elisin 2 gün içinde taburcu olabileceği durumunun iyiye gittiği hakkında konuşma yapıldıktan sonra doktor odadan ayrıldı çınar elise kıyafet almak için eve gitmişti 1-2 dakika sonra elinde tepsi ile içeri eren girdi yatağın yanına kadar yürüyüp yemek koymak için yapılan özel masayı elisin önüne kadar getirdi ve tepsiyi üstüne bıraktı.

"Yemek vakti" dedi neşeli sesiyle elis sarılmak istiyordu ama sarılmadı.

"Oğuz nerde?" demişti Elis.

"Gitti, eğer burdan giderse seninde hayatını kurtaracağını söyledi" dedi eren.

Elis bu sefer sustu birşey diyemedi tüm o sözleri boğazına takılmıştı, sanki susuz yutmaya çalışılan hap gibiydi. Eren elisin yanına oturdu ve elini tuttu gözleri dolmuştu erenin ama ağlarsa elis onu döverdi öyle demişti elis bir keresinde ama şimdi ağlasa aklına gelir miydi ki?

Eren tavana baktı derin bir nefes aldı ve kaşığı eline alarak çorbaya daldırdı.

"Unuttuğumu sanıyorsan yanılıyorsun, ağlama." erenin duyduğu bu bir cümle onu mutlu etmeye yetmişti bu sefer tutamadı yaşlarını ve serbest bıraktı elis o anda erenin yüzüne çıkardı ellerini göz yaşlarını sildi ve buruk bir tebessüm ile erene baktı. Eren mutlu olmuştu bu bile yetmişti şu an yemeğini elise hızla yedirip odadan çıkmıştı çünkü uyuması gerektiğini söylemişti hemşire bey.

Bir süre uyuyan sevgilisini düşündü  ve ona hastaneden çıkınca ne süpriz yapacağını düşündü eren...

Çınar'dan~

Tam anlamıyla öldüğümü sanmıştım. Kardeşimin de annem gibi bırakacağını sanmıştım,aptaldım elis beni kolay kolay bırakmazdı biliyordum, biliyordum da yine de bir şüpheye düşmüştüm.

Ağlamamak için zor atmıştım kendimi dışarı. Hastahaneler her zaman korkuturdu beni. Bizi hem birleştiren hem de ayıran bir yerdi hastahane. Bu yüzden hep nefret ederdim. Bomboş olmuş karanlık sokaklarda ilerlerken ağacın dibine oturdum yan tarafım da da çiçekçi abla vardı bana baktı ve konuşmaya başladı .

"Umudunu kaybetmişsin genç ama sende haklısın çok şey yaşamışsın." dedi çiçekçi abla haklı olduğunu düşündüm ve zar zor kalkarak cebimden bir miktar para çıkardım kadına uzattım ama elimdeki parayı almak için hiçbir harekette bulunmadı.

"Hastaneye bir kere düştüysen çıkmak zor olur genç adam" dedi ve arkasına bakmadan hızla ilerledi.

Bir süre ne anlama geldiğini düşündüm ve kadına ne demek istediğini sormak için kafamı kaldırdığımda meydanda tek tük ışıkların yandığını aptal gibi ayakta dikildiğimi fark ettim. Tekrar oturdum kalktığım yerden kadın da yoktu zaten bir süre ağladım oracıkta.

Kaybedicem diye çok korkmuştum. Bir daha o beyaz teni sarı saçlarını mavi gözlerini göremeyeceğim diye korkmuştum neyseki olmadı, düşündüğüm hiç birşey gerçekleşmedi bunları düşünürken çoktan eve gelmiştim bir duş alıp üstümü değiştirdim ve elise birkaç kıyafet hazırlayıp yattım.

Ama uyumak ne kelime aşırı yorgun hissediyordum ama o kadın aklımdan çıkmıyordu lanet olsun ki uyuyamıyordum, sinirle yatağının yanında duran komodini açtım ve içinden son zamanlarda çokça kullandığım uyku hapını çıkardım ve bir tane attım ardından derin bir nefes alip gözlerimi kapattım. Uyandığımda beyaz tavanla bakıştım bi 5 dakika. Saate baktığımda 11'e geldiğini gördüm iyi uyumuştum düşününce. Hemen telefonumu elime aldım ve bildirimlere baktım bir mesaj vardı ki üstümde ne olduğunu umursamadan dışarı çıkmıştım.

○■○■○■○■○■○■○■○■○■○

Sizce çınara ne mesajı geldi ve kimden di?

Umarım beğenirsiniz😊

Oy ve yorum atmayı unutmayın☆

Çikolatalı Çilek | Instagram Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin